Dünyada birçok yerde kutlanan “Onur Haftası”, bu sene 27 Haziran Cumartesi günü İngiltere’nin başkenti Londra’da coşku ile kutlandı. 250’den fazla grubun katıldığı “Onur Yürüyüşü” etkinliğine 20 binden fazla insan bulunarak LGBT‘ye destek verdi.
Peki, “Onur Haftası” denilen etkinlik aslında nedir?
Onur Haftası, LGBT yani Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans kişilerine karşı yapılan tüm ayrımlara ve şiddete karşı mücadele vermek ve onların hepimizle olması gerektiği gibi eşit haklarını savunarak, gerçek kimliklerini ön plana çıkararak eşcinsel toplumunu kutlamaktır.
Cinsiyet ayrımının yapılmadığı bir dünyada herkesin eşit haklara sahip olduğunun gösterilmesi için yapılan bir eylemdir.
İngiltere’de 1972 yılında yapılan ilk “Onur Yürüyüşü” ve bu sene de Pride London tarafından gerçekleştirilen bu muhteşem etkinlik, Baker Street’te başlayarak Londra’nın en turistik yerleri olarak bilinen Oxford Circus ve Piccadilly Circus üzerinden devam ederek Trafalgar Square Meydanı’na vardı.
İnsanlar gökkuşağı renklerine boyanarak dans ve müzik eşliğinde güzel havanında tadını çıkardılar. Yürüyüşte göçmen toplulukların ve farklı ülkelerden gelen insanların da pankartlarını açmaları, bayraklarını havada gururla savurmaları aslında bu etkinliğin sadece tek bir yere ait olmadığı, bütün ulusların, bütün toplulukların “Aşk”ı kazanması gerektiğini gösteren bir simge olduğu rengarenk bayrakların havada coşku ile dans etmesi ile de gayet açıkça belli oluyordu.
Tüm LGBT kişileri rengarenk kıyafet ve kostümleri ile sokaklara renk saçarken, aslında bizlere çok basit gözüken ama gerçekte çok önemli olan başka detayları da yakalayabilirsiniz. Maalesef ülkemizde gerçekleşen bu yürüyüş, kişi haklarını savunmaktan çok, polis müdahalesi sonucunda insanların kendilerini koruma etkinliğine dönmüştür. Ancak İngilteredeki gerek polisler gerek askerler gerekse itfaiyeler bile yürüyüş içerisine katılarak eşitlik kavramının cinsiyetten ya da seçimlerden ibaret olmadığını gösterdiler.
Her ne kadar dünyanın birçok yerinde hala bu ayrım ve eşitsizlik devam etse de en azından her ne olursa olsun insanların kimliklerini korkmadan, gizlemeden yaşamaları gerektiğinin, bir kez daha bu etkinliklerden anlaşılmış olmasını umuyoruz.
Kaynak: The Guardian, Telgraf, Mirror.co.uk