İnsanlığın doğuşundan itibaren dünyada daha yazı bile bulunmamışken, insanlar birbirlerine hikayeler anlatarak; efsaneler, tanrılar, düşmanlar yarattılar. Yani insanlar var olduğundan beri hikaye var. Çünkü geçmişi yorumlamak ve geleceği kurgulamak hayatın özünde var. Hikayeler ne kadar iyi olursa o kadar iyi dinlenir.
Peki ne oldu da hikaye anlatma sanatı bir pazarlama aracına dönüştü?
Ekran kültürü ve İleti Sarhoşluğu Kıskacında Content Marketing
Bizi bize anlatan; dev ihtiyaçlar yaratan o reklamlar… Hepimiz biliyoruz ki Türk toplumunun kültürel kodlarında duygusallık var. Bazı reklamlarda insanların kendilerinden bir şey bulmasının sebebi de hikayenin doğru aktarılmasında yatar. Her pazarlama aracının kaynağı hikayedir. Her adımın bir hikayesi vardır. Marka hikayelerindeki amaç markaların karakterlerini göstermesi, hedef kitlelerini motive etmesi ve tüketicilerine doğru zamanda, doğru içerikle, ilginç ve eşsiz bir deneyim yaşatmasıdır.
Kopya İçerik Yükselişte İse Çare;
”Storytelling”
Dijital araçlar ile birleşip bir de reklam yazarları tarafından yaratıcı unsurlar da katıldığı zaman ortaya çıkan şey dijital hikaye anlatıcılığıdır. Aynı zamanda pazarlama dünyasının son zamanlarda göz bebeği haline gelmiş içerik pazarlaması (Content marketing) ile de iç içe geçmiş bir bütün olarak düşünebiliriz.
Bir düşünelim… Karar mekanizmamızı devreye sokan şeyler nelerdir? En basitinden, satın alma kararlarımızı ne etkiler? Elbette maliyet önemlidir. Fakat gerçekten de her zaman, almak istediğiniz her şeyin en ekonomik olanını mı tercih edersiniz?
Bilgiyi İlgiye Dönüştürebilme
Evet, siz bir servis sağlayıcısı olabilirsiniz fakat %50 indirim kampanyaları sizi ilk etapta kurtarsa da sonrasında işler değişebilir. Siber çağda istemediğimiz kadar bilgi var. Eskiden ise bilgi daha da önemliydi. Şimdi ise çağın avantajları bilgiye erişimi mümkün kıldığından, bilgiyi ilgiye dönüştürme noktası oldukça önemli hale geldi.
Örnek vermek gerekirse McDonald’s’ın Palyaçosu bir marka karakteri. Ya da Pixar filmleri tam bir transmedya ürünü. Dijitalleşmenin etkilediği alanlardan biri de bu kanal. Anlatım şekli, konvansiyel medya araçlarından sıyrılarak yeni medya kanallarına yönelik oluşturuluyor. Yani herkes bir hikayenin parçasıdır (We’re all stories). Bu noktada önemli olan ise ‘fikri satabilmek’.
Kısa Kesin
Sağ da sol da o kadar çok içerik var ki artık maksimum izleme toleransımız çok çok az. Google Adwords verilerine göre internet reklamıyla karşılaşan potansiyel müşterilerin bir reklama maksimum toleransı 20 saniye. Yani bir markanın hikayesi geniş kitlelere hitap etmeli ve etkileşime açık olmalı. Bunu yaparken de süreyi iyi kullanmalı. Kıssadan hisse markanızı demlemeye bırakırken arayı fazla açmayın, çay acımasın. Şimdi markanızda hangi şapkayı kullanmaya karar vereceksiniz, buna odaklanma zamanı. Çünkü doğru içerikle; kendine yakışanı giyersen marka olursun.