Geçen gün nihayet Kolombiyalı yönetmen Ciro Guerra’nın Embrace of The Serpent filmini izledim. Bir önceki Wind Journeys filmini de çok sevmiştim ama “Embrace of The Serpent”ın tadı hâlâ dimağımda, günlerdir filmi hatırlayıp, üstüne düşünüp duruyorum.
Alman etnolog Theodor Koch-Grünberg ve Amerikalı biyolog Richard Evans Schultes’in Amazon ormanlarındaki keşif günlüklerinden sinemaya uyarlanmış, birbirinden yıllar sonra aynı şamanın rehberliğinde yakruna adında kutsal bir bitkinin peşine düşen iki kâşifin, kauçuk baronlarının ormana ve toplulukların yaşamına getirdiği yıkımın, Batı kültürüyle “yerli” kültürlerin karşılaşmasının hikâye edildiği enfes bir görsel şölen.
Amazon mitolojisinde zamanın başlangıcında uzaydan, Samanyolu galaksisinden bir takım varlıklar devasa bir Anakonda yılanı üzerinde yeryüzüne gelirler; insan topluluklarına avlanmayı, ekin ekip biçmeyi, yeryüzünde nasıl yaşanacağını öğretirler. Uzayın derinliklerine geri dönerken geride Amazon nehrine dönüşen anakondayı ve koka, tütün ve yagé gibi bir takım kutsal bitkileri bırakırlar. Yagé sizi uzaya götürüp, bu varlıklarla yeniden iletişim kurmanızı sağlayan, dünyada nasıl yaşanacağına dair kafa karışıklıklarınızı onlara sormaya imkân veren bir iletişim aracıdır.
60’larda karşı-kültür hareketine etkisi
Filme konu olan kâşiflerden Richard Evans Schultes’un hikâyesi de enteresan. Kendisi İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan hükümeti görevlisi olarak Amazon’a gider. Görevi hükümet için yeni ve güvenilir bir kauçuk kaynağı bulmaktır ama o orada yerlilerle, yagé ile ve kauçuk endüstrisinin getirdiği yıkımla tanışarak dönüşür. Schultes’un günlükleri 60’larda karşı-kültür hareketi içerisinde büyük bir yankı bulur. Amazon’un korunması, yerli halklarla diyalog, şaman kültürlerinin tanınması yolunda ön açıcı olur.
Filmdeki şaman Karamateke’nin yaşlılığını oynayan Antonio Bolivar Salvador bugün Amazon’un Ocaina kabilesinden gelen ve bu dili konuşan yeryüzündeki son 16 kişiden biri. Ciro Guera filmi Amazonlar’da çektikten sonra ilk gösterimlerinden birini de yine Amazon’da yerlilere yapmış, ormanın derinliklerindeki kabilelerden insanlar günlerce yol yürüyerek filmi izlemeye gelmişler.
Film bize bir tık uzaklıkta ama bizi Amazonlar’a dahası anakondanın sırtında atalar diyarına ve uzayın derinliklerine yolculuğa çıkaracak kudrette. İzlemediyseniz izleyin derim, izlediyseniz yine izleyin, ben öyle yapacağım.