Ana SayfaYaşamSağlıklı BeslenmeMutfak vegan ise fast food değil fast good’dur

Mutfak vegan ise fast food değil fast good’dur

-

Kadıköy son yıllarda bir dönüşüm içerisinde. Her dönüşüm gibi bunun da olumlu ve olumsuz yönleri var. Olumlu yönlerinden biri Kadıköy’de vegan ve vejetaryen yaşam biçimini seçenler için seçeneklerin ve mekânların artması. Kadıköy’ü belki ileride vegan dostu bir ilçe olarak da nitelendirebiliriz. Kadıköy’deki değişimi ve vegan mekânları, Kadıköy’ün yenilerinden olan VeggieWich’in kurucu isimlerinden Gökhan Aygül ile konuştuk.

Kadıköy son dönemde vegan ve vejetaryen mekanların sıkça açıldığı bir yer oldu. Kadıkoy’ü bu açıdan bir merkez gibi görebilir miyiz? Kadıköy ile ilgili bu açıdan görüşlerin nelerdir?

Kadıköy’de yaşayan insanların büyük çoğunluğu vegan beslenmenin ne demek olduğunu biliyor. Aynı zamanda bizim de yaşadığımız yer Kadıköy. Kadıköylüye vegan beslenmenin ne demek olduğunu anlatan, gösteren mekânların da varlığı burayı bir merkez haline getirmiş aslında. Bizden önce büyük emekler verilmiş. Artık bizim de bu bilinirliğe bir katkımız olacak diye pek mutlu oluyoruz ki kapıdan vegan beslenmeyen biri girdiğinde ekstra ilgi göstermeye çalışıyoruz. “Vegan beslenen biri ne yer ki ?” “Vegan ürünler pek lezzetsiz” gibi çok duyulan cümlelerin üzerine sözlerle değil ürünlerimizle gidiyor olmak pek değerli geliyor. Neden Kadıköy sorusunun bir cevabı da biraz daha işletmecilik üzerine. Buraları tanıyoruz ve tanımadığımız bir yerde iş yapmak daha zor olabilirdi ilk aşamada.

Gelen kitle üstünden gözlemlerin var mı? Türkiye’de vegan ve vejetaryenliğe ilgi ne düzeyde veya bu ikisi olmayı olmayı düşünenler ne düzeyde?

Kadıköy’ün potansiyeli yüksek dediğim gibi. Daha önceden vegan beslenen birileriyle temasa geçmiş, arkadaşlık kurmuş, daha “olumlu” ilişkiler geliştirmiş vegan-vejetaryen beslenmeyen insanlar inanılmaz ilgili aslında. Üzülerek bahsedilmesi gereken şey ise bir diyalog kuramamış insanların inanılmaz keskin tavırlarının olması. Elbette medyanın kirli bir dili var. Elbette bu beslenme biçimini karalamaya çalışan bir sürü etken var. Üzerimize düşen şey aslında daha fazla iletişim, daha fazla dokunuş. Bazen vegan-vejetaryen beslenen ile hepçil beslenen kişiler arasında o kadar kutuplaşma gözlemliyorum ki. Bu durum biraz daha üzücü olabiliyor. Bunların dışında ilgi çok güzel, burada olup vegan beslenmeyen kişilerle iletişim kuruyor olmak çok güzel. Harekete fayda sağlamaya çabalamak çok güzel. Ümit verici aslında şu anki gidişat.

Vegan/vejetaryen mekânlar arası dayanışma var mı? Veya yeteri kadar yoksa, sence ileriki dönemde olmalı mı ve nasıl olmalı?

Aslında aman aman bir dayanışmadan söz etmek zor. Fakat güzel dileklerimizi birbirimize ilettiğimiz mekânlar var. Üç aylık bir mekânız ve zor olabiliyor şu sıralar dükkandan çıkmak. Yoğun çalışmak gerekiyor bir şeyler oturana kadar. Şimdilik bu sebeplerden birbirimizle daha sosyal medya üzerinden iletişim kurabiliyoruz. Ama aklımızda dayanışmaya dair çok güzel fikirler var. Bunlar için biraz daha zamana ihtiyacımız var gibi. Bizlerin dayanışması harekete güzel bir ivme kazandıracaktır, eminim.

Fast food kavramı ile veganlığı bağdaştırmayıp eleştirenler var, sen ne düşünüyorsun? Vegan mekânların çoğalmasını vegan ve vejetaryen beslenen insanların sosyal hayatını olumlu etkilediğini düşünüyor musun, ya da vegan burger/sandviç gibi şeyler vegan felsefeye ters düşebiliyor mu?

Fast food kavramı et endüstrisi yüzünden “fast food” aslında. Çünkü bu endüstri sağlık kavramını hiçe sayıyor herkesin bildiği üzere. Ama mutfağınız vegansa doğal olarak “fast good” kavramına dâhil oluyorsunuz. İyi sebzeler ve temiz ortamın olduğu bir yer ne kadar sağlıksız olabilir.

Şehirde yaşıyoruz ve vegan-vejetaryen beslenirken şehir yaşamı çoğumuzu çok zorluyor. Acelemiz var, zamanımız yok. Yola çıkışımız buradan aslında. Her yerde et endüstrisinin kalesi markaların sağlıksız sandviçleri varken, neden vegan bir fast food markası olmasın.

Elbette biz ve bizim gibi mekânların varlığı sosyalleşme fırsatıdır her zaman. Bizim için de inanılmaz öğrenme alanı. Üç ayda neler öğrendiğimizi anlatamam. Aynı zamanda güvenli bir alan burası. Hemen hemen her mekân vegan opsiyon ekliyor menüsüne. Ne şartlarda nasıl önüne geldiği konusu tartışmaya pek açık. Biz ve bizim gibi mekânlar bu güveni de sağlıyor en azından.

Mutfak vegan ise fast food değil fast good’dur

Peki biraz da VeggieWich’in hikâyesini dinleyebilir miyiz senden? Açmaya nasıl karar verdiniz, şimdiye kadar ilgi nasıl?

Veggiwich’in 25 yaşında üç genç girişimcinin ortaya çıkardığı bir oluşum. Veggiwich’in hikâyesi ülkemizin sandviç kültürü eksikliğinden çıktı aslında. Ülkedeki herkesin evinde dahi acıkınca hızlıca başvuracağı pratik bir çözüm sandviç yapmak. Fakat bu durum bir adım ileriye gidememiş gibi gözüküyor. Bizim hikâyenin başlangıcı da tam olarak böyleydi. Evde geç saatlerde karnımız acıkmıştı ve sandviç yapmaya başladık, daha önceden sandviç yapan bir yerde çalışmışlığı var Meltem’in. Yemek pişirir gibi sandviç yaptık ve inanılmaz lezzetli bir şey çıktı ortaya. Daha sonra her gün biraz daha üstüne koyduk. Yaklaşık 8 ay kadar araştırma süreci geçirdik. Dört senedir et tüketmiyor oluşumuz da VeggiWich’in ortaya çıkması demek oldu zaten. Üstelik her şey el emeği. Mekânın tabelasından iç dizaynına her şey geri dönüşümden.

Son olarak eklemek istediklerin?

Her şey için çok teşekkür ederim. Kendimizi anlatma fırsatımızın olması bizi daha da güçlü kılıyor. Varlığınız iyi hissettiriyor.

Facebook sayfalarına bu linkten ulaşabilirsiniz.

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Neden vegan oldum?

“Neden vegan oldum?” sorusuna kısa cevabım; hayvanlara eziyet çektirmeden, onları öldürmek amacıyla üretmeden, doğaya zarar vermeden ve sağlıklı yaşamak için. Tüm bunlar insan üzerinde aynı anda...
Mete Gürkan
Mete Gürkan
Tanımların, sıfatların kısıtlayıcılığına inanır ama onun için anahtar bazı kelimeler, kavramlar vardır; insan hakları, hayvan hakları, her türlü tahakküme, ayrımcılığa karşı olmak, yeşil ve sol, özgürlük, eşitlik, veganizm, Beşiktaş gibi. Ve bir de sıkı bir Dylan’esk.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol