Daha temiz bir Dünya yaratmaya karar verdiğimiz şu günlerde, her alandan temiz enerjiyle ilgili gelişmeler duyuluyor. Audi ve Alman alternatif enerji şirketi Sunfire’ın üretimine başladıkları blue crude isimli yeni e-dizel de, fosil yakıtlara karşı güçlü bir alternatif olacağa benziyor.
Dresden‘deki bir tesiste üretilen blue crude, sadece su ve karbondioksit kullanılarak sentezleniyor. Yapım aşamasında basitçe üç adım var.
Birinci adımda, rüzgar türbinleri, güneş panelleri veya hidroelektrik santrallerden yararlanılarak üretilen elektrik enerjisi, suyu elementlerine ayırmakta kullanılıyor. Elektroliz denilen bu işlem sonrasında hidrojen elde edilmiş oluyor.
İkinci adımda ise karbondioksit gazı, karbonmonoksite dönüştürülüyor ve bu işlem sırasında atmosferdeki karbondioksit kullanılmış oluyor.
En son adımda ise elde edilmiş karbonmonoksit ve hidrojen kullanılarak blue crude üretiliyor.
Yapımı esnasında kullanılan karbondioksit miktarı, yakıldığında atmosfere salınan miktara eşit olduğu için, blue crude karbon salımı açısından nötr bir kimliğe sahip. Ayrıca ürünün sentezlenmesi esnasında hiçbir aromatik bileşik veya sülfür kullanılmadığı için, fosil yakıtların veya biyoyakıtların yanması sonucu oluşan pek çok zararlı bileşiğin de önüne geçilmiş oluyor.
Üretilen ilk karbon nötr yakıt olmamasına karşın, Alman hükümeti tarafından desteklenmesi, ülke açısından temiz enerjiye bir geçiş adımı olarak değer kazanıyor. Alman Eğitim ve Araştırma Bakanı Johanna Wanka; “Eğer karbondioksiti ham madde olarak yaygınlaştırabilirsek, kaynakları etkili kullanma ve iklim değişikliğiyle mücadele alanında ‘yeşil ekonomi’ye uyan bir yol izlemiş oluruz” şeklinde görüşlerini belirtiyor.
Sunfire’ın belirttiğine göre, tesis önümüzdeki aylarda 3 bin litre blue crude üretmeyi düşünüyor. Başlangıç aşamasında ürüne konulacak verginin, benzine konulan vergiden iki kat yüksek olacağını da ayrıca belirtiyor.
Peki bu yakıt gelecekte yakıt istasyonlarında yerini alacak mı? Sunfire’ın yöneticisi Christian von Olshausen bu konuda oldukça olumlu ve bunun gerçekleşeceğini düşünerek ekliyor; “Eğer ilk üretimlerimiz piyasada karşılığını bulursa, teknolojimizi ticarileştirmeye başlayacağız.”