Müziğin, dansın ve bulaşığın hiç bitmediği bir yer gördünüz mü?
İki yıl önce, nasıl ve ne olduğundan emin olmadan arkadaş, eş, dost her sene gidiyor diye yola çıktık Gökçedere’ye doğru. 99 gün boyunca gece gündüz durmadan sema edilen yere Mehmet Rasim Mutlu Kültür Merkezi’ne geldiğimizde ufak bir şaşkınlık oldu bende. Çevredeki çadırlar, farklı kültürlerden insanlar, küçük çocuklar… Çeşitlilik öyle fazlaydı ki! Hemen gönüllülerden birisi gelip -kural olarak bile sayamayacağım- genel adabın nasıl olması gerektiğine dair bilgi verdi. Çantalarımızı yerleştirdik ufak bir odaya ve çadırımızı kurduk. Bir gün kalıp başka yerlere geçmeyi planlarken üç günün sonunda bile ayrılmak öyle zor olmuştu ki…
Üst katta herkesin sema edebileceği, etmeye davet edildiği hatta etmek için cesaretlendirildiği bir alan vardı. Burada canlı müzik ve sema hiç durmadan devam ediyor sadece kişiler değişiyordu. Kimileri saatlerce aşkla sema ediyordu ve ben bakakalıyordum. Sahnenin çevresindeki alanda müziğin ve hareketin verdiği huzurdan uzaklaşmak istemeyenler uyuyakalmışlardı. Müziği dinleyenler, meditasyon yapanlar, Kur’an okuyanlar…
Üst katta tüm bunlar olurken alt katta yemek hazırlığı tüm hızıyla sürüyor, gönüllüler serviste ve düzenin sağlanmasında yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Akşam yemeğinden sonra mutfakta bulaşıklar sürerken alt katta sohbet başlıyordu. Aynı alanda öğlenleriyse müzik terapiyle daha da huzur buluyorduk. Bazen de şaman dansıyla kendi içimizde yeni keşiflere çıkıyorduk.
Üstelik tüm bunlar sadece bağışlarla gerçekleşiyordu.
Organizasyon Tümata yani Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu tarafından gerçekleştirilmekte. Tümata uzun yıllardır dünyanın bir çok yerinde 1 – 3 – 7 – 16 – 40 – 99 gün süren Sema etkinlikleri düzenliyor. Eğer merak ederseniz, bu yılın ilk etkinliği 3 gün – 3 gece olarak 21 – 24 nisan arasında Yalova Gökçedere’de gerçekleşecek.
Peki, sema nedir?
Sema ilahi aşka giden yolda bir adım ve bir dua dansıdır. Kişi birlik hissini kaybetmeden diğer insanlarla birlikte sema eder. Sema aynı zamanda Tanrı’ya karşı duyulan ilahi aşkı simgeler; bu aşk yoluyla insan diğer insanları da sevmeyi öğrenir.*