Ana Sayfaİnsan ve ToplumO göktaşları beynimizde kök saldı

O göktaşları beynimizde kök saldı

-

Bir meteor bir gök cismine düşer, sonra bir başkası sonra bir başkası düşer…

Meteorlar yavaş yavaş sıcağın etkisi ve buna bağlı basınç değişimleri ile çatlar. Yavaş yavaş bu koca kütleli gök cisminin parçası olurlar. İçlerindeki her şey bu büyük gök cismine karışır. Yüz binlerce yıl geçer. Her düşen meteor, bu gök cismine bir şeyler katar. Bu parçalar başka bir büyük şeyin parçasıdır. Başka büyük bir şeyden, bir şeyler taşımıştır buraya. Sonra hepsi birbirine karışıp yepyeni şeyler oluşturmaya başlar. Bu, çok uzun bir süreçtir gözlemleyen için. Yaşayan için ise gerçekleştiğinde, olup bitmiştir sadece; ama ortaya muazzam bir hayat çıkmıştır; çünkü her yeni gelen, ulaştığı yer ile uyum sağlamak için on binlerce yılını vermiştir. Denemiştir, birleşmiş ayrılmış, tekrar deneyip tekrar birleşip tekrar ayrılmıştır ve her birleşip ayrıldığında yeni bir şey olmuş yeni bir şey katmıştır aslında. 

Bunun olması için yüzyıllar geçmiş, sayısız deneme ile uygun olasılık gerçeği var etmiştir. Bu muazzam bir emek muazzam bir çaba ve enerji gerektirmiştir. Evrende her şey en az çaba ilkesi ile çalışıyorken bizim için en az çaba gerektiren bir süreçmiş gibi görünmese de bu onlar için en az çaba gerektiren süreçler sonunda oluşmuş ve bu kendi içinde en iyi olanı doğurmuştur…

Olaylar, gözlemlendiği gözlem çerçevesine göre anlam bulur. Aynı olay farklı gözlem çerçevelerinden farlı algılanır, hatta aynı gözlem çerçevesindeki farklı konumlardan da izlendiğinde farklı algılanır. Bu durum mutlaklık durumunda soru işaretleri yaratır. Zaman ve konum görecelik kazanır. Bu yüzdendir ki hakemler aynı pozisyonu sağdan ve soldan izlediklerinde farklı karar alır (burada tabii ki beynin rolü büyüktür). 

Gözlemlediğimiz şeyleri arada bir farklı farklı noktalara geçip gözlemlemek gerekir. Bir şeylere bakıp sürekli aynı sonuçları çıkarıyorsak farklı bir zaman diliminden incelemek gerekir belki de; çünkü tüm zamanlar şu anda. Daha fazla görmek daha yeni bir şey üretmek istiyorsak, gözlem yapmak için kendimiz dışımızda bir nokta belirlemeliyiz. Çünkü insan olarak yaşadığımız en büyük yanılgı budur; başlangıç noktası olarak kendimizi almak.

Karmaşayı görebilmek demek farklı zaman ve konumlardan bakabilmek demektir. Evreni tanımlayabilmek için bu günden geriye doğru gidiyoruz yani zaman noktamızı değiştiriyoruz, ayrıca aynı olayı, farklı konumlara yerleştirdiğimiz uydulardan gözlemliyoruz yani konumu da değiştiriyoruz. Çünkü artık şunu çok iyi biliyoruz ki aslında hiçbir şey göründüğü gibi değil ve aslında her şey izlediğimiz zaman ve konuma göre değişir.

Bu sebepledir ki beynimiz bizimle bu kadar ritmik dans ediyor; çünkü uzay ve zaman onun için çok farklı işliyor. Onu kendine açıp serbest bırakmak uzay ve zamanı hem kendi içlerinde ayrı ayrı hem de birbirleriyle bütünleştiriyor; çünkü hiçbir şeyi eş zamanlı olarak algılamıyoruz ve bu beynimiz için yaratım gücünde, bize kısa gibi görünen ama onun için bir kara delik şiddetinde küçük bir boşluk bırakıyor. Bu boşluğu o kadar iyi değerlendirip dolduruyor ki her şeyi temelden alıyor. İnsanlık tarihinin başından bu yana akan genetik aktarımların potansiyellerini kullanıyor; çünkü o bu işte usta ve bunu en iyi şekilde yapıyor. Üretmek ve üretileni geri dönüştürüp tekrar üretmek… Belki de en iyi çevre dostumuz beyin ama biz hala bu gizemli harika şeyi tam olarak çözemiyoruz;  çünkü çözmeye çalışılan da çözmeye çalışan da aynı ve bu bir karmaşa oluşturuyor. 

İşte o küçük gök taşları bir araya gelerek beynimiz ile genetik dehayı birleştirip bu muazzam oluşumu yarattı… Yazıdaki satır aralarını doldurmayı o küçük ve bir o kadar güçlü boşluğunuza bırakıyorum… Her an sizinle olan ve o müthiş fikirleri oluşturan o dopdolu boşluklara… Hiçbir şey aslında boş değildir ve boşuna gelişmemiştir… O güçlü, yaşayan, taptaze ve bir o kadar da yaşlı boşluktan…

\n

Bir meteor bir g\u00f6k cismine d\u00fc\u015fer, sonra bir ba\u015fkas\u0131 sonra bir ba\u015fkas\u0131 d\u00fc\u015fer\u2026<\/p>\n\n\n\n

Meteorlar yava\u015f yava\u015f s\u0131ca\u011f\u0131n etkisi ve buna ba\u011fl\u0131 bas\u0131n\u00e7 de\u011fi\u015fimleri ile \u00e7atlar. Yava\u015f yava\u015f bu koca k\u00fctleli g\u00f6k cisminin par\u00e7as\u0131 olurlar. \u0130\u00e7lerindeki her \u015fey bu b\u00fcy\u00fck g\u00f6k cismine kar\u0131\u015f\u0131r. Y\u00fcz binlerce y\u0131l ge\u00e7er. Her d\u00fc\u015fen meteor, bu g\u00f6k cismine bir \u015feyler katar. Bu par\u00e7alar ba\u015fka bir b\u00fcy\u00fck \u015feyin par\u00e7as\u0131d\u0131r. Ba\u015fka b\u00fcy\u00fck bir \u015feyden, bir \u015feyler ta\u015f\u0131m\u0131\u015ft\u0131r buraya. Sonra hepsi birbirine kar\u0131\u015f\u0131p yepyeni \u015feyler olu\u015fturmaya ba\u015flar. Bu, \u00e7ok uzun bir s\u00fcre\u00e7tir g\u00f6zlemleyen i\u00e7in. Ya\u015fayan i\u00e7in ise ger\u00e7ekle\u015fti\u011finde, olup bitmi\u015ftir sadece; ama ortaya muazzam bir hayat \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r; \u00e7\u00fcnk\u00fc her yeni gelen, ula\u015ft\u0131\u011f\u0131 yer ile uyum sa\u011flamak i\u00e7in on binlerce y\u0131l\u0131n\u0131 vermi\u015ftir. Denemi\u015ftir, birle\u015fmi\u015f ayr\u0131lm\u0131\u015f, tekrar deneyip tekrar birle\u015fip tekrar ayr\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r ve her birle\u015fip ayr\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda yeni bir \u015fey olmu\u015f yeni bir \u015fey katm\u0131\u015ft\u0131r asl\u0131nda. <\/p>\n\n\n\n

Bunun olmas\u0131 i\u00e7in y\u00fczy\u0131llar ge\u00e7mi\u015f, say\u0131s\u0131z deneme ile uygun olas\u0131l\u0131k ger\u00e7e\u011fi var etmi\u015ftir. Bu muazzam bir emek muazzam bir \u00e7aba ve enerji gerektirmi\u015ftir. Evrende her \u015fey en az \u00e7aba ilkesi ile \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorken bizim i\u00e7in en az \u00e7aba gerektiren bir s\u00fcre\u00e7mi\u015f gibi g\u00f6r\u00fcnmese de bu onlar i\u00e7in en az \u00e7aba gerektiren s\u00fcre\u00e7ler sonunda olu\u015fmu\u015f ve bu kendi i\u00e7inde en iyi olan\u0131 do\u011furmu\u015ftur\u2026<\/p>\n\n\n\n

Olaylar, g\u00f6zlemlendi\u011fi g\u00f6zlem \u00e7er\u00e7evesine g\u00f6re anlam bulur. Ayn\u0131 olay farkl\u0131 g\u00f6zlem \u00e7er\u00e7evelerinden farl\u0131 alg\u0131lan\u0131r, hatta ayn\u0131 g\u00f6zlem \u00e7er\u00e7evesindeki farkl\u0131 konumlardan da izlendi\u011finde farkl\u0131 alg\u0131lan\u0131r. Bu durum mutlakl\u0131k durumunda soru i\u015faretleri yarat\u0131r. Zaman ve konum g\u00f6recelik kazan\u0131r. Bu y\u00fczdendir ki hakemler ayn\u0131 pozisyonu sa\u011fdan ve soldan izlediklerinde farkl\u0131 karar al\u0131r (burada tabii ki beynin rol\u00fc b\u00fcy\u00fckt\u00fcr).\u00a0<\/p>\n\n\n\n

G\u00f6zlemledi\u011fimiz \u015feyleri arada bir farkl\u0131 farkl\u0131 noktalara ge\u00e7ip g\u00f6zlemlemek gerekir. Bir \u015feylere bak\u0131p s\u00fcrekli ayn\u0131 sonu\u00e7lar\u0131 \u00e7\u0131kar\u0131yorsak farkl\u0131 bir zaman diliminden incelemek gerekir belki de; \u00e7\u00fcnk\u00fc t\u00fcm zamanlar \u015fu anda. Daha fazla g\u00f6rmek daha yeni bir \u015fey \u00fcretmek istiyorsak, g\u00f6zlem yapmak i\u00e7in kendimiz d\u0131\u015f\u0131m\u0131zda bir nokta belirlemeliyiz. \u00c7\u00fcnk\u00fc insan olarak ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z en b\u00fcy\u00fck yan\u0131lg\u0131 budur; ba\u015flang\u0131\u00e7 noktas\u0131 olarak kendimizi almak.<\/p>\n\n\n\n

Karma\u015fay\u0131 g\u00f6rebilmek demek farkl\u0131 zaman ve konumlardan bakabilmek demektir. Evreni tan\u0131mlayabilmek i\u00e7in bu g\u00fcnden geriye do\u011fru gidiyoruz yani zaman noktam\u0131z\u0131 de\u011fi\u015ftiriyoruz, ayr\u0131ca ayn\u0131 olay\u0131, farkl\u0131 konumlara yerle\u015ftirdi\u011fimiz uydulardan g\u00f6zlemliyoruz yani konumu da de\u011fi\u015ftiriyoruz. \u00c7\u00fcnk\u00fc art\u0131k \u015funu \u00e7ok iyi biliyoruz ki asl\u0131nda hi\u00e7bir \u015fey g\u00f6r\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fc gibi de\u011fil ve asl\u0131nda her \u015fey izledi\u011fimiz zaman ve konuma g\u00f6re de\u011fi\u015fir.<\/p>\n\n\n\n

Bu sebepledir ki beynimiz bizimle bu kadar ritmik dans ediyor; \u00e7\u00fcnk\u00fc uzay ve zaman onun i\u00e7in \u00e7ok farkl\u0131 i\u015fliyor. Onu kendine a\u00e7\u0131p serbest b\u0131rakmak uzay ve zaman\u0131 hem kendi i\u00e7lerinde ayr\u0131 ayr\u0131 hem de birbirleriyle b\u00fct\u00fcnle\u015ftiriyor; \u00e7\u00fcnk\u00fc hi\u00e7bir \u015feyi e\u015f zamanl\u0131 olarak alg\u0131lam\u0131yoruz ve bu beynimiz i\u00e7in yarat\u0131m g\u00fcc\u00fcnde, bize k\u0131sa gibi g\u00f6r\u00fcnen ama onun i\u00e7in bir kara delik \u015fiddetinde k\u00fc\u00e7\u00fck bir bo\u015fluk b\u0131rak\u0131yor. Bu bo\u015flu\u011fu o kadar iyi de\u011ferlendirip dolduruyor ki her \u015feyi temelden al\u0131yor. \u0130nsanl\u0131k tarihinin ba\u015f\u0131ndan bu yana akan genetik aktar\u0131mlar\u0131n potansiyellerini kullan\u0131yor; \u00e7\u00fcnk\u00fc o bu i\u015fte usta ve bunu en iyi \u015fekilde yap\u0131yor. \u00dcretmek ve \u00fcretileni geri d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fcp tekrar \u00fcretmek\u2026 Belki de en iyi \u00e7evre dostumuz beyin ama biz hala bu gizemli harika \u015feyi tam olarak \u00e7\u00f6zemiyoruz;  \u00e7\u00fcnk\u00fc \u00e7\u00f6zmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131lan da \u00e7\u00f6zmeye \u00e7al\u0131\u015fan da ayn\u0131 ve bu bir karma\u015fa olu\u015fturuyor. <\/p>\n\n\n\n

\u0130\u015fte o k\u00fc\u00e7\u00fck g\u00f6k ta\u015flar\u0131 bir araya gelerek beynimiz ile genetik dehay\u0131 birle\u015ftirip bu muazzam olu\u015fumu yaratt\u0131\u2026 Yaz\u0131daki sat\u0131r aralar\u0131n\u0131 doldurmay\u0131 o k\u00fc\u00e7\u00fck ve bir o kadar g\u00fc\u00e7l\u00fc bo\u015flu\u011funuza b\u0131rak\u0131yorum\u2026 Her an sizinle olan ve o m\u00fcthi\u015f fikirleri olu\u015fturan o dopdolu bo\u015fluklara\u2026 Hi\u00e7bir \u015fey asl\u0131nda bo\u015f de\u011fildir ve bo\u015funa geli\u015fmemi\u015ftir\u2026 O g\u00fc\u00e7l\u00fc, ya\u015fayan, taptaze ve bir o kadar da ya\u015fl\u0131 bo\u015fluktan\u2026<\/p>\n","post_title":"O g\u00f6kta\u015flar\u0131 beynimizde k\u00f6k sald\u0131","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"o-goktaslari-beynimizde-kok-saldi","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2022-10-18 15:43:50","post_modified_gmt":"2022-10-18 12:43:50","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=114791","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":114791}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "189"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "48"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Nedir bu normal?

Normal, Latincesi normalis olan “gönyeli, ölçüye uygun” sözcüğünden gelmektedir. Ayrıca Fransızca normale de “kurala uygun, kurallı” sözcüğünden alıntıdır. Norm, Fransızca norme "kural, standart, ölçü" sözcüğünden gelmektedir...

Tek kişilik azınlık

Sürekli bir şeylere yetişme çabası... Hep geç kalmışlık hissi içerisinde geçen günler... Düşünmeye bile zaman bulamayan insan selleri... Düşünmek bile istemeyen ve bundan kaçmaya çalışan...

Sessizliğin Sesi ve Mizofoni

Sümer’in baş tanrılarından Enlil, bir gün insanlardan çok rahatsız olduğu için onları yok etmeye karar verir. İnsanlardan rahatsız olmasının tek nedeni ise çok fazla üremeleri...

Arkeik Çığlık

"Geçmiş dönemlerle kıyaslandığında elbette kat edilen epeyce bir yol vardır ama bilgi ve teknoloji çağında kulaklardaki o arkeik söylem, aslında kadının var olması gereken alanı...
Meral Coşkun
Meral Coşkun
Bilimle yaşayan, kendi halinde biri...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol