Finlandiya hükûmeti tüm vatandaşlarına aylık 800 Euro tutarında koşulsuz maddi destek uygulamasının getirileceğini duyurdu. Bu uygulama nedir, avantaj ve dezavantajları nelerdir araştırdık.
Finlandiya hükûmeti geçtiğimiz hafta, 2017 senesinin sonunda başlatılacak bir pilot uygulama başarılı olduğu takdirde her reşit vatandaşına kayıtsız şartsız 800 Euro değerinde para yardımında bulunacağını açıkladı. Pilot uygulamanın sonunda beklenen başarı elde edildiği takdirde devletin sunduğu emeklilik, çocuk maaşları, kira yardımı ve işsizlik maaşı gibi tüm sosyal hizmetlerin yürürlükten kaldırılacağı ve bunların, yerini tüm reşit vatandaşlara verilecek koşulsuz ödeneğe bırakacağı duyuruldu.
İlk etapta bir deneme süresine tabi tutulacak uygulamanın öncelikli hedefi işsizlik oranını düşürmek. Fakir veya zengin farkı gözetmeksizin para yardımı alacak vatandaşların söz konusu uygulama ile artık daha düşük ücretli işlerde çalışmayı kabul edecekleri ve bunun yüzde 9 seviyesini geçen işsizlik oranını azaltması bekleniyor. Bu yolla istihdam oranı, alım gücü ve tüketimin artması, dolayısı ile devletin elde edeceği vergilerde de artış elde edilmesi tahmin ediliyor.
Söz konusu uygulama birçok insana büyük bir kolaylık teşkil edecek nitelikte, fakat aynı zamanda hastalık veya yaşlılık gibi çeşitli nedenlerden dolayı sosyal yardıma muhtaç birçok insanın zor durumda kalmasına neden olabilme riskini de bünyesinde barındırıyor. Örneğin aynı anda hem işsizlik, hem de kira yardımı alan insanlar, bu uygulama ile büyük oranda maddi kayba uğrayabilecekler. Helsinki gibi kira fiyatlarının oldukça yüksek olduğu şehirlerde ayda 800 Euro ile geçinmek mümkün olmayacak.
Ayın karanlık yüzü
Bu uygulama elbette toplumun bazı kesimlerinde neşe ile karşılanıyor. Yapılan bir ankete göre nüfusun yüzde yetmişinin olumlu olarak nitelendirdiği uygulama başarılı olduğu takdirde artık öğrenciler geçim sıkıntısı korkusu yaşamadan okula devam edebilecek, yeni mezunlar iş hayatının ilk senelerini daha az sıkıntı yaşayarak geçirecek ve tek başına çocuk yetiştiren ebeveynler çocuklarına ve kendilerine daha fazla zaman ayırabilecekler. Fakat bunun bir de karanlık yüzü var.
Finlandiya’nın üçlü koalisyon hükûmeti, ekonomide üç senedir yaşanan durgunluğu giderme ve devletin artan borçlarını kapama amacı ile uygulamaya koymayı hedeflediği ve işçilerin haklarını büyük oranda kısıtlayacak tasarruf politikaları ile geçtiğimiz eylül ayında büyük tepki çekmişti. Başkent Helsinki 1991’den beri yapılan en büyük eyleme sahne olurken, yurt çapında büyük çaplı grevler gerçekleştirilmişti. Tepkilerin ardındansa hükûmet, söz konusu tasarruf planını geri çekip farklı çözüm yolları arayacağını duyurmuştu.
Nüfusun hızla yaşlanmasının da etkisi ile Finlandiya şu anda, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri yaşadığı en büyük ekonomik krizi yaşıyor. 5,4 milyonluk nüfusa sahip ülkedeki emekli insan sayısı 1,4 milyonun üzerinde. Bunların 200 bini devletten emekli maaşının haricinde kira yardımı da alıyor. Söz konusu koşulsuz maddi destek projesi uygulamaya geçirildiği takdirde bu, tüm sosyal yardımların kesilmesine neden olacak ve emekli maaşı alan vatandaşların üçte ikisinin eline geçen maddi yardımda fark edilir oranlarda bir düşüş gerçekleşecek.
Hükûmet tasarruf politikaları çerçevesinde ayrıca bir de emeklilik reformu planlıyor. Bu reforma göre emeklilik yaşı, ortalama yaşam süresine dayanarak artırılacak ve emeklilik maaşlarında düşüş gerçekleşecek. Emekliler, söz konusu emeklilik reformu ile ilgili yapılan bazı sokak röportajlarında ve bazı haber sitelerine bıraktıkları okuyucu yorumlarında, planlanan reformların hayata geçirilmesi halinde kira ve gıda alışverişi arasında tercihte bulunmak zorunda bırakılacaklarını, çünkü hem kiralarını ödemeye hem de gıda alışverişi yapmaya güçlerinin yetmeyeceğini ifade ediyorlar. Bazı emekliler ise bu durumda intihar edeceklerini ifade ediyorlar. Finlandiya, Kuzey Avrupa ülkeleri arasında en yüksek intihar oranına sahip ülke.
Finlandiya Başbakanı Juha Sipilä’nin hayatında siyaset görece yeni bir olgu. Kökeni iş dünyasına dayanan; önce ortak, sonra tek başına CEO’su olduğu özel bir şirketi 1996 senesinde satarak milyoner statüsüne erişen Sipilä, henüz 2012 senesinden beri siyasetle uğraşıyor.
Yunanistan’ı, yaşadığı ekonomik kriz esnasında en ağır biçimde eleştiren Avrupa ülkesi Finlandiya idi. Şimdi, iş insanı kimliği ile ülkeyi yöneten başbakanın, kendi ülkesini yaşanan krizden ne kadar zararla çıkarabileceği, cevabı merakla beklenen bir soru.