İnsan, yaşadığı dönemden bağımsız düşünülemez. Bir kısır döngü şeklinde dönemin şartları insanı şekillendirirken insan da dönemin şartlarını şekillendirir. Bu sebeptendir ki insanın sosyolojik evriminin doğru bir biçimde ele alınabilmesi için dönemin şartları, siyasi yapısı, teknolojik gelişmeleri ve bunlar gibi birçok değişken göz önünde bulundurulmalıdır.
Özelleştirerek örneklendirmek gerekirse bu değişkenlerden biri de internettir. İnternetin yükselişi, gerçekliği yadsınamaz bir şekilde insanın sosyolojik evriminde büyük bir rol oynamaktadır. 1970’li yıllarda yaşanan teknolojik gelişme ile birlikte bugün internet olarak adlandırdığımız iletişim ağı siyasi, etnik, coğrafi sınırları aşıp küreselleşen dünyanın başat oluşumlarından biri haline gelmiştir.
Bu oluşum insanlar arası haberleşmeye büyük katkılar sağlamanın yanında, toplumda birçok yeniliğin de kapılarını açmıştır. Sosyal ilişkilerden siyasal örgütlenmelere kadar her türlü örgütlenme faaliyetinde büyük bir aracı haline gelen internet, fiziki ortamlarda buluşamayan ve aynı ya da farklı görüş ve duyguları paylaşan insanları tek bir platform altında toplama görevini üstlenerek dünyanın neredeyse her bir köşesini insanlara ulaşılabilir kılmaya başlamıştır.
2013 yılının Mayıs ayı sonunda alevlenen Gezi Parkı protestolarında internetin ve enformasyon etiğinin önemini gözlemlemek oldukça kolaydır. Gezi Parkı, ortak duygu ve düşünceleri paylaşan belli bir kitlenin Twitter ve Facebook gibi sosyal medya ağları üzerinden zamansal ve mekansal boyutları aşarak örgütlenip daha sonra bu protestoyu ve örgütlenmeyi fiziki bir alan olan Taksim Gezi Parkı’na taşıması ve daha sonrasında gelişen polis müdahalelerinde insanların birbirlerini bilgilendirmek amacıyla kullandıkları internet sayesinde yerel bir direnişi küreselleştirmeyi başarmıştır. Polis müdaheleleri esnasında Twitter’da saniye saniye paylaşılan hangi sokakta ne tür müdaheleler var ve nerelerde yardıma ihtiyaç var gibi birçok bilgi paylaşılmış ve bu paylaşım sayesinde direniş daha organize bir boyuta erişmiştir.
Ancak internetin insanlara sunduğu olanaklar sayesinde enformasyon ve iletişim alanında zenginliklerin artmasıyla beraber bir dezenformasyon sorunu da beraberinde gelmiştir. Örneğin; sosyal medyada Gezi Parkı protestoları ile hiçbir ilgisi olmayan fotoğraflar paylaşılıp provokasyonlar gerçekleştirilmiştir. Fakat yerel bir olayı ulusallaştırmak hatta küreselleştirmek bağlamında büyük bir yer edinen internet, Artvin Cerattepe direnişinde yine kendini ispatlamıştır.
Artvin’de doğa katliamına karşı direnen yerel halk sesini kısa sürede tüm ülkeye yaymayı başarmış ve Türkiye’nin her bir yanından eş zamanlı protestolarla Artvin halkına destek olunmuştur. Aynı şekilde 18 Ocak’ta Mahfuz isimli bir genç kızın sosyal medya aracılığıyla toplumsal bir farkındalık yaratmak amacıyla “Dört Mısırlı kendini yaktı… 25 Ocak’ta biz Tahrir Meydanı’na gidiyoruz, sokaklara çıkın, internete mesajlar yazın, insanlara haber verin” mesajı sosyal medyada süratle kitlelere ulaşmış ve videonun yayınlandığı günden bir hafta sonrasında yüzbinlerce kişi Tahrir Meydanı’nda toplanmıştır.
İnternet üzerinden gerçekleştirilen aktivizm kültürel anlamda da birçok yeniliği beraberinde getirmiştir. Örneğin; bireyler sosyal ağlarda “pasif” ve “aktif” politik aktörler olarak yer almaktadırlar. Bazı bireyler duygu, düşünce ve karşı duruşlarını yalnızca sosyal medya üzerinden paylaşırken bazıları ise fiziksel mecralarda bedenen de bulunarak bu şekilde de aktivist rollerini oynamaktadırlar. Hatta yaşanan sorunlar karşısında tepkisini sosyal ağlarda gösteren pasif aktörler için “slactivism” ve “clicktivism” gibi terimler türetilmiştir. Bu da sosyolojik bağlamda internet sayesinde iinsalar arasında yeni etiketlenme türlerinin ortaya çıktığını gösterir niteliktedir.
Tüm bunlar ispatlamaktadır ki internet ve beraberinde gelişen sosyal ağlar insanların gerek bireysel gerek toplumsal hayatlarında büyük değişimler yaratmakla kalmayıp siyasi misyonlar da üstlenmiştir. Kendi içinde birçok terim, anlayış ve gruplaşma kültürleri yaratarak da örgütlenme kültürünü zenginleştirerek hayatımızın içinde yer almaya ve bu yerini her geçen gün daha da büyütüp sağlamlaştırmaya devam eden internet, gelecek nesiller için ise bambaşka büyük bir mecra haline gelebilme ihtimalini taşımaktadır.
Hazırlayan: Pınar Sevilmiş