Hayatını basit bir soruyla bölebilir miyim? Nasılsın ya da şöyle sormalıyım: Nasıl gidiyor? Geriye dönüp baktığında pişmanlıklarla dolu, kapkara bir hayat mı görüyorsun yoksa umudunu yitirmemiş içindeki çocuğa kulak verip geleceği mi bekliyorsun?
Hayatında yaşadığın şeyler senin için belli bir matematik formülünün tıkır tıkır uygulanmasıyla gerçekleşmiş basit işlemler basamağı mı, ki gidiş yolundan hep puan almak isteriz, yoksa sihrini çözemediğin “bu koca evrende bir tek biz mi varız?” geyiğiyle başlayıp cevabını bulamadığın ama hislerine inanıp “hayır ya bir yerlerde benim için hazırlanmış mutluluklar var” cümlesini kurabildiğin işaretler mi? Uzun bir cümle mi yoksa aslında basit mi… Baktığımız pencere mi kirli yoksa manzara mı eski? Başına gelen her olayda birinin parmağının ucu dokunmuş mudur yoksa her şey sadece sende ve senle mi var olmuştur? Bazıları, hissettikleri duyguları tarif ederken buna ya evren der, ya Allah der, ya Tanrı der, ya iyi niyet der, ya da varoluş sebebi der. İsimler, bizim koyduğumuz kalıplar ve yapıştırdığımız etiketler farklı. Keşke gittiğimiz yolların farklı olması, varacağımızın durağın aynı olması gerçeğini etkilemese de düşünce elbisesinden sıyrılıp fikirlerimiz ortak gerçeğe ulaşsa… Hayatta dilimize tutturduğumuz cümleler başka da olsa kalbimizin kullanılmayan en ücra köşesinde var olmaya çalışan o cılız sese kulak versek “sen kimsin?” cümlesi yerine “ben senle birim.” cümlesini kullansak… Hayatta ders verme niteliğine girmekten kaçınan, sadece aldığı nefesin bile aslında bize bir şeyler anlatacağına inanan, yine aslında farkında olmadan hayatımızdan geçip giden insanları etkilediğimize inanan, ve yine aslında hayatın bir mucize küresinden ibaret olduğuna inanan biri olarak varlığımı sorgulamayı seçiyorum. Kendi sesimi dinlemeyeli uzun zaman olmuş. Dertler biriktirmişim yorgun omuzlarımda ve bugün hayatıma lanetler okurken buluyorum kendimi. Kendime bu kötülüğü neden yapıyorum? Ben kendime değer vermezsem başkalarının kötü düşüncelerinde nasıl kendime iyi bir yer edinmeyi umabilirim ki! O yüzden kendime bir kahve ısmarlıyorum çünkü bütün ağır ve sıkıcı konular kahvesiz çekilmiyor ve sorgulamayı seçiyorum. Her şey sadece tesadüf mü yoksa işaret mi? Lanet mi, şükür mü? Sebep mi sonuç mu? Kazanç mı kayıp mı? Dün mü, yarın mı?
Benim için milyarlarca küçük ihtimalleri bir araya getirerek beni var eden, yaşamama sebep veren ve yaşayacaklarımla beni şaşırtmaya hazır olan biri, bir şey, garip bir sihir var. Adı ne olursa olsun, gerçekten adı ne olursa olsun bana benden daha fazla değer veren o varlığa minnet duyuyorum ve lütfen siz de bir dakikanızı, sadece bir dakikanızı kendinize ayırıp bir kahve ısmarlayın muhteşem varlığınıza ve sorgulayın yoksa bu yazıyı okumanız da bir tesadüf mü sadece?…