Antony Hegarty‘nin güçlü bir protesto içeren iklim marşı Paris İklim Zirvesi‘ndeki liderleri etkileyebilir mi? “Cesur olalım ve olabildiğince doğruları konuşalım” diyen Antony’nin şarkısı şimdiden dünyanın en güçlü protesto şarkıları arasında yerini aldı.
Şarkının ismi “4 Degrees” (4 Derece) küresel sıcaklık artışını işaret ediyor. Avustralyalı bilim insanları 2100 yılında dünyadaki sıcaklık artışının 4 dereceyi bulabileceğini belirtiyorlar. Şarkıyı yeni proje ismi ANOHNI olarak yayınlayan Hegarty ise şarkıda kıyamet dileklerini dillendiriyor:
“Köpeklerin su için ağladığını duymak istiyorum / Balıkların denizlerde tepetaklak olmalarını görmek istiyorum / Ve o lemurların ve tüm küçük canlıların / yanışlarını görmek istiyorum. / Sadece 4 derece / Gergedanların ve bütün o büyük memelilerin / arazilerde sürünerek ağladığını görmek istiyorum / Hayvanların ağaçlarda öldüğünü görmek istiyorum / Haydi gidelim / Sadece 4 derece!“
Sözleri okuyunca sanki çizgi filmvari bir petrol babasının dilekleriymiş gibi görünüyor. Şarkı aslında insanlık olarak ortak kibirimizi ve küstahlığımızı barındırıyor: Hepimiz 4 derecelik bir değişimin gerçekten ne sonuçlar getireceğini merak ediyoruz ve dünyanın açgözlülüğümüzü durduracağını varsayıyoruz. Daha da ileriye giderek en büyük tabuları dillendiriyor: İlkim değişikliğinin büyük etkilerinden önceki son zamanların keyfini çıkarıyoruz ve hatta üzerindeki gücümüzü korumak adını dünyayı mahvediyoruz. Şarkı bu aptallığımızı en güzel şekilde iğneliyor.
Hegarty, dünyaya hoşçakal diyerek el sallayan “Another World” isimli çalışmasıyla gezegenimizin geleceği konusundaki hassasiyetini dile getirmişti:
“Başka bir dünyaya ihtiyacım var / Bu dünya neredeyse tükendi… Denizleri özleyeceğim / Karı özleyeceğim / arıları özleyeceğiz / büyüyen bitkileri özleyeceğim.”
Bu şarkı yüreklere dokunan bir piyano baladı iken 4 Degress ise üzüntü, suçluluk ve panik duygularının ötesine geçen güçlü bir şarkı. Bu şarkı ayrıca bize şu sıralar Paris’te oynan bahsi bize hatırlatırken hepimizin bu sınıra uyur adımlarla ilerlediğimizi yüzümüze vuruyor.
Kaynak: The Guardian