Pembe Hayat KuirFest yedinci yılında, dünyanın dört bir yanından kuir yapımları izleyicileriyle buluşturmaya devam ediyor.
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nce düzenlenen festival, sinema başta olmak üzere pek çok türü bir araya getiren programıyla LGBTİ bireylere yönelik ayrımcılığa ve şiddete dikkat çekmenin yanında, LGBTİ hakları mücadelesine sanat aracılığıyla ifade alanları yaratarak takipçilerini umudu tazelemenin yollarını birlikte aramaya ve bir aradalık kültürünü pekiştirmeye davet ediyor.
Festival dünyanın her köşesinden filmlerin yanı sıra, internet dizileri, atölyeler, söyleşi, panel ve partilerle dolu bir program sunuyor. Dünya festivallerinden ödüllü uzun metraj kurmaca filmler ve belgeseller, sinema tarihinin yönünü değiştiren kült yapımlar ve kısa film seçkileriyle yoldaşlık, kimlik, ırk, aşk, dostluk, aile, büyüme, ayrımcılık, direniş, sanat, dönüşüm gibi pek çok konuyu tartışmaya açıyor.
Pembe Hayat KuirFest’in film gösterimleri ve söyleşileri bu yıl İstanbul’da Tütün Deposu ile Kadıköy Belediyesi’nin ev sahipliğinde Tasarım Atölyesi Kadıköy ve İDEA Kadıköy’de ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.
GÖKKUŞAĞININ ALTINDA
Yıl boyunca dünya festivallerinde dikkat çeken, ödül kazanan uzun metraj kurmaca yapımlar, KuirFest’in ‘Gökkuşağının Altında’ bölümünde buluşuyor.
İlk gösterimini 45. Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nde gerçekleştiren ve Hamburg Kuir Film Festivali’nde Jüri Ödülü’nün sahibi olan Acayip Aşk (Ajeeb Aashiq, 2016) Natasha Mendonca’nın ilk uzun metraj filmi. Acayip Aşk, farklı alanlarda işler üreten sanatçının pastiş, video art, belgesel, makale film unsurlarını kullandığı, kurmaca ve belgeselin muğlak sınırlarında dolaşan bir yapım. Film, kaslı bir Bollywood vücuduna sahip olma hayali kuran trans erkek Khush ile şarkılarıyla Hindistan’ın tutucu sosyopolitik iklimini eleştirerek var olan müzisyen Suman’ın yollarının kesişmesini konu ediniyor. Karşılıksız aşk, ihanet, arkadaşlık gibi temaları içten bir bakışla merkezine alan film, hibrit bir metropolis olarak resmettiği Mumbai’ye de başrollerde yer veriyor.
Başrolünde eşcinsel bir karakterin yer alması bakımından Finlandiya sinemasında bir ilke imza atan Sazlıkta Bir An (A Moment in the Reeds, 2017) prömiyerini 61. Londra Film Festivali’nde gerçekleştirmişti. KuirFest programı kapsamında Türkiye izleyicisiyle buluşacak olan film, mağdur dilini kıran anlatısıyla öne çıkan güçlü bir LGBT mülteci hikayesi. Paris’te öğrenci olan Leevi, yaz için ülkesine, Finlandiya’ya döner ve bir süredir kullanmadıkları göl evlerinin onarımı için babasına yardıma girişir. Finlandiya’da sığınmacı olarak yaşayan Suriyeli Tareq de onarıma yardım etmek üzere işe alınmıştır. Leevi’nin babası iş için şehre dönmek zorunda kalır. Bu süreçte iki genç birbirlerini keşfettikleri ve bir bağ kurdukları birkaç gün geçirir.
KUİR BELGESELLER
‘Kuir Belgeseller’ bölümünde, sezon boyunca festivallerde dikkat çekmiş ödüllü yapımlar ilk kez Türkiye izleyicisiyle buluşacak.
Genç feminist aktivistlerin Suriye sınırından Avrupa’ya uzanan karavan yolculuğunu konu edinen Feminista (2017) seyircileri feminist hareketin canlı dünyasıyla buluşturacak keşifsel bir yolculuğa davet ediyor. Filmin yönetmeni Myriam Fougère, 3. Pembe Hayat KuirFest programında da 1970’lerden 1990’lara Kanada ve ABD’deki feminist hareketi aktardığı Lesbiana (2012) adlı filmiyle yer almıştı.
Geçen yıl, uluslararası prömiyerini yaptığı Berlin Film Festivali’nden Teddy Ödülü’yle dönen Tayvan yapımı Havadan Sudan (Ri Chang Dui Hua, 2016) otobiyografik anlatısıyla dikkat çeken güçlü bir aile öyküsü. Yönetmenin, genç yaşta eşinden boşandıktan sonra iki çocuğunu yalnız yetiştiren annesiyle yüzleşmesini konu edinen film, iki kadının çoğunlukla uzun sessizliklerle sonuçlanan ve yalnızlık, güven gibi konular etrafında şekillenen tartışmalarını perdeye yansıtıyor. Annesiyle ilişkilerini derinlemesine anlamaya çalışan yönetmen Hui-chen, annesinin kendi gibi profesyonel yas tutucu olarak hayatını kazanan eski sevgilileriyle ve kardeşleriyle de görüşmelerde bulunuyor. Havadan Sudan, Tayvanlı üç kuşak kadının değişen hayatlarını resmetmesiyle de Tayvan kuir sinemasında önemli bir yere sahip.
SANSÜRÜN SINIRIN ÖTESİNDE: ERMENİSTAN LGBTİ FİLMLERİ
KuirFest, ‘Sansürün Sınırın Ötesinde: Ermenistan LGBTİ Sineması’ bölümüyle Uluslararası Erivan Altın Kayısı Film Festivali’nde iki LGBTİ filminin programdan çıkarılmak istenmesi üzerine Ermenistan’da alevlenen sansür tartışmalarını masaya yatırıyor.
Programdan çıkarılan filmlerden ilki, Pink Armenia Derneği’nin yapımına katkı sunduğu ve KuirFest’in SPOD (Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği) ile ortaklaşa göstereceği Beni Dinle: Nefretin Ötesinde Anlatılmamış Hikayeler (Listen to Me: Untold Stories Beyond Hatred, 2016) kamerasını çocukluklarından aileleriyle ilişkilerine, kendi içsel süreçlerinden, maruz kaldıkları toplumsal baskıya ve kimlik üzerine fikirlerine 10 LGBTİ bireyin deneyimlerine çeviriyor ve hikayelerini bizzat onların ağzından aktarıyor.
Kayısı Bahçeleri (Apricot Groves, 2016) ise çocukluğundan beri Amerika’da yaşayan trans erkek Aram’ın, kız arkadaşının ailesiyle tanışmak üzere Ermenistan’a gidişini ve “kız isteme” töreni için abisinin yardımıyla yaptığı hazırlıkları konu ediniyor. Film, sade anlatımıyla, gelenek, aşk, kimlik gibi temaları zarifçe tartışmaya açıyor.
Filmlerin 27 Ocak Cumartesi günkü gösterimlerinin ardından gerçekleşecek ‘Sansürün Sınırın Ötesinde: Türkiye ve Ermenistan’da LGBTİ Mücadelesi’ başlıklı panelde, Ermenistan ve Türkiye’de LGBTİ aktivizminin geçmişi ve bugünü Nvard Margaryan, Kyle Khandikian’ın katılımıyla Karin Karakaşlı’nın moderasyonunda konuşulacak.
KUİR DİZİLER
KuirFest, LGBTİ anlatılarına özgür bir ifade alanı açması bakımından internet dizilerine özel bir önem veriyor. Geçtiğimiz yıldan beri programda yer alan ‘Kuir Diziler’ bölümü bu yıl Şugar Çark (Wonders Wander, 2017) ve Onun Hikayesi (Her Story) dizilerine yer verecek. Şugar Çark, Madrid’in bir dönem karşı-kültür merkezi olan, şimdilerde ise turistlerin uğrak yerine haline gelen bir bölgesinde geçen dört bölümlük bir yapım. Dizi, göçmenlik, transfeminizm, ezber bozan annelik halleri ve alternatif aileler üzerinden homo-transfobiye karşı büyülü ve fantastik bir direniş hikayesi. Onun Hikayesi ise çoğunlukla trajik mağdur hikayeleriyle resmedilen trans kadın klişesinin ötesine geçerek aşkları, kahkahaları ve var olma çabalarıyla iki trans kadını, Violet ve Paige’i anlatıyor.
TÜRKİYE’DEN KUİR KISALAR
KuirFest bu yıl da kısa film seçkilerine geniş yer ayırıyor. Türkiye’den kuir yapımlara ev sahipliği yapan ‘Türkiye’den Kuir Kısalar’ bölümü, kamusal alanda, özel alanda, ailede LGBTİ olmak, dönüşüm, yeniden doğuş, kimlik, aidiyet gibi temalar etrafında pek çok konuyu tartışmaya açan sekiz filmi festival takipçileriyle buluşturacak.
Asya Leman Sanıtürk’ün yönettiği Hükmü Yok (2017) cinsiyetli kimlik belgesinin günlük hayat pratiğinde farklı toplumsal cinsiyet kimliklerine nasıl etki ettiğini tartışmaya açıyor. Film, trans ve kuir bireylerin posta havalesi, ikamet değişikliği, vize başvurusu, ev kiralama gibi basit bürokratik işlemler üzerinden kamusal alanda yaşadıkları zorlukları gözler önüne seriyor. Simay Çalışkan ve Nergis Karadağ’ın filmi Homur Homur (2017) de kamusal alanda LGBTİ olmanın zorluklarına dikkat çekiyor. Film, aşkını şehrin orta yerinde özgürce yaşamak isteyen iki kadını anlatan bir animasyon. Solo (2017) da kamusal alanda LGBTİ olmayı mercek altına alan bir yapım. Sertaç Koyuncu’nun yönettiği film, sokakta yürürken bakışları üzerine çeken Ezgi’nin şarkılı yanıtını seyirciyle buluşturuyor. Nilgün Küçükbatman’ın yönettiği Mikado (2017) ise özel alana odaklanarak, birlikte yaşayan Sefa ve Mutlu’nun hikayesi üzerinden ikili ilişkilerdeki mülkiyet, sınır, kişisel alan gibi konuları merkezine alıyor. Gökçe Oraloğlu ve Zehra Gökcimen’in birlikte yönettiği Yeniden Doğuş (2017) her ritmle dönüşen, toplum tarafından üzerine yapıştırılan örtüleri atan bir performans sanatçısının dans ritüelini sunuyor. Mehmetcan İncedal’ın filmi Seçmedim (2017) Türkiye’deki ön yargılara rağmen kendini ailesine, çevresine ve kendisine kabul ettiren lezbiyen bir bireyin eşcinselliğinin seçim olmadığını hayatından anekdotlarla anlattığı bir kısa belgesel. Arif Akdenizli’nin filmi Katilimi Tanıyorum (2017) sokaklardan, hayallerden, hayat ve ölüm imgelerinden ilham alan bir varoluş öyküsü anlatıyor. Salih Salman’ın yönettiği İz (2017) ise birbirinin bedeninde ve ruhunda özgürleşmeyi aynı adamla evli iki kadının aşkı üzerinden anlatan bir yapım.
qÜLT
Geçmişten günümüze sinema tarihine damgasını vuran kuir yapımları festival izleyicileriyle buluşturan ‘qÜLT’ bölümü bu yıl kuir sinemanın öncü isimlerinden Monika Treut’un imzasını taşıyan, 1999 Berlin Film Festivali’nde Teddy ödülünün sahibi olan belgesel Cinsiyet Kimlikleri’ni ağırlıyor (Gendernauts: A Journey Through Shifting Identities, 1999). Milenyumun sonunda Kaliforniya’da geçen film, dönemin güncel tartışmalarını kullanarak sayborglar ve yeni teknolojiler üzerinden cinsiyet kimliklerinin akışkanlığını tartışmaya açıyor.
ANISINA: KATE MILLETT
Pembe Hayat KuirFest, yakın zamanda kaybettiğimiz, feminist teorinin önemli isimlerinden Kate Millett’ı, tüm dünyada çok ses getiren kitabı ‘Cinsel Politika’dan kazandığı parayla çektiği Üç Hayat (Three Lives, 1971) ile anıyor. Tamamı kadınlardan oluşan bir ekip tarafından hayata geçirilen film, birbirinden oldukça farklı hayatlar süren üç kadının, hayatları hakkında içtenlikle konuştukları röportajlardan oluşan güçlü bir yapım.
ALIŞIN BURADAYIZ
Mısır’dan Japonya’ya dünyanın her köşesinden belgesel, animasyon ve kurmaca türlerinde yapımlar ‘Alışın Buradayız’ bölümünde buluşuyor. İsrail yapımı animasyon trans belgeseli Değişim İçin (For a Change, 2016), genç eşcinsel bir aktivistin hikayesini stilize bir animasyonla Mısır’ın zorlu sosyal ikliminden yansıtan Hayatın Yarısı (Half a Life, 2017), HIV/AIDS taşıyıcılarına gösterilen ayrımcılığa karşı İrlandalıların nasıl mücadele ettiklerini anlatan Kondom Adam (The Condom Man, 2017), Slovakya’da bir gay barda güvenlik görevlisi olarak çalışan Nenad’ın toplumun ona empoze ettiği önyargılardan nasıl kurtulduğunu anlattığı belgesel Nenad (2017), Dokufest’te de gösterilen Kosova Trans (2016), insan sayısı kadar farklı aşk formunun olduğunu anlatan Japon animasyonu Kromozom Minnoşu (Chromosome Sweetheart, 2017), İngiltere yapımı trans ve aile belgeseli Sununu: Aşkın Devrimi (Sununú: The Revolution of Love, 2017) ve dört lezbiyen kadının ilk aşklarını anlattıkları Kızlara Bayılırım (J’aime Les Filles, 2016) bölüm kapsamında izleyicilerle buluşacak.
ARZULAR ŞELALE
Kısa filmlere hak ettiği yeri teslim eden festival, teknolojiyi ve anlatı türleri arasındaki sınırları bulanıklaştıran yapımlardan drag hikayelerine ve video art örneklerine kuir örneklerden derlediği bir seçkiyi de izleyicileriyle buluşturuyor.
Bölümde Güney Afrika’dan LGBTİ kültürünü kutlayan drag videosu The Kifffness – Beni Sevdiğini Söylemiştin (The Kifffness – You Say You Love Me, 2017), Yeni Zelanda’nın LGBTİ çevrelerine damgasını vurmuş güçlü ve arsız drag kraliçesini anlatan Medulla Oblongata (2017), Peru’dan bir başka güçlü drag hikayesi Hindistan Cevizi ve Vanilya (Coconut and Vanilla, 2017), Almanya yapımı Doline (2017), film müzikleri yapan bir bestecinin hayaletlerin alıkoyduğu bir video ekranı tarafından işinden alıkonmasını konu edinen Doppelganger Memorandum (2017), yönetmenin kendi cinselliği üzerinden çektiği oyunbaz belgesel İlk Eşcinsel (The First Homosexual, 2017), videonun erken zamanlarından günümüze kalmış eşsiz analog ekipmanla çekilmiş görüntülerden yararlanarak yapılan uzayın bu yanından si̇nyali̇n öbür tarafına (from this side of space to the other side of the signal, 2017), flopi disklerin 1990’ların sonlarında çevrimiçi chat odalarından imgelerle ve chat örneklemleriyle montajlandığı Jim (2017), birbirini bulup benzerliklerini oldukça tuhaf şekillerde ifade eden, farklı geçmişlere sahip iki kızın hikâyesi Darbe (Le Coup…, 2015) ve yuva, kaygı, samimiyet, kaçınılmaz ölümümüz, hasret, tedavülden kalkmış teknolojilerle şimdiki teknolojiler arasındaki diyalog gibi konularla yüzleşen trans hikayesi Her Şey Düşer (All Falls Down, 2017) gösterilecek.
AŞK OLSUN
KuirFest’in bir başka kısa seçkisi ‘Aşk Olsun’ ise aşk, varoluş, direniş gibi temaları merkezine alan özel bir seçki. Seçkide, trans bireyleri cinsiyet kimliği bozukluğu teşhisiyle tedavi etmeye çalışan bir sözde kliniği anlatan sahte belgesel türündeki Brezilya yapımı Yarı Saydam (Translucid, 2017), yasadışı yollarla İran’dan kaçmaya çabalayan iki genç kadın aşığın öyküsünü aktaran Gökkuşağına Doğru (Into The Rainbow, 2017) ile geçtiğimiz yıl Berlin Film Festivali’nde gösterilen yapımlar İsveçli Kuzen (La Prima Sueca, 2017) ve Homo Kızkardeşim (Min Homosyster, 2017) filmleri yer alıyor.
ETKİNLİKLER
BİR HİKAYE ANLATICISI OLARAK KURGU
AYRİS ALPTEKİN’LE KURGU ATÖLYESİ
KuirFest, LGBTİ bireylere sanat aracılığıyla ifade kanalları yaratmak üzere başlattığı atölyeler dizisine bu yıl, Kar (2017, Emre Erdoğdu) filmiyle 24. Uluslararası Adana Film Festivali’nde ‘En İyi Kurgu’ ödülünün sahibi olan Ayris Alptekin’in yürüteceği kurgu atölyesiyle devam edecek. Atölyede kurgu yalnızca pratik olarak değil aynı zamanda teorik olarak ele alınacak. Stok ve buluntu görüntüler aracılığıyla kurgunun anlatıyı değiştirebilme veya yeniden yaratma ihtimalleri araştırılacak.
PANEL: SANSÜRÜN SINIRIN ÖTESİNDE
TÜRKİYE VE ERMENİSTAN’DA LGBTİ MÜCADELESİ
27 Ocak Cumartesi günü gerçekleşecek ‘Sansürün Sınırın Ötesinde: Türkiye ve Ermenistan’da LGBTİ Mücadelesi’ başlıklı panelde, Ermenistan ve Türkiye’de LGBTİ aktivizminin geçmişi ve bugünü iki ülkeden LGBTİ aktivistlerinin katılımıyla konuşulacak. Panelin moderasyonunu yazar Karin Karakaşlı üstleniyor.
AH SANAL DÜNYA!
LGBTİ sosyal medya fenomenlerinin konuk olacağı ‘Ah Sanal Dünya!’ ise festival takipçilerini heyecanlandıracak bir başka etkinlik olarak göze çarpıyor. Bu etkinlikte, sosyal medyayı aktif kullanan ve kitlelere ulaşmış LGBTİ+’lar ile sürece nasıl başladıklarını, sosyal medyayı nasıl kullandıklarını ve neler yaptıklarını konuşulacak. Aynı zamanda açık kimlikli ve sosyal medyada görünür olmanın yarattığı olumsuz/olumlu yanları enine boyuna tartışılacak.
CİNS ADIMLAR SOKAKLARI KUİRFEST İÇİN ARŞINLIYOR
Toplumsal cinsiyet odaklı hafıza yürüyüşleriyle hem bu ilişkileri daha iyi anlamak hem de şehrin görünür olmayan hafızalarının izini sürmek üzere yola çıkan Cins Adımlar: Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşleri ekibi, 28 Ocak Pazar günü sokakları KuirFest için arşınlıyor.