Birçok açıdan meşhur olan Dubai şehri, bu sefer de dünyanın en büyük yuvarlak ekolojik binası ile gündemde. Mimar James Law’un çalışması olan Teknoküre, konsept açısından dünyanın bir replikası olarak düşünülmüş. 800 bin metre kare üzerine geliştirilen bina, çevreye zarar vermemek için doğayı taklit ediyor.
40 katlı bu futuristik kubbe, 40 bin kişiyi barındırabilecek ve kendi kendine yetecek küçük bir gezegen olarak tasarlandı. Teknoküre yerel malzemeler kullanılarak yapıldı ve malzemelerde “enerji ve çevre tasarımı liderlik sertifikası” arandı. Sürdürülebilir teknolojiler üzerine kurulu yapı, çöldeki aşırı sıcaklarda karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor.
Yapı, enerjisini güneş enerjisinden sağlayacak ve kendi enerjisini tamamen sağlayabilecek, suyu geri dönüşümlü kullanacak ve yeşil alanlar barındıracak. Bina içindeki bahçelerin yanı sıra, bitkilerin bir kısmı da çatıda; hem güneşten korunma sağlıyor, hem havayı filtreleyerek içeriye temiz hava alınmasını sağlıyor. Oksijenin yapay yağmur ormanlarından geldiği binada, yapı klima ihtiyacı olmadan doğal olarak havalandırılıyor. Teknoküre yapılan yapay bir nehirle suyu geri dönüştürüyor ve verimli olarak kullanıyor. Binada güneş enerjisi jeneratörleri ve atık yakma fırınları mevcut, ayrıca yapıda herşey yeniden kullanılabilecek şekilde tasarlanıyor.
Bölgenin yüksek hava sıcaklıklarıyla (48°C), baş edebilecek ön cephesi düşük emisyonlu, izolasyonlu polarize camla kaplı. Cam, fotovoltaik hücreler içeriyor. Fotovoltaik hücrelerin oluşturduğu paneller, fotosentezin bitkileri beslemesi gibi binayı enerjiyle besliyor. Bu camlar ayrıca zararlı ultraviyole ışınlarını kesip, fazla ısınmadan koruyor. Bu sayede soğutmadan da tasarruf ediliyor. Camların özel yapısı teknoküreyi ses kirliliğinden de koruyor.
Küresel yapının tercih edilme sebebi de, küre şeklinin geleneksel açılı binalara göre daha geniş yüzeye sahip olması ve bu sebeple sistemin daha kolay kurulması, daha iyi çalışması: Binanın eşsiz yapısı, binadaki her noktanın aynı olması, yapıdaki her bağlantının seri üretebilmesini sağlıyor. 800 bin metre karelik alanda; evler, ofisler, odaların yanı sıra ofisler, alışveriş yerleri, oteller, sergi salonları ve konferans salonları da mevcut.
İleri teknoloji ve mimari içeren yapı, 2008 yılında geleceğin binalarının tanıtıldığı “UltraFuture Konferansı”nda tanıtılmıştı. Halen inşası devam eden yapının, bitiş tarihi 2015 – 2016 gibi düşünülse de tam olarak netleşmemiş durumda.
Ekolojik bir binanın bu kadar lüks olması insana aykırı gelse ve gönül daha yere yakın, daha sade bir yapı istese de, yapı Dubai şartları göz önüne alındığında daha kabul edilebilir geliyor. Sonuçta her ortamda ekolojik yapıların düşünülüyor olması dünya açısından umut verici…
Kaynak: CNN, Renovables Verdes, Diario Ecologia, Inhabitat