İmgelerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Onların ne kadar güçlü olduğunu unutmak çok kolaydır. Afganistan’ı düşünün, akla gelen ilk şey savaş ve şiddet tarafından perişan olan bir ülkenin görüntüleri… İnsanların her gün kendi gerçeklikleriyle çatıştığı bir ülke. Afganistan’ın ilk kadın grafiti sokak sanatçısı olan Shamsia Hassani bunu değiştirme yolunda. Feminist dokulu ve derin grafiti çalışmaları sayesinde insanların zihnindeki savaşın tüm kötü anılarını renklerle kaplamaya çalışıyor.
Shamsia, 1988’de İran, Tahran’da doğdu. Görsel Sanatlar bölümünde yüksek lisans yapabilmek için Kabil’e taşındı. Shamsia bu çalışmaları aracılığıyla Afgan kadın sorunu ile kentsel bir alan yapmaya çalışıyor. Bu çalışmalar, gizli olmadığı için hatta kamu duvarlarında karalanmış olduğu için konu daha da ilginç bir hâl alıyor.
Art Radar dergisindeki röportajında çalışmalarındaki kadınlardan bahseden Shamsia şöyle diyor: “Kadının gücünü ve kadının sevincini gösterebilmek için imgelerimi değiştirdim. Çalışmalarımda çok fazla hareketlilik var. Kadınların Afgan toplumu için yeni ve daha güçlü şekli ile geri döndüğünü görmek istiyorum. Evde olan bir kadın değil. Bu yeni bir kadın. Enerjiyle dolu olan, tekrar başlamak isteyen bir kadın. Onları hayattan daha büyük boyuyorum.”
Sanat formu, kurulması yasak olan ve sık sık yasadışı olarak nitelendirilen Afganistan’da grafiti Avrupa ülkelerinkinden farklı değerlendirilir. Ama kadın olduğu için Shamsia sokaklara istediği gibi erişemedi, bu yüzden “Grafiti Rüyası” dediği bir yönteme başvurdu. Bu teknikle Kabil sokaklarının büyük kalıplarını alıyor, onları bir tuval gibi kullanıyor ve stüdyosunda onları boyuyor.
Müzik aletleri soyut olarak düşünce özgürlüğünü vurguladığından Shamsia’nın çalışmalarında sık sık görülür.
Shamsia şimdi Kabil Üniversitesi’nde grafiti öğretiyor. Eserleri Los Angeles Hammer müzesinde sergileniyor.