Büyük Kanyon, Büyük Smoky Dağları, Yellowstone, Yosemite… Belki bölgenin bu en ünlü milli parklarını duydunuz ve hatta Acadia’nın kaya kumsallarından Rocky Dağları’nın karla kaplı zirvelerine kadar seyahat bile ettiniz.
Ancak Amerika, çoğu insanlar tarafından adı bile duyulmamış 59 milli parka ev sahipliği yapıyor. Olur da bir gün yolunuz Amerika’ya düşerse ve yeni yerler, doğayla iç içe farklı oluşumlar görmekten keyif alıyorsanız, adı sürekli duyulan milli parkların dışında adını gerçekten duymamış olduğunuz diğer milli parklara neden gitmeyesiniz?
Kalabalığın, arabaların ve popüler parkların gürültüsünden uzaklaşın ve bu az bilinen milli parkların birinde açık havanın tadını çıkarın.
İşte o milli parklardan bazıları.
1. Gunnison Milli Parkı, Black Canyon, Colorado
Colorado’nun güneybatı köşesine sıkışmış, 48 mil uzunluğundaki bu kanyonun gerçek ölçeği çoğu ziyaretçileri şaşkına çeviriyor. İki milyon yıl boyunca Gunnison Nehri tarafından şekillenmiş kanyonun duvarları nehre dikey şekilde inmekte ve neredeyse 2 bin fit yüksekliğinde. Kuzey ve güney kenarları boyunca parkurların etrafı ardıç ormanlarıyla ve Colorado Platosu’nun tipik meşe çalılıklarıyla çevrelenmiş. Kanyonun içinde yürüyüş yapmak, kendi rotasını oluşturmak isteyen deneyimli kaya tırmanışçıları için sınırlandırılmış. Alt kısmına doğru belirlenmiş patikalar bulunmuyor ve harap olmuş kayalar tırmanmayı oldukça zorlaştırıyor. Bir tırmanıcı değilseniz de, kanyonun ağzından manzarayı izlemek bir gezi için tek başına bile yetiyor.
2. Petrified Forest Milli Parkı, Arizona
Taşlanmış ağaçları ile ünlü olan park, bir orman tabanındaki ağaç gövdesi gibi görünen masif parçalar içinde bulunuyor. Bu fosilleşmiş ağaçlar neredeyse 200 milyon yıl öncesine giden Triyas dönemine ait. Buradaki fosiller sadece taşlaşmış ağaçlar değil; paleontologlar, dinozor ve diğer dinozor benzeri hayvanların da çeşitli fosillerini burada ortaya çıkardı. Parkın kırmızı, gri ve krema rengindeki kayaları çorak bir çöl gibi görünse de, bu ovaların arasında otlak bir ekosistem bulunuyor.
3. Congaree Milli Parkı, Güney Carolina
Bu 27 bin dönümlük park, tümü güneydoğuda kalan en geniş, bozulmamış sert ağaçlı ormanları koruyor. Bu ormanların çoğu endüstriyel ağaç kesme işlemi yapılırken güneydoğu boyunca yayılmaya başlamış. Ziyaretçiler, bu ormanların içinde bir anlığına da olsa ilk kaşifleri görebilirler. Aslında İspanyol kaşif Hernando de Soto 1540’lı yıllarda bu alandan geçmiş. Park, özellikle Congaree ağaçlarıyla ünlüdür. Milli parkın sınırları içinde, şampiyon ağaçlar da dahil olmak üzere 75’ten fazla farklı tür bulunuyor. Dönemeçli su yollarının ve göletlerin üzerinde kano veya kayıkla harika bir şekilde keşfedilebilecek eski bir ağaç kulesi var. Parkta 30 milden uzun patikalar birbiriyle kesişiyor fakat zaman zaman derenin taşmasıyla yolların yönü değişiyor.
4. Great Basin Milli Parkı, Nevada
Sadece Utah sınırından geçen bu park, havza ve mera topografyasıyla Nevada’nın çoğunu kapsamaktadır. Adaçayının baskın olduğu Great Basin ekosistemi, istilacı püsküllü çayırların tehdidi altındadır. Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’ya özgü püsküllü çayırlar hızla yayılır, son derece yanıcıdır ve onları ortadan kaldırmak oldukça zordur. Ülkenin en yüksek dağlarından biri olan Wheeler Peak’de burada bulunuyor. Dağda yürüyüşe çıkmak aynı zamanda yeryüzünde yaşayan en eski organizmalardan biri olan bristlecone çamını görmeniz için size fırsat sunuyor. Adına Prometheus denilen bu ağaçlardan biri 1964 yılında yapılan bilimsel çalışmaların bir parçası olmuş. Araştırmacılar ağaçta 4 bin 900 tane büyüme halkası saymış ve böylece yaşının neredeyse 5 bin olduğu ortaya çıkmış. Bu ağaç o an tanımlanan en yaşlı bristlecone çamı ilan edilmiş.
5. Lassen Volkanik Milli Parkı, California
Lessen Volkaniği jeoloji meraklılarının rüyasıdır. Park boyunca köpüren çamur potaları, kaynar su havuzları, buharlanan zeminler ve volkanik delikler bulunur. Ayrıca volkanların dört çeşidini de burada bulabilirsiniz: kalkan, kubbe, kül konisi ve kompozit. Adından da anlaşılacağı gibi bu park, Lassen Tepe’sinin altındaki volkanik faaliyetler tarafından güçlenmektedir. Cascade Range’in en güneyindeki bu volkan, tüm Pasifik çevresindeki volkanik noktalar zincirinin bir parçasını oluşturur. Ziyaretçiler kesinlikle bir patlamaya denk gelmekten endişe etmemelidir. Sonuncu patlama 1915 yılında gerçekleşmiş ve sıcak noktanın yeniden ateşlenmesi birkaç bin yıl sürüyor.
6. Capitol Reef Milli Parkı, Utah
Capitol Reef’in parlak kaya katmanları, kuleleri, kanyonları ve kemerleri Waterpocket Fold’un bir parçasıdır ve bir adet büklüm yerkabuğu üzerinde yaklaşık 100 mil uzunluğundadır. Monoklin adlı bu jeolojik oluşum yağmur suyu kumtaşını aşındırdığında, kayalar boyunca oluşturulan su birikintilerinden sonra bu adı almış. Pinyon ardıç ormanları çöl koyunları ve kanyon yarasalarını da kapsayan çöl hayvanlarına ev sahipliği yapıyor. Çölün güneybatısı boyunca halka kuyruklu kedileri ve uzun kuyruklu rakunları da görebilirsiniz.
7. Guadalupe Dağları Milli Parkı, Teksas
Yaklaşık 256 milyon yıl önce, bu milli park geniş bir tropik denizin dibinde oluşmaya başlamış. Bugün ziyaretçilerin gördüğü etkileyici kireçtaşı oluşumları aslında Permian dönemde 400 mil uzunluğunda fosilleşmiş kayalıklardır. Parkın en tanınan oluşumu ise El Capitan’dır (parkta bulunan Capitan kireçtaşı adındaki yüksek uçurum.) Parktaki diğer patikalar, bir derenin beklenmedik şekilde gür yapraklı ormanları beslediği McKittrick Kanyonu’na doğru ilerliyor.
8. Great Sand Dunes Milli Parkı ve Koruma Bölgesi, Colorado
Kuzey Amerika’da en uzun kum tepeleri plajlarda bulunmuyor. İşte bu milli park 30 mil kare dalgalı tepelere sahiptir. Bu tepeler 440 bin yıl önce rüzgârlar kumları eski bir gölün dibinden savurup Sangre de Cristo dağlarının tabanı boyunca yığarak, 750 metre uzunluğundaki tepeleri oluşturmuş. Tepeler çorak görünse de bu park, yüzlerce hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Entomoloji meraklıları yırtıcı Great Sand Dunes kaplan böcekleri için gözlerini açık tutmalılar. Zira bu böcekler tepelerdeki altı endemik böcek çeşidinden biri. Great Sand Dunes Milli Parkı’nda dağlar, alp tundraları ve sabkha adı verilen sulak yaşam biçimlerini içinde barındırıyor.
9. Dry Tortugas Milli Parkı, Florida
Dry Tortugas Milli Parkı, Florida Keys zincirinin en ucundadır. Key West’in yaklaşık 70 mil açığında yedi küçük adadan oluşuyor. Burada asla insan kalabalığı göremezsiniz çünkü parka ulaşım ancak tekne veya uçakla yapılıyor. Parkın silüetine Fort Jefferson kalıntıları hakimdir. 19’uncu yüzyılda Meksika Körfezi’ne yakın nakliye kanalını korumak için inşa edilmiş, iç savaşlar tarafından hisarın yapımına ara verilmiş ve ardından terk edilmiş. Bu açık denizde, şnorkelcilerin ve dalgıçların görebileceği balık, deniz kaplumbağları ve zaman zaman Amerika timsahı türlerinin yaşadığı mercan kayalıklarından oluşan bir ağ yatıyor. Şaşırtıcı olan ise park çeşitli kuş gözlem noktalarıyla ünlüdür.
10. Voyageurs Milli Parkı, Minnesota
Üç adet göl ile birbirine bağlı bu park, Minnesota’nın kuzey sınırının 340 mil karesini kapsayan su yolları, yarımadalar ve adalardan oluşan bir labirent gibidir. Aslında, parkın yüzde 40’ı sudur; geri kalanı ise yaklaşık 10 bin yıl önce buzullar tarafından kazınarak oluşan kayalarla kaplı bir ormandır. Voyageur ormanları benzersizdir. Park banks çamı ve ladin ağaçlarından oluşan güney kutup ormanları ile akçaağaç, dişbudak ve karaağaçtan oluşan kuzeyin sert ağaçlarını birleştiren bir geçiş noktasına uzanıyor. Su yolları boyunca kunduzlar yaygın. Yer yer geyik ve gri kurt türleri de görülebiliyor. Park, kel kartallardan oluşan sağlıklı bir nüfusa da ev sahipliği yapıyor. Kuzey karlarının sizi caydırmasına izin vermeyin. Kros kayağı, kar raketi yürüyüşü ve buz balıkçılığı burada yapılan kış aktivitelerinden bazılarıdır.
Kaynak: Nature