Ana SayfaYaşamSağlıklı BeslenmeKetojenik diyet: Bol yağ, ölçülü protein, az karbonhidrat

Ketojenik diyet: Bol yağ, ölçülü protein, az karbonhidrat

-

Ketojenik diyet kökeni 1920’li yıllara dayanan, vücudun enerji kaynağını şekerden yağa çevirmeyi hedefleyen bir diyettir. Ketojenik diyet fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olması, zihinsel gelişimi desteklemesi ve çeşitli hastalıklara iyi gelmesiyle son dönemde popülerliği yakalamıştır.

Ketojenik diyet nasıl işliyor?

Çoğu insanın metabolizması temel enerji kaynağı olarak glikozu kullanır. Karbonhidrat ve şekerden oluşan glikoz kolayca enerjiye dönüştürülebilir fakat insülin seviyesini de arttırdığından açlığa çare olmaz. Glikoz fazlası, yağ olarak göbek ve basen bölgelerinde depolanır. Ketojenik diyet bedenin glikoz yerine yağ kullanmasını hedefleyip diğer diyetlerden farklı olarak sağlıklı yağların bol miktarda kullanımını önerir.

 

Evrim süreci göz önünde bulundurulduğunda, insanların her istediklerinde yemek elde edebilmeleri çok yeni bir durum. Açlık modu, bu süreçte insanların yiyecek bulmak için fiziksel ve zihinsel üstünlüklerinden yararlanmalarını gerekli kılmıştır. Ketojenik diyet de tıpkı insanların yemek bulmak, hayatta kalmak için mücadele etmesi gibi bedenin hayatta kalma mekanizmasının bir parçasını oluşturur. Bir süre ihtiyacı olan glikoza erişemeyen vücut yağlara yönelir buna da “ketosis” denir. Ketosis durumuna geçen beden, yiyecek bulmaya çalışan insanlar gibi sahip oldukları özellikleri değiştirip geliştirmeye çabalar. Ketosis modu, karaciğer tarafından keton maddesi üretilmesini  ve bu maddenin glikozun yerini almasını sağlar.

Ketojenik diyet kilo vermeye yardımcı oluyor mu?

Yapılan bazı araştırmalar doğru biçimde uygulandığında ketojenik diyetin kilo vermeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Ketosis moduna geçen beden enerji kaynağı olarak yağları kullandığından fazla yağlar yakılır. Yağ depolayan insülin hormonu daha az salgılandığından yağ hücreleri karaciğere ulaşarak ketonlara dönüşür. Her diyette olduğu gibi kişiden kişiye değişkenlik gösteren ketojenik diyet; bolca sağlıklı yağ, ölçülü protein ve mümkün olduğunca az miktarda karbonhidrat tüketildiğinde kilo verileceğini vaat eder. Elbette diyetin uygulanması bir doktor kontrolünde, kişinin bünyesindeki çeşitli değişkenler, hastalıklar, yaş, aktivite oranı, hedefler göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmelidir.

 

Karbonhidratı azalt, yağı çoğalt

Ketojenik diyeti uygulamada önemli olan başlıca etmen karbonhidrat, yağ ve protein kombinasyonunu vücuda uygun olarak biçimlendirmektir. Karbonhidrat alımını günde 20-25 gramlık bir seviyeye indirgemek ketojenik diyet için idealdir. Başlangıç aşamasında meyve, un, alkol ve şekerden kaçınmak gerekir. Her gün minimum bir sebze, ham veya pişmiş şekilde tüketilmelidir. Sebzeye ve sağlıklı yağlara ağırlık vermek bu diyette altın kural sayılır. Yağ tüketimi arttırılmalı, günlük kalori ihtiyacının %60-%80’ini karşılıyor olmalıdır. Avakado, fındık gibi yağ oranı yüksek besinler ketojenik diyette lezzetli ve sağlıklı alternatifler olmaktadır.

Çalışmalar tarafından fiziksel ve zihinsel anlamda birçok faydası olduğu belirtilen ketojenik diyet herkes için uygun olmayabilir. Sağlıklı yaşamak kişinin bedenine yapabileceği en iyi yatırımdır fakat her sağlıklı beslenme biçimi her bünye için doğru olmamaktadır. Bir diyet biçimini uygulamadan önce, bedenimizi, hassas noktalarımızı tanımak ve bu doğrultuda beslenmek sağlığımız için en iyi tercih olacaktır.

SON YAZILAR

Neden vegan oldum?

“Neden vegan oldum?” sorusuna kısa cevabım; hayvanlara eziyet çektirmeden, onları öldürmek amacıyla üretmeden, doğaya zarar vermeden ve sağlıklı yaşamak için. Tüm bunlar insan üzerinde aynı anda...

Beş çayları: Önceliğimiz, öğretilmişliklerimizden kurtulmak

Kültürümüzün temelinde misafirperverlik yatar bizim. Geleni aç göndermeyiz. Kahvenin yanına bile mutlaka servis edilecek bir besin ekleriz. Beş çaylarımız vardır bizim. Kısırların, böreklerin, mercimek köftelerin,...

Uykusuzluğumuzun nedeni belki de beslenmemizdir…

İnsanın varlığını sürdürebilmesi için biyolojik, fizyolojik ve psikolojik gereksinimlerinin karşılanması gerekir. Bunlardan biri uykudur. Uyku süresi ve kalitesi, hafıza, öğrenme performansı, metabolik sistem gibi birçok...

Anne sütü: İlk aşı

Bireylerin gelişim süreçlerinde doğumdan adölesan döneme kadar içerisinde bulundukları yaş aralıkları; 0-1 yaş arası bebek, 1-6 yaş arası okul öncesi çağı, 6-12 yaş arası okul...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol