Tesadüfen dinlediğim Nyra parçalarıyla beni etkileyen bu müzik grubunu araştırdım ve diğer parçaları da dinleyince hem bu müziği gerçekleştiren insanlarla tanışmayı hem de onları size tanıtmayı ve daha önce müziklerini dinlemeyenlere de duyurmak istedim. Bunun için de Yekpare grubunun üyelerinden Burak Malçok ile Yekparenin oluşumu ve onların müzik anlayışıyla ilgili bir görüşme yaptım. İşte huzurlarınızda Yekpare ve onların gözünden müzik.
Burak Malçok ney çalan, Sekan Alkan elektro gitar çalan iki arkadaşlar. 2011 yılında Genç Klasikçiler Festivali ile sahnede doğaçlama diyebileceğimiz bir müzik performansı sergilediler. Bu sahne sonrasında çok fazla olumlu tepki alıp, büyük bir ilgiyle karşılaşınca beraber müzik yapmaya devam ettiler. Çelloyu klasik batı tarzının yanında farklı bir stilde çalabilen Gülşah Erol‘un ve perküsyonist Oray Yay‘ın da katılımıyla Yekpare kendini var etmeye başladı ve 2013 yılında Yekpare albümünü yayınladılar.
Grubun bütün üyelerinin ilgilendikleri enstrümanlar farklı, kendi hayata bakış açıları farklı fakat onları biraraya getiren, zihinlerini ve kalplerini birbirine bağlayan müziğin yaşattığı his onları yekpare yapan şey. Albümleri yayınlandıktan sonra Yekpare olarak Bulgaristan’a davet edildiler ve orada bir sahnede performanslarını sergilediler. Devamında Cihangir’de bir drama müzikal sahnesinde birkaç ay belirli aralıklarla enstrümanlarının dillerini insanlara dinlettirip hissettirdiler. Albümün ve sahne etkinliklerinin dışında 2015’te Umay Umay ve Barış Demirel’le Nazar Duası singılını çıkardılar.
Yekpareye göre sanatın dalları arasında hisleri, duyguları en şiddetli ve etkileyici şekilde kalplere aktarabilen dal müziktir. Onların yaptıkları müziğin sözsüz olup da bu kadar kalbe işleyebilmesi ve insanlara kelimelerle bir şey anlatmadan da aynı hisleri yaşatabilmesi, enstrümanlarının dilini, müziğin insanları birleştirmedeki, biraraya getirmedeki gücünü bize gösterir.
Herkes için farklı bir çağrışım
Albümdeki parçaların isimlerinin Syma, Udon, Care gibi belirli kalıplaşmış şeyleri çağrıştırmaması, tamamen ritmi duyduğunda sana yaşattığı hissiyat neyse onu, o müziği dinleyen herkes için farklı bir çağrışımı uyandırmasındandır.
Yani Yekpare sözcükler olmadan kendileriyle bütünleştirdikleri enstrümanlarının dilleriyle, ritimleriyle insanların ruhuna girip, kalplerine dokunuyor. Müziklerini ney, elektro gitar, çello, elektronik altyapılar ve perküsyon kullanarak sunan Yekpare böylelikle farklı müzik türlerinin bir sentezini oluşturuyor.
Grubun üyeleri albüm çıkartırken herhangi bir ticari kaygı duymadan, sanat adına müzik yaptıkları için ikinci albüm hakkında kesin bir çıkış tarihi veremiyorlar. Kendilerini sınırlamadan doğaçlama, akışına bırakarak, istedikleri uyumu yakaladıklarında parçalarını oluşturuyorlar. Grubun bütün üyelerinin kendi solo çalışmaları da devam ediyor.
Serkan Alkan, sahne sanatları, sinema ve televizyon gibi görsel mecralara müzik üretirken, Burak Malçok’un bu yılın Mayıs ayında çıkardığı “Saklı Nefes” albümü Ağustos ayında World Music Charts listesine dördüncü sıradan girdi.
Çello ile yurtdışında birçok farklı sahnede müziğini duyuran Gülşah Erol ise yine tiyatro, sinema filmi gibi farklı alanlarda da çalışmalarını devam ettiriyor.
Bize de yaptıkları müziği keyifle dinlemek kalıyor.