Tarihin en ünlü şairlerinden Ömer Hayyam, günümüzden tam 884 yıl önce 4 Aralık 1131’de hayata gözlerini yumdu.
Şairliğinin yanı sıra felsefe, matematik ve astronomi gibi pozitif ilimle de ilgilenen Hayyam, çeşitli bilim dallarında birçok eser yazmıştır. Hatta öyle ki Fransız matematikçi Blaize Pascal’ın adıyla ünlenen ve okullarda öğretilen Pascal Üçgeni kavramını oluşturan da Ömer Hayyam’ın ta kendisidir.
Hayyam, yeryüzünün en değerli edebi eserleri arasında görülen Rubailer’i kaleme alırken dünya, varoluş, Tanrı, devlet gibi hayata ve insana dair konular üzerinde kafa yormuş, değerlendirmelerde bulunmuştur. Akıl yürüttüğü konularda daha yenilikçi bir tavır takınmanın önemiyle hareket eden Hayyam; varoluşu, insanı, toplumu adeta kendi aklında yeniden kavramsal üretime sokarak evrenselliği yakalayabilmiştir.
Döneminin en isyankâr bilgini olarak da kabul edilen Hayyam, bu yönüyle tarihteki ilk bilinen savaş karşıtı eylemci olarak anılmaktadır.
Dörtlükler ustası Ömer Hayyam’ın kişiliğinden de kesitler sunduğu bu dizelerinde onun yaşam felsefesini, aklını, ruhunu yakalamak mümkün…
Ey özünün sırlarına akıl ermeyen;
Suçumuza, duamıza önem vermeyen;
Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık;
Umudumu rahmetine bağlamışım ben.
Büyükse de isyanım, kötülüklerim,
Yüce Tanrı’dan umut kesmiş değilim;
Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın
Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.
Tanrım bir geçim kapısı açıver bana;
Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana;
Şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni
Haberim olmasın gelen dertten başıma.
Rahmetin var, günah işlemekten korkmam;
Azığım senden, yolda çaresiz kalmam;
Mahşerde lutfunla ak pak olursa yüzüm
Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam.
Derde gama yatkın yüreğime acı;
Bu tutsak cana, garip gönlüme acı;
Bağışla meyhaneye giden ayağımı,
Kızıl kadehi tutan elime acı.