Amerika Birleşik Devletleri’nde 43 yıl önce 22 Ocak’ta, Roe v. Wade davası ile yargıtay kürtaj olmanın bir kadının anayasal hakkı olduğunu onayladı. Bu karar ile, her ne kadar hâlâ birçok kadın kürtaj yaptırmak için gittiğinde engeller ve sorunlarla karşılaşıyor olsa da, yasal olmayan ve sağlıksız koşullarda kürtaj olmaktan kaynaklı ölümlerin önemli oranda önüne geçilmiş oldu.
Tarihi ve bir dönüm noktası olan bu karar öncesi kadınlar için kürtaj olmanın ne kadar zor ve tehlikeli birşey olduğunu hatırlamak çok önemli. İşte size iki kadının Roe v. Wade’ten önce kürtaj olmanın nasıl birşey olduğunu anlattıkları hikâyeleri…
“Tanımadığım iki adam ile yabancı bir ülkedeydim. Pasaportum yanımda değildi ve kimsenin nerede olduğum hakkında en küçük bir fikri yoktu. Bir idealim vardı ama bu hamile kalmak değildi.
1965’te, Kaliforniya Üniversitesi’nde 19 yaşında bir öğrenciydim. Uzun süredir birlikte olduğum bir erkek arkadaşım vardı fakat evliliğe hazır değildim, anne olma için ise hiç hazır değildim.
Doğum kontrol hapları çok yeniydi ve bunları kullanıp kullanamayacağım hakkında bir bilgim yoktu, ben de mecburen prezervatiflere güvendim. Hamile olduğum ortaya çıktığında, erkek arkadaşım Meksika Tijuna’da kürtaj olabileceğim bir yer ayarladı. Burayı nasıl ve nereden bulduğunu bilmiyorum, hiç sormadım da. Ama eminim bunu okuldaki arkadaşlarından öğrenmişti.
Tijuna’da bir bara gittik. Bir adam geldi. Bu günün parasıyla 2 bin 200 dolara denk gelen 300 dolar paramızı aldı ve erkek arkadaşıma bizimle birlikte gelemeyeceğini söyledi. İşte o andan itibaren panik olmuştum.
Adamın peşinden gittim. Başka bir adamın kullandığı küçük ve sıradan bir araca bindik. Nereye gittiğimi anlamamam için çok dolambaçlı bir yoldan gidiyorduk. Yapmaya çalıştığım tek şey ise paniğimi kontrol etmekti. ‘Ailemi bir daha göremeyeceğim, işim bitti’ diye düşünmeye başladım. Hiç tanımadığım iki adamla yabancı bir ülkedeyim. Pasaportum yanımda değildi ve hiç kimsenin nerede olduğum hakkında en küçük bir fikri yoktu. Bir idealim vardı ama bu hamile kalmak değildi.
Bir süre sonra manzara değişti ve varlıklı bir mahallede şık bir eve girdik. İçeriye girdiğimde biraz rahatlamıştım, çünkü çok steril görünen bir yerdi ve içerisi bir sürü kadın ile doluydu. Kürtaj olmak da gözüme çok kolay gözüktü. Biraz rahatsız bir ortamdı. Sanırım bana bir çeşit yatıştırıcı vermiş olacaklar ki her şeyi bulanık görüyordum. Kürtajı gerçekleştirenin bir doktor olup olmadığını dahi bilmiyordum. Kimse bana ne olup bittiğini söylemiyordu ama personelin tıbbi bilgisi var gibi görünüyordu. Kürtaj olduktan sonra beni bara geri götürdüler ve işte bitmişti. İlerleyen birkaç haftada herhangi bir komplikasyon olmadı. Ben şanslı olan kadınlardandım.
Teknoloji alanında kariyer yaptım ve hırslı bir pilot oldum. Evlendim ve iki kız çocuğum var. Ve 1965’te, o gün o kürtajı olmasaydım gerçekleşmesi imkânsız olan dopdolu bir hayat yaşadım.
Roe v. Wade’den öncesini ve bugünü birbiri ile kıyaslamak mümkün değil. Şu an kürtaj yaptırmak zorunda kalan kadınlar ve partnerleri için üzülüyorum ama ben de Tijuna’da gitmek zorunda kaldığım yer yerine yasal olarak kürtaj olma hakkımın olduğu bir hasteneye gitmeyi tercih ederdim. Bilmek istediğim, benim jenerasyonumdaki kadınlar olarak neden daha fazla dışarı çıkıp bunun hakkında konuşmuyoruz. Şimdi bize ne yapabilirler? Hayatlarımızı yaşadık.” – Anne Hopkins, 70
“Evliydim ve bir çocuğum vardı. Şimdi ise büyükanneyim. Ve artık bunu konuşabilirim.
1968 yılında bir akşam arkadaşımız aradı ve eşime üniversitede birinci sınıfta okuyan yeğeninin hamile olduğunu söyledi. Şehir merkezinde bildiğimiz kürtaj yapan bir hastane olup olmadığını soruyordu. Çok şanslıydı ki eşimin tanıdığı bir doktor vardı.
Birkaç gün sonra bu genç kadını New York’taki eşimin tanıdığı doktora götürdük. Doktor, hastanenin sadece annenin hayati tehlikesi varsa yasal olarak kürtaj yapılmasına izin verdiğini söyledi. Bu sebeple düzmece bir belge hazırladı. Yazıda bu genç kadının bebeğini dünyaya getirmeye zorlandığı takdirde kendini öldürmeye teşebbüs edebileceği yazıyordu. Genç kadından bu yazıyı imzalamasını istedi. Genç kadın yazıyı okudu ve ‘Bunu imzalamıyorum, çünkü bu doğru değil’ dedi. Doktor, ‘Biliyorum, ama hayatın tehlikede olmadığı sürece hastane bu kürtajı yapmama izin vermeyecek. Kürtajı yapabilmemizin tek yolu hamileliğin sebebiyle senin intihara meyilli olduğunu hastaneye beyan etmek’ dedi.
Genç kadın bu yazıyı imzalamadı. Sadece bu yazıya bir imza atarak sağlıklı ve güvenli şartlarda kürtaj olabilecekken, bunun yerine birkaç gün sonra genç kadının teyzesi ile birlikte Puerto Rico’ya gittiğini ve buradaki bir doktora kürtaj olmayı tercih ettiğni öğrendim. Bunu duyduğumda dehşete kapıldım. Hamileliğine sağlıklı bir şekilde hastanede son verebilmek için bu yalanı söylemek yerine bu şekilde kürtaj olmayı tercih ettiğine inanamadım. Ve asıl beni dehşete düşüren şey bakmaya hazır olmadığı bir bebeği dünyaya getirmek istemediği için bir kadının yalan söylemeye zorlanmasıydı. İşte bu olay benim bir kürtaj aktivisti olmama sebep oldu.
Bu olaydan iki yıl sonra 1970 yılında New York’ta kürtajı yasallaştı ve aynı yıl benim de kürtaj olmam gerekti. Zaten bir çocuğum vardı. Eşim ve ben büyük bir aile olmak istiyorduk ve ilk kez hamile kaldığımda çok mutluydum. Anne olmayı çok istiyordum. Fakat, ikinci kez hamile kaldığımda ilk bebeğimi dünyaya getireli henüz 18 ay olmuştu. İlk hamileliğimde 6 ay ücretsiz doğum iznine çıkmıştım ve işime geri döneceğime söz verdim, bu daha önce duyulmamış bir şeydi. Eşimin bir geliri vardı ve ücretsiz olarak izin almış olmam o zaman bir sorun olmamıştı bizim için. Ancak ikinci hamileliğimde eşim yeni bir işe başlamıştı ve bir geliri yoktu. Ayrıca ev kredisi ödüyorduk,ödeme yapmamız gereken bir bakıcımız vardı ve bir altı ay daha ücretsiz doğum izni alamazdım. İlk bebeğimi karşıladığım mutluluk ve sevinçle bu bebeği karşılayamayacaktım, biliyordum.
Hamileliğimin çok erken döneminde, doğum yaptığım hastanede ve aynı doktora kürtaj oldum. Orada uzanmıştım ve kürtaj olmak için yalan söylemek zorunda değildim. Doktorum da yanlış bir şey yaptığını düşünmek zorunda kalmıyordu. İyi bir hastanede, sağlıklı ve güvenli bir şekilde kürtaj olabilecektim.
Kürtaj dendiğinde insanların aklına geldiği gibi biri değildim. Evliydim. Bir çocuğum vardı ve sonrasında başka çocuklarım da oldu. Şimdi ise bir anneanneyim. Ve artık bu konuyu konuşmanın tam zamanı.” – Ruth, 75
Kaynak: Huffngton Post
Başlık Fotoğrafı: Camera Press/Redux