Kötü haber: Öldünüz. İyi haber: Yeşil fikirlerinizi bu diyarlardan göçüp gittiğinizde de yanınızda götürebileceksiniz. Fotoğrafları inceleyerek ölümün endüstrileşmesine nasıl karşı çıkabileceğinizi anlayacaksınız. Beşikten mezara doğa dostu olmak isteyenlere:
Yaklaşan ölümünüze William Warren’in oturma odanıza yerleştirdiği Shelves for Life (Yaşam İçin Raflar) ile alışabilirsiniz. Birleşik Krallık’taki tasarımcılar, kilonuz ve boyunuza göre istediğiniz rafların çizimlerini size yolladıktan sonra bunları tabut şekline getiriyorlar. Yönlendirmeler ücretsizdir.
Eğer gerçek bir ağaç dostuysanız, son bir gülümseme için geri dönüşümlü spíritree kül saklama kaplarını tercih edebilirsiniz. Büyük bir deliğin etrafında küçük delikler bulunan ve iki kabuktan oluşan kabın şekli yumurtayı andırmaktadır. Organik olan alt kabuk fidan yetiştirmeye uygun olarak tasarlanmıştır. Seramikten oluşan kabın gözeneklerinden su içeri girer. Suyun girmesi kabın zamanla parçalanmasına neden olur ve böylece fidelerin büyümesi sağlanmış olur. En iyi sonuçlar için küllerinizi fiyatı 225 $ olan yabancı ağaç türleri ile buluşturun.
Okyanusu seviyorsanız ve raf insanlarından biri olmak istemiyorsanız bu seçenek tam size göre. Yakıldıktan sonra geriye kalan materyaller ya şöminede depolanır ya da dolaplarda saklanır. Bunun yerine, dört saatlik bir zaman diliminde suyun içinde geri dönüşebilen Çevre Koruma Ajansı (EPA)’nın düzenlemelerini baz alan Passages’ın kül saklama kaplarını kullanabilirsiniz. Kül saklama kabını kıyıdan en az üç deniz mili uzaklığa yerleştirebilirsiniz. Fiyatlar değişiklik göstermektedir.
Ölüye formaldehit enjekte ederek metal tabutlar içerisine sıkıştırmak ve betondan mezarlara koymak Amerika’nın yaklaşımı olmuştur. Ancak, Sevdiğimizin küllerinden geriye kalanları basitçe toprak bir çukura serpmek geleneksel gömme yöntemlerine alternatif yollar da mevcuttur.
Green Burial Council (Yeşil Defin Konseyi) Kurucusu Joe Sehee, “Geri dönüşüm ve kompost yapan insanların, gezeni gereksiz yere kirletmek istemeyen ve bu konuda bir şeyler yapmak isteyen insanlar olduğunu” belirtti.
Konsey, ülkedeki tabutun konulduğu herhangi bir yapının veya kasanın olmadığı mezarlıkların da dahil olduğu hibrit mezarlıkları* ve tabutların doğal ve toksik olmayan malzemelerden yapıldığı doğal mezarlık alanlarını tespit ediyor. Radikal çevrecilere göre, Sehee’nin çalışmaları yeşil mezarlık alanlarının yer aldığı milli parkları korumaya da yardımcı olmaktadır.
Ölüme karşı yeşil bir tutum sergileyen Seven Ponds’un CEO’su ve kurucusu Suzette Sherman, “Yeşil defin işlemlerinin yapıldığı yerlerin taş ya da bitki gibi herhangi bir işaretin olmadığı doğal peyzaj alanları” olduğunu söylemiş ve “Yalnızca bedeni sarıp çukur kazıyorsunuz. Herhangi bir sınır olmadığından aslında bedeni dünyaya geri gönderiyorsunuz” diye eklemiştir.
Ne yazık ki gitmek için mükemmel bir yol yok. Sherman, toksinlerin bedendeki yağlarda depolandığını ve bu toksinlerin toprağa geçebileceğini vurgulamaktadır. Çevre dostu gömme işlemleri düzenleme fikri gün geçtikçe popüler bir hale gelmeye başlamıştır.
Yeşil bir defin şirketinin kurucusu olan Esmeralde Kent Kinkaraco ise “İnsanlar öleceklerini düşünmekten hoşlanmıyorlar” diyor ve kefen dikmeden önce akrobatlar için kostümler yapan Kinkaraco, “Bu bir eğlence değil, soğuk bir şey. Bu ölüm” diye ekliyor.
* Hibrit mezarlıklar: The Green Burial Council (Yeşil Defin Konseyi), yeşil mezarlık alanlarını hibrit, doğal ve korunan mezarlık alanları olmak üzere üç kategoriye ayıran bir sistem geliştirmiştir. Buna göre hibrit mezarlıklar, tabutun herhangi bir yapıya ya da kasaya konulmadığı geleneksel mezarlıklardır (sınırları belli olmayan). Ayrıca bu mezarlıklarda kefenle birlikte herhangi bir tabut biçimi de bulunabilir.
Kaynak: Sierra