Ana SayfaYaşamKadınGuy-Blache: İlk kadın film yönetmeninin anlatılmamış hikayesi

Guy-Blache: İlk kadın film yönetmeninin anlatılmamış hikayesi

-

İşte burası, New Jersey’deki Fort Lee; Hollywood açılmadan önce Amerika’daki film yapımının başkentiydi. Bu erken sinema dönemindeki önemli bir isim de bir zamanlar burada çalışmış olan Alice Guy Blaché idi.

Blaché dünyadaki ilk kadın film yönetmeni olarak da biliniyor. Öyküleyici tarzda film çeken ilk kişiydi. Kariyeri boyunca kısa ve uzun metrajlı 1000 kadar filmin yapım sürecinde yer aldı. Alice Guy Blaché 1896 yılında Fransa’da “Lahana Perisi” filmini çekti. Bu filme ününü getiren özelliği ise dünyanın ilk öyküleyici filmi olmasıydı.

Onunla ilgili olağanüstü olan şey şu ki çok fazla film yapmış, binlerce film. Guy Blaché’nin günümüzdeki hayranları arasında Hollywood’un en ünlü isimlerinden biri de var, Jodie Foster.

Blaché hakkındaki yeni belgeseli seslendiriyor, “Be Natural: The Untold Story of Alice Guy Blaché” Ve çoğu ilke imza atmış olması, ilk öyküleyici film ve kullandığı farklı tipteki teknolojiler mesela. Hatta bana göre yeterince iyi olmadığı konusunda hep endişeliydi. Alice Guy Blaché filmlerinde birçok farklı konuyu işledi. Hayata dair meselelere karşı duyarlıydı. ABD’ye geldiğinde göç ve anti-semitizm gibi sosyal içerikli konuları işledi. Filmlerinin bir tanesindeki tüm oyuncular Afro-Amerikalı idi. Ama öncesinde karma bir oyuncu kadrosu olması planlanmış. Beyaz oyuncular Afro-Amerikalı oyuncularla partner olacaklarını öğrenince oynamayı reddetmişler. O da filmin tümünü Afro-Amerikalı oyuncularla çekmeye karar vermiş. Ki bu 1912 yılı için çok normal.

Aşırı üretken bir film yapımcısı ve inkar edilemez derecede yetenekli Guy Blaché, başarısına oranla asla gerçek anlamda tanınmadı.

Hayatım boyunca filmlere gittim. Bir sürü film inceledim, nasıl olur da bu kadının ismini ya da sinemaya katkılarını bilmiyor olurum. Niye gözlerden kaçmış olabilir peki? Onun yaptıklarından faydalanan birçok erkek var. Fakat muhafaza imkanlarının pek olmadığı zamanlardı, filmlerinin izlerini ille de sürmüyorlardı. Bir de bence o, pek kendini ortaya atan biri değildi. Bence bu yüzden onun adı paspasın altına itelendi.

The New York Dramatic Mirror zemin katta Blaché’nin ofisinin bulunduğunu rapor ediyor. Alice Guy Blaché 1912 yılında Amerika’ya yerleştikten sonra New Jersey’de kendi stüdyosunu dahi kurdu.

O hep girişkendi ve birçok sinema tekniğine de öncülük etti. Bence yakın çekim yapan ilk insanlardan biri olabilir. Bunun D.W. Griffith ile başladığını sanmıyorum. İlkler önemlidir, sinemanın ilklerine birçok insan katkı sağladı ve o kesinlikle bunlardan biriydi. Renk tonlamayı, ekran bölmeyi, özel efektleri kullandı ve bir sürü hayvanla çalıştı.

Alice Guy Blaché yarattığı kendi evreninde yaşıyormuş gibi gözüküyor. O güçlü bir kadındı. Bugün yaşasaydı “Me Too” hareketiyle ilgili ne düşünürdü sizce?

Onun en bilindik filmlerinden biri “Planlanmış Ebeveynlik” hakkındaydı. Film 1800’lerin sonu ile 1900’ların başı arasını köken alıyor. Kadınların özgürleşmesi, oy hakkı ve sufrajetler hakkında filmleri var. Yani feminizmin terimleri bağlamında o da kesinlikle bu döngünün içindeydi. Ama ne kadar yol katettiğimizi ve ayrıca trajik olarak pek de yol alamadığımızı hayal edebilir miydi bilemiyorum. Biliyorsunuz ki bu nesil için tam tersi geçerli. 1920’lerdekilerin, Alice Guy Blaché’nin son filmini görme imkanları oldu. O zaman 47 yaşındaydı. Onu destekleyenler, tüm bu başardıklarından sonra sonunda hak ettiği yeri bulmasını umuyorlar.

O, sinemanın erken dönemlerindeki önemli bir öncü figürdü kesinlikle.

Kaynak: BBC
Senin Hikayen

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

Kadın, doğa ve kesişen tahakküm: Av ihalelerinden İstanbul Sözleşmesi’ne, Kuzey Ormanları’ndan 6284’e

Hem ekofeminizm hem vegan feminizm kadınların, doğanın ve hayvanların üzerindeki ataerkil kapitalist baskının nasıl ortak sömürü hikayeleri ortaya çıkardığını yıllardır tartışıyor. Üstelik bunu, sadece bu...
Mehmet Demiryay
Mehmet Demiryay
Dünyadan bilim/kültür/sanat/politika videolarına altyazı yapıyor, hikayeler anlatıyor.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol