Ana SayfaDuyurular & EtkinliklerTürkiye Sinop'ta "Nükleere hayır" dedi

Türkiye Sinop’ta “Nükleere hayır” dedi

-

Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce nükleer karşıtı bugün Çernobil’i anmak ve “Mersin’de, Sinop’ta ve her yerde nükleere hayır” demek için Sinop’ta buluştu.

Yaklaşık 59 bin kişilik yürüyüş Diyojen heykeli önünde başladı. Halk “Nükleere inat yaşasın hayat“, “Susma haykır nükleere hayır” ve “Yaşamak için nükleerden vazgeçin” sloganlarıyla Uğur Mumcu Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş kortejinin en önünde “Nükleere hayır” pankartı ardında Sinop Nükleer Karşıtı Platform üyeleri yürüdü. KESK, DİSK, TÜRK-İŞ, KAMU-SEN, yaşam savunucuları, spor kulüpleri ve taraflar gruplarının yanı sıra çok sayıda dernek, platform ve siyasi parti de katıldı. Motor Sporları Federasyonu Sinop İl Temsilciliği 100 motor bisikleti ile mitinge destek verdi.

Nükleer hayvan insan ayırt etmez

Mitingde konuşan Sinop Nükleer Karşıtı Platform Koordinatörü Zeki Karataş, “Sinop’a nükleer santral yaptırtmayacağız. Akkuyu ve İnceburun’daki projelerin hayata geçmesine izin vermeyeceğiz. Direneceğiz ve mücadele edeceğiz” dedi. Sinop Belediye Meclis Üyesi ve Sinop Balıkçıları Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Türkoğlu da “Nükleer varsa hamsi mamsi yok. Bizler ailelerimizin geçimini Sinop palamutu ile sağlıyoruz. Balıkçılığımı yok ediliyor. 600 balıkçımız var 4000 kişi balıkçılıkla geçiniyor. Bu kadar insanı aç bırakmaya kimsenin hakkı yok” dedi. Türkoğlu, “İnceburun bölgesi, emsali olmayan bir yer” diye konuştu.

Nükleer santral konusu uzun zamandır gündemimizde. Savunanlar var, karşı çıkanlar var. Nükleere dair yüzlerce açıklama yapıldı, davalar açıldı, tartışmalar yapıldı. Ancak biz artık biliyoruz ki; nükleer kötüdür, nükleer öldürür. Nükleer canlı hayatın olduğu her yer için tehlikelidir. Nükleer ucuz ve temiz enerji değildir. İkamesi vardır; adı da yenilenebilir enerjidir!

29 yıl önce meydana gelen Çernobil faciasının etkileri hala sürmekte. ÇED raporu eksik ve çelişkilerle dolu olan Akkuyu Nükleer Santrali’ne de tepkiler artarak sürüyor. Bugün Çernobil’in yıldönümünde “Akkuyu’da Sinop’ta ve her yerde nükleere hayır” demek için Sinop’ta bulunan yaklaşık 50 bin kişinin isteği de bu: Sinop, Mersin Çernobil Olmasın!

Çevre mühendisleri uyarıyor

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), Çernobil Nükleer Santrali kazasının yıldönümünde Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili dikkat çekici bir uyarıda bulundu. Akkuyu’ya santral yapacak olan Rusya’nın santralden çıkacak tehlikeli ve radyoaktif atıkları 7 yıl boyunca deprem bölgesi olan Akkuyu’da depolayacağı belirtilerek, “Radyoaktif çubukların soğuması için 7 ile 10 yıl süre gerekiyor. Sonrasında ise atıkları almaya zorlayacak herhangi bir yaptırım bulunmamaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Kuzey Ormanları Savunması Nükleer

Çevre Mühendisleri Odası, 1986 yılında Ukrayna’nın başkenti Kiev’in 140 kilometre uzağında bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen kazanın yıldönümünde bir basın açıklaması yaptı. Akkuyu ile ilgili uyarılar yapan ÇMO; kazada yüz binlerce insan yaşamını yitirdiği, yüz binlercesinin evini terk etmek zorunda kaldığını kaydetti. Ayrıca açıklamada, kazanın etkilerinin de hala devam ettiği vurgulandı.

Dünyada nükleer reaktör işleten devletlerin atıklara dair net çözümler üretmediğini belirten Mühendisler, geçici depolama yöntemlerinin tercih edildiğini belirtti. Akkuyu’da da ciddi bir nükleer atık sorunu ile karşı karşıya kalınacağı uyarısının yapıldığı açıklamada, “Yapılan uluslararası sözleşmede ve tartışmalarda da atıklara dair ne gibi önlemler alınacağı ne yazık ki, belli değil. Zaten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulan ÇED raporunda da atığın ne yapılacağı, nasıl saklanacağı, nereye nasıl taşınacağına dair herhangi bir ifade yer almıyor, genel ifadelerle yönetmeliklere uyulacağı ifade ediliyor. Bu nedenle de ÇED raporunun olması gerektiği gibi bir planlama ve teknik birikim barındırmadığı rahatlıkla söylenebilir” denildi.

Olası bir kazanın sonuçları…

Açıklamada kömür ve doğalgaz konusunda rusyaya oldukça bağımlı olduğumuz ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin bu bağımlılığı teknoloji ve hammadde açısından artıracağı belirtildi. Olası bir kazada tüm Türkiye’nin etkileneceği vurgulayan ÇMO’nun açıklamasında şöyle denildi: “Defalarca dile getirdiğimiz, sorduğumuz halde yanıt alamadığımız bir soru da olası bir kaza halinde ne gibi önlemler alınacak, hangi bölgeler ne şekilde etkilenecek? Akkuyu ve Sinop’tan olacak bir radyoaktif serpintinin izleyeceği yolları hesapladık. Her iki nokta için, atmosfere salınan parçacıkların 4 günlük (96 saat) güzergahları belirlediğimizi ve çalışma sonucuna göre, hem Akkuyu, hem de Sinop’ta meydana gelecek bir radyoaktif sızıntının Türkiye’nin büyük bölümünü etkileyeceğini her fırsatta dile getirdik. Hangi bölgelerin ne oranda etkileneceğini birçok seminer, konferans ve basın-yayın organlarında haritalar ve grafikler eşliğinde anlattık. Bugüne kadar tek bir yetkili bize bu çalışmamız hakkında soru sormadığı gibi yapılan en bilimsel açıklama da ‘Tüp de patlar mutfakta kullanmayalım o zaman, uçak da düşer binmeyelim o zaman’ şeklinde oldu.

Evrensel’in haberine göre, Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), geçtiğimiz hafta temeli atılan Akkuyu Nükleer Santrali’ni inşa eden Akkuyu NGS şirketinin, santrale ilişkin tepkilere rağmen Mersin ile Türkiye’nin birçok ilindeki billboardlara astığı reklamların kaldırılması için kampanya başlattı. Başlatılan kampanya ile asılan bu reklamların kaldırılması talep edildi. Derneğin kampanyaya ilişkin yaptığı açıklamada şunlar kaydedildi: “Yıldız Ada Şirketi, Mersin’de bulunan reklam panolarında Akkuyu Nükleer Santrali’nin reklamını yaparak Türkiye’nin 40 yıldır süren nükleer santral karşıtı mücadelesine saygısızlık yapmıştı. Enerjide Rusya’ya bağımlılığın, Akkuyu’nun Çernobil ve Fukuşima olmasını, Akkuyu’nun nükleer atık deposu haline dönüşmesi, bölgenin ekosisteminin bozulması, insanları öldürmek için Akkuyu’da nükleer silahın ham maddesinin üretilmesi, kamu kaynaklarının zarara uğratılması, bölgenin tarımına ve turizmine darbe vurulması, yaşam hakkının gasp edilmesi, çocukların geleceğinin karartılması, Mersin’in ve Akdeniz’in kalbine bir atom bombası yerleştirilmesi reklamını yapan; Yıldız Ada Petrol Ürünleri İnşaat Nakliye Gıda Reklam Ajans Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ni kınıyoruz ve panolarından gerçeği yansıtmayan, halkı yanıltan Akkuyu Nükleer Santrali reklamlarının kaldırmasını istiyoruz.

Son günlerde çok konuşulan, çok bakılan bir konu da Akkuyu nükleer santralinin yapılacağı bölgede çekilen iki fotoğraf;

Önce Sonra

Nükleer yok, atığı var!

Çernobil’in yıldönümünde Akkuyu için uyarılar yapan İzmir Nükleer Karşıtı Platform, ülkede henüz santral yokken ortaya çıkan nükleer atıkların hesabını sordu.

Çernobil nükleer santral kazasının yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapan Nükleer Karşıtı Platform (NKP) İzmir bileşenleri, temeli atılan Mersin Akkuyu Nükleer Santralı’na dair açıklamalarda bulundu. Çernobil’de yaşanan faciayı hatırlatan İNKP üyeleri, Türkiye’de de benzer bir felaketin yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Akkuyu Nükleer Santralının reklamlarında yalan bilgilerin verildiğini söyleyen ÇMO Şube Başkanı Halil İnal Kınay, santral reklamlarının Çanakkale’deki bilbordlardan kaldırıldığını söyleyerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden de aynı hassasiyeti göstermesini beklediklerini söyledi.

Atıklar toprak altında

Basın açıklamasında yer alan DEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Yard. Doç. Enver Yaser Küçükgül de, ülkeye pek çok yerden kanunsuz şekilde gizlice getirilen nükleer atıkların sorunları dururken yapılacak bir nükleer santralın tehlikelerine dikkat çekti, Gaziemir kurşun fabrikasında yeraltında bekleyen atığın yüz bin ton olduğunu hatırlattı.

Akkuyu’da santral yapılması halinde nakledileceği söylense de uluslararası kurallara göre boğazlardan nükleer atık geçirmek yasak.

“Nükleer, ölümdür”

Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapılması sadece Türkiye’yi ilgilendirmiyor. Kıbrıs’ı da yakından alakadar eden konu hakkında geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) binasında bir basın toplantısı yapıldı.

KTTB Başkanı Filiz Besim, basın toplantısında yaptığı konuşmada Mersin’de Akkuyu bölgesinde inşa edilecek bir nükleer santralin “ciddi boyutta bir tehdit” oluşturacağını, gelecek adına edişe verici olduğunu ifade etti. Besim, “Kararlıyız, bu adada bir gelecek bekliyoruz, bu adada çocuk yetiştiriyoruz, nükleer kanserdir, ölümdür, hastalıktır, çevre ve her şeyin yok olmasıdır” dedi.

Baraka Kültür Merkezi’nden Nazen Şansal tarafından okunan basın bildirisinde, Mersin Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer güç santralinin Kıbrıs Türk halkının “kaderini, geleceğini etkileyen” bir olay olduğu kaydedildi. Açıklamada, “Akkuyu, evimize çok yakın. Neredeyse ülkemizde bir nükleer santral kurulmuşçasına endişeliyiz ve bize, halkımıza çocuklarımıza bunu reva görenlere de öfkeliyiz. Çünkü nükleer santraller bir atom bombası gibi tehlikeli ve risklidir” denildi.

Kaynak: Evrensel

SON YAZILAR

Fidan Gözaçan ile yeni kitabı “Her Kaçık Yalan Söyler” üzerine söyleşi ve imza gününe davetlisiniz!

Yazar, gazeteci ve çevirmen Fidan Gözaçan yeni kitabı Her Kaçık Yalan Söyler için Ankaralı okurlarıyla buluşacak. 22 Ekim Pazar günü Ankara'da saat 14.00'te Kızılırmak Caddesi...

KAOS GL ve 17 Mayıs’tan anayasa açıklaması: Haklarımızı savunacağız

Depremle rafa kaldırılan Anayasa değişikliği, 2 Ekim 2023’te Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın yaptığı TBMM konuşmasıyla resmi olarak gene gündemimize girdi. Yapılmak istenenin hak ve özgürlükleri...

Halkevleri 17. Yaz Çocuk Buluşmaları Çocuk Şenliği ile sona eriyor

Halkevleri'nin 17. Yaz Çocuk Buluşmaları, 30 Temmuz Pazar, 14.00- 17.00 arasında düzenlenecek çocuk şenliği ile sona erecek. Halkevleri'nin 17 yıldır kesintisiz şekilde sürdürdüğü çocuk çalışmaları ve...

Evvel Temmuz KSF gönüllüleri: Bu festival halkın festivalidir!

Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali 23 Temmuz'da Serinyol ayağınının da tamamlanmasıyla sona erdi. Halkın festivali Evvel Temmuz için gönüllülerinin hazırladığı basın bültenini ilginize sunuyoruz. 7 Temmuz’da...
Gamzegül Kızılcık
Gamzegül Kızılcık
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Kadın hakları mücadelesi, çocuk hakları ve LGBTİ hakları konularına ilgili. Doğal hayatın korunması konusuna meyledişi ve Gaia Dergi ile yollarının kesişimi sonucunda da; direnişçi bir kadın, gazeteci.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol