İzmir ve İstanbul’dan sonra Neon Festivali ile Türkiye’de ilk defa açık hava psychedelic sergi gerçekleştiren Psychedelic Art Gallery ekibinin kurucuları Batuhan Güven ve Onur Kalafat, Art Gallery’nin ortaya çıkışını ve Türkiye’deki psychedelic kültürün gelişimini anlattı.
Psychedelic sanat çalışmalarını Türkiye’de bir araya getiren bu güzel ekibin çalışmalarına facebook veya internet sayfalarından ulaşabilirsiniz.
Yeşim Özbirinci: Türkiye’deki psychedelic kültür hakkında ne düşünüyorsunuz?
Batuhan Güven: Göz önüne gelişi yeni gibi görünebilir fakat oldukça uzun zamandır Türkiye’de mevcut olan bir kültür Psychedelic; Psychedelic Rock dönemlerini anlatmamıza gerek yoktur herhalde ama şu anki festival boyutundaki haline gelişi, 2006 yılında Soul Eclipse Festival ile başladı diyebiliriz. Oldukça underground bir altyapıya sahip ve aslında underground yapıdan çıktıkça bozulan bir kültür. Sanatsal anlamda bakarsak zaten bulunduğumuz coğrafya oldukça Psychedelic öğeler barındırıyor hatta şöyle diyebiliriz: “Anadolu toprakları kendi başına bir Psychedelic Art Gallery zaten.”
Onur Kalafat: Psychedelic, uzun yıllardır Türkiye’de var olan bir kültür bunu bilen ve sürdüren kişi sayısı yıllar geçtikçe yükseldi şimdi yurtdışından da bu kültürü takip eden birçok kişi her sene ülkemizi ziyaret ediyor ve paylaşımlar artıyor. Psychedelic kültür, içinde birçok şeyi barındırdığı için Türkiye’de bu sanatı farklı alanlarda gerçekleştiren pek çok arkadaşımız var. Küçük ama büyük işler yapmak isteyen bir aileyiz.
Y. Ö.: Psychedelic Art Gallery’e ilgi festival boyunca nasıldı? Türkiye’de açık havada ilk defa böyle bir etkinlik gerçekleştirdiğini demiştiniz. Bunun devamı diğer festivallerde gelecek mi yoksa sadece Neon’a özgür bir şey mi?
B. G.: Psychedelic Art Gallery’e ilgi tüm etkinliklerimizde olduğu gibi Neon’da da beklediğimizin üzerindeydi. Sanat ile sanatseverler arasında bağ ve çalışmalar ile kurdukları iletişimler görmeye değerdi. Psychedelic Art Gallery ekibi olarak aslında neredeyse tüm festivallerde farklı görevlerde çalışmalar yapıyoruz. Psychedelic Art Gallery ekibi aslında bir kollektif gibi çalışıyor diyebiliriz. Evet, Türkiye’deki ilk açık hava pyschedelic sanat sergisini gerçekleştirdik, Neon Festivali bu konudaki desteği yardımları ve dostlukları ile bize güç verdiler ve sonuçta güzel bir ortaklık ile Psychedelic Art Gallery oluştu. Neon Festivali ile ortaklığımız ve dostluğum daim fakat biz ekip olarak elimizdeki imkânları en üst düzeyde kullanarak festivalde ve etkinlikte olabildiğince fazla insana ulaşmayı hedefliyoruz. Bu hedefimiz ile her an her yerde olabilmemiz mümkün.
Küçük bir tüyo; önümüzdeki seneler için yaptığımız “gallery”nin boyutunun giderek büyüyeceğini söyleyebilirim.
O. K.: Daha önceki sergilerimizde çok güzel tepkiler aldık. Neon da bunlardan biriydi. Türkiye’de bu sanatı yapan birçok arkadaşımız var, onları bir araya getirmek ve sanatseverlerle buluşturmak bizi mutlu ediyor. Neon da bugüne kadar en büyük ve en kapsamlı Psychedelic Art Gallery Open Air gerçekleşti. Devamı gelecek. Seneye için büyük planlarımız var ve altyapı çalışmalarımız başladı diyebilirim.
Y. Ö.: Psychedelic Art Gallery nasıl oluştu? Fikir nereden çıktı?
O. K.: Türkiye’de bu sanatla ilgilenen pek çok insan var. Psychedelic Art Gallery kolektif bir yapı olduğundan bu sanatı farklı dallarda gerçekleştiren pek çok arkadaşımın çalışmalarını bir platformda ortaya koyması gerektiği düşüncesiyle başladık. Çoğu sanatçı arkadaşımızın destekleriyle güzel bir ortamın yaratıldığını düşünüyorum hepsine teşekkür ediyorum.
B. G.: Sanat okulundan beri sanatın, aynı zamanda psychedelic kültürün oldukça içindeydik ama şahsen benim için Psychedelic Art Gallery yeni bir başlangıç oldu diyebilirim. İstanbul’da, Axis Mundi Art Project ile geçmiş senelerde “Jungle”, “Ego Hallucination” gibi konsept sergiler yapmış fakat sürdürememiştik. Geçen şubat ayında benim de oldukça kafama yatan ve olması gerektiğine inandığım projeyi Onur beraber yapmayı teklif etti ve hiç düşünmeden kabul ettim. Psychedelic çalışmaları olan sanatçıların ve bu sanata ilgi duyan insanların oldukça fazla olduğunu düşünüyorduk ve yaptığımız sergilerdeki büyük ilgi de bu düşüncemizin doğruluğunu kanıtladı. Daha da büyüyerek hem sanatçılar için hem de sanatseverler için alışılmamış sergi ortamları hayal ediyoruz ve yapabileceğimize de inanıyoruz.
Y. Ö.: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
B. G.: Psychedelic kültürün sadece müzikten oluşmadığını, bunu insanın iletişime geçtiği her yapı ile beslenen bir kültür olduğunu ve aslında tüm ögelerin bir sanat eseri oluşundan dolayı “renkli”, “değişik” ve “farkındalık” içeren bir kültür olduğunu hatırlatmak istiyorum. Psychedelic kültürün gelişmesini ve sürdürülebilmesini istiyorsak psychedelic sanat ve sanatçıya olan saygıyı bir tık daha öteye taşımamız gerektiğini öngörüyorum. Teşekkürler.
O. K.: Türkiye’deki psychedelic kültürü yaşamaya ve paylaşmaya devam ederken hepimizin tükettiği kadar üretmesi gerektiğine ve bu kültürün renklerinin solmaması için herkesin bu bilinçle davranması gerektiğini düşünüyorum. Teşekkürler.
