Karaburun’da bir şeyler oluyor. Sakin bir sayfiye yeri olmasının yanısıra İzmir’in yarımada ilçesi olan Karaburun’un tertemiz denizi bir şeylere şahit oluyor.
İzmir-Karaburun’a bağlı Bozköy’de sürdürülebilir, doğal, sistemin içinde alternatif ve sağlık kokan bir sistemin mümkünlüğünü bize gösteren Furma Ekolojik Yaşam Çiftliği’nin kurucusu Şadan Tütüncü’den enine boyuna dinleme şansı yakaladığımız hayatı biraz da sizlere anlatmak istiyoruz.
Şadan Tütüncü, çok uluslu bir şirkette finans müdürüyken 2012 senesinden beri Karaburun-Yaylaköy’deki nar bahçesinde, 2013’ten bu yana ise Karaburun-Bozköy’deki arazisinde toprak işlemesiz ve çok kültürlü tarım yapmaya başlamıştır. Tabi doğal tarım, ekolojik yaşam hakkında şu an sahip olduğu tüm bilgileri herhangi bir eğitim yoluyla kazanmadığını, Masanobu Fukuoka‘dan etkilenerek doğal tarım yapma isteğinde bulunduğunu da eklemek gerekir.
Karaburun’daki çiftliğin kurulma aşamasında binayı konumlandırmadan önce bile bir zaman çadırda kalıp hakim rüzgar yönünü, güneşi alış açısını kullanarak kurulması planlanan bir doğal yaşam alanı, pasif iklimlendirmeden yararlanarak inşa edilmiş. Komün hayat tarzına ne kadar benzese de Furma Ekolojik Yaşam Çiftliği, sürdürülebilir yaşam alanı oluşturmak için Şadan Tütüncü tarafından kurulmuş ve bunu gıda ormanı projesiyle desteklemek yolunda da devam eden bir kolektif yaşam alanı örneği. Gönüllülük üzerine kurulmuş bir süreç hakim. Yalnızca iki, üç gün kalmak üzere değil belki bir, iki ay, belki daha da uzun süreler kalıp bu hayatı içselleştirecek, başına gelebilecek olan şeyleri göze alan insanların gelmesi tercih ediliyor.
Kolektif, sürdürülebilir, doğal bir ekoköy
Buraya gelip kalmak isteyenlerin, kolektif bir çalışma ve üretme süreci içine dahil olması bekleniyor. Amacı doğayı tüketmek olmayan, tam aksine doğa ile mücadele etmek yerine, doğayı, doğayla besleyerek devam eden bir ekoköy yaşamı, Şadan Tütüncü için Karaburun’da ve buna uygun olduğu düşünülen diğer ilçelerde de yapılması gereken bir uygulama.
Kendisine “Sistemi bırakıp bu hayata geçiş aşamasına nasıl karar verdiniz?” dediğimizde, zihnen bunun altyapısını uzun süre kurduğunu söyledi. Geldiği aile yapısının da yüksek yaşam standartları sağlayan bir aile yapısı olmadığını, mesleki hayatında geldiği konuma rağmen tüketim sisteminin kendisine hitap etmediğini de ekledi.
Kendine yeten bir yaşamın desteklenmesi gerektiğini destekleyen bu çiftliğin amacı; sürdürülebilir, doğal, kollektif bir yaşam alanının ardından, binlerce ağacı, biyoçeşitliliği, oksijeni içinde barındıran bir gıda ormanı kurmak… Bu amaç, bu alanı, tam anlamıyla bir ekoköye çevirecek gibi duruyor.