Ana SayfaKültür & SanatTiyatro"Her karanlığın sonunda güneş yine doğar, her acıdan geriye derin bir sızı...

“Her karanlığın sonunda güneş yine doğar, her acıdan geriye derin bir sızı kalır”

-

Geçmişten günümüze değin, insanların para hırsı, üstünlük mücadelesi hep masum insanları mağdur etmiştir. Gücü elinde bulunduranlar, çıkarları için milletlerin birbirine düşürüp çeşitli oyunlar oynarlar. Bu onların doğasında vardır çünkü kaostan beslenirler.

Kaos ortamı oluşturulamazsa nasıl insanları birbirine düşman edebilirler ki? Makul bir sebep olsun ki insanlar birbirini düşman bilsin. Yaşadığınız ortamdaki güven kaybolursa, huzursuzluk herkesi içerisine alır. İnsan, yaşamı gereği temel ihtiyaçlardan sonra gelen güvenlik ihtiyacı karşılanmayınca tedirgin olur ve güvenliği için savaşmaya hazır hale gelir. İşte tam bu sebepten suyu bulanık tutuyorlar ki kendilerine yandaş bulabilsinler.
Kaos ortamının oluşmasında ki asıl sebep aslında paradır. Çıkarlar ters düşünce ülkeler bir anda düşman olurken, halklar da birbirine düşman ediliyor. İşte “Sızı” böyle bir hikaye üzerine kurulmuş bir oyundur.

Salih Efiloğlu’nun yazdığı, Kubilay Penbeklioğlu’nun yönettiği oyunun konusu ise şöyledir: Yıl 1913. Anadolu coğrafyası dış güçlerin yaratmaya çalıştığı bir kaosun eşiğindedir. Yıllarca yan yana yaşamış, birbirini kardeş bilmiş halk kışkırtılmaktadır. Bir grup Ermeni Ailesi bunun bir parçası olmamak için önce İstanbul’a, sonra Paris’e gitmek zorunda kalır. Yıl 1941 dünya siyaseti daha da büyük bir çıkmaza sürükler onları. Büyüdükçe büyüyen tehlike, yaklaşan savaş, Anadolu özlemi, içinden çıkılmaz bir hale gelince ne yapacaklardır… “Her karanlığın sonunda güneş yine doğar, her acıdan geriye derin bir sızı kalır.”

İzlerken gözyaşlarınıza zorlukla hakim olabileceğiniz bu oyun da, herkes kendinden ya da ailesinden bir şey bulabilir. Aile bağları, memleket sevdası, komşuluk ilişkileri kısacası bizleri biz yapan her ne varsa hepsi harmanlanarak seyirciye sunulmuş.

Geçmişten günümüze, yaşanmış zor günleri anlatan bu oyun da görüyoruz ki en çok halk bu politikalardan etkileniyor. Dünya belirli aralıklarla kaynamaya devam ediyor. Her 20, 30 yılda bir tekrar tehlike çanları çalmaya başlıyor. “Sızı” da bu gerçekleri gözler önüne seriyor. 1. Dünya savaşının olumsuz şartlarından kaçan aileler kendilerini 2. Dünya Savaşı’nın içerisinde buluyorlar.

İBB Şehir tiyatrolarında gösterimde olan “Sızı”, 120 dk/ iki perde sahneleniyor. Video mapping işlemi ile en basit anlamda oluşturulan videonun standart dışı bir yüzeye yansıtılıp görsel ve işitsel şov yapılması ise oyundaki duygunun daha iyi aktarılmasını sağlıyor. Oyunda emeği geçen herkese buradan teşekkür ediyorum. Bilinçlenmemiz gereken bir zamanda, gerçekten farkındalığı arttıran bir oyun olmuş.

SON YAZILAR

Commedia Dell’arte’ye feminist bir bakış

“Commedia dell’Arte” ifadesinin sözlükteki anlamı “sanat” ve “komedi”nin birleşmesinden doğuyor olsa da, özellikle Venedik’te Karnaval kültürüyle, sosyolojik açıdan olağanüstü bir özgürlük ve başkaldırının simgesi olmuştur....

Atölye Sohbetleri | Burcu Tuna Yosunlu: “Oyunculuk, bir ‘olma hali’dir”

Sanatçı dostlarımla gerçekleştirdiğim söyleşileri dönem dönem bu köşede Atölye Sohbetleri adı altında sizinle paylaşacağım. Siz de bu değerli sanatçıları yakından tanımak ve keyifli sohbetlerimize eşlik...

İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu Deniz Burak Mersinli ile kariyeri ve tiyatro üzerine söyleşi

.vce-row-container .vcv-lozad {display: none}   .vce-row-container .vcv-lozad {display: none}   .vce-row-container .vcv-lozad {display: none}   .vce-row-container .vcv-lozad {display: none} ...

Ahmet Yapar: “Hayat öyle bir illüzyon ki bir biçimde delirmenizi engelliyor”

Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Ahmet Yapar kimdir? Yolu tiyatroyla nasıl kesişmiştir? Ahmet Yapar: 1984 Mersin Tarsus doğumluyum. Tiyatroya 1997 yılında amatör olarak başladım. 2003 yılında 9...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol