Ana SayfaKültür & SanatAyaklanan ses: Selda Bağcan

Ayaklanan ses: Selda Bağcan

-

Yurdun sesi, yurdumun sesi tabirinin hayat bulmasıdır belki de bir yerde sanatçı ve besteci Selda Bağcan… Biraz göz atalım mı sürdürdüğü hayatına? Sanırım o zaman aynı fikirde buluşacak ve söylemek istediğimi siz de hissedeceksiniz. Yazı ilerledikçe ve güncel kariyerinden bahsedeceklerime şaşırabilirsiniz ya da zaten bilmektesinizdir. Kendisi 1948 Muğla doğumlu ve şu anda 69 yaşındadır. Hadi başlayalım.

Selda Bağcan’ın babası müziğe çok meraklı bir insan olmasından ötürü tüm çocuklarını müzik aleti çalmayı öğrenmeye teşvik etmiş ve evde de müzik eksik olmamıştır. İlkokul çağlarında gitar çalmaya, 15 yaşında ise şan dersi almaya başlar. Profesyonel sanat hayatında gitar ve bağlamaya hakim olacaktır.

1971 yılında 45’lik plağını üniversiteyken çıkaran Selda Bağcan, aynı yıl içinde ardı ardına çıkardığı iki plağın iş yapmasıyla, meslek olarak müziği seçmeye karar verir ve profesyonel müzik hayatı başlar. Türküleri gitara yerleştiren içerden derinden sesi buğulandıran bir enerjiye sahip genç herkese enerjisini aktararak büyüler.

Her şey güzel başlar… İki plağın 1 milyon üzerinde satması… 1972 yılında Dışişleri Bakanlığının görevlendirilmesiyle Bulgaristan’daki Altın Orfe festivalinde Türkiye’yi temsil etti. Fakat Selda Bağcan’a 1972 yılında TRT’de yayın yasağı gelir. Nedeni ise, Neşet Ertaş’a ait Mahpushanelere Güneş Doğmuyor parçasını seslendirmesiyle Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan arasında bağlantı kurmalarıydı. Tek kanallı Türkiye’nin ekran yüzünde yoktur artık.

TRT’deki yayın yasağı 1991 yılına kadar 20 yıl sürecektir. Bu yaşananlara rağmen 1973 yılında Batı Avrupa turnesine çıkar. Yurtiçi ve yurtdışı başta Almanya olmak üzere birçok konser verir. 70’li yıllarından, yurtdışı konserleri ve turnelerden bahsediyoruz farkındaysanız. Hemen burada Selda Bağcan’ın Barcelona’da Primavera Sound 2016 festivalinde sahne almasına, yaygarayla şaşkınlık gösterenler için bunun tesadüf olmadığını söylemek istiyorum. 1976 yılı da dahil olmak üzere 17 plak çıkarmıştır. 1974 yılından itibaren de albüm yapmaya başlamıştır. 1976 yılında çıkan albümünde bulunan ‘‘Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi’’ şarkısı yüzünden ilk kez 1977 yılında yargılanmaya başlamıştır. Bununla birlikte ülkede 1980 yılı 12 Eylül’ünün ayak sesleri geliyordur. Tabii Selda Bağcan’ını da etkileyecek kısıtlılık günleri..

1980 ve 1987 yılları arasında pasaportuna el konulup yurtdışı yasağı konulan şarkıcıya ayrıca konser izni verilmedi. 1981 – 1984 yılları arasında şarkılarından dolayı 3 kere hapse girmiş, toplamda 4,5 ay hapiste yatmıştır.

Yurtdışına çıkış yasağının olduğu 1986 yılında, dünyaca ünlü müzisyen Peter Gabriel tarafından da desteklenen, Womad Vakfı’nın düzenlendiği ‘‘World of Musiz Art Dance’’ Festivali’ne davet edildi. Katılamamasına karşın festival komitesi, Selda Bağcan’ın “Türk Köylüsü” diye Nazım Hikmet’in şiirini yazdığı, bestesini kendisini yaptığı şarkısına festival plağında yer verir. Festival plağı tüm dünya radyolarında çalınır.

1987 yılında Womad Vakfı’nın tekrar festival daveti ve ısrarı sonucu Selda Bağcan’ın yurt dışı yasağı kırılır ve pasaportunu geri alır. 1987 Haziran ayında yurtdışı beş festivalde yer aldı. 1988 yılında dört ay süren Batı Avrupa turnesi yapmıştır. 1989 ve 1990 yıllarında Belediyelerin düzenlediği kent festivallerinin davetlisi olduğu ücretsiz halk konserleriyle tüm Türkiye’yi gezdi. 1990 yılında Hollanda Rasa Organition davetlisi olarak üç şehirde konser verdi. Yugoslavya’da iki şehirde konser verdi. Aynı yıl 4 kez İsrail’e giderek konser vermiştir.

1990 yılında Anadolu Konserleri: Müzikteki 20. Yılım 1 ve 2 ismiyle albüm çıkarmıştır. 1992 yılında çıkardığı albüm Ziller ve İpler’le dillerden düşmeyecek duruma gelmiştir. Selda Bağcan tutkusunda durmadan ilerleyen bir fırtına gibidir. Önüne gelen engeller karşısındaki tutumunu Hakan Günay’ın bir cümlesi çok iyi anlatabilir sanırım:

‘‘Kimseye çarpmadan yürümeye çalışmaktansa kollarımı daha da açarak herkesi devirmeyi tercih ediyorum.” Adeta bu şekilde her engele çarpmış ve durdurulamamıştır Selda… 1993 yılında gelindiğinde Uğur Mumcu’nun aramızdan alınmasına kayıtsız kalamamış, gazeteci Ali Çınar’ın yazdığı şiirden bestelediği, büyük çoğunluğun içinden kopan acıya, Uğur’lar Olsun diyerek halka ses olmuştur. Yine aynı yıl yine büyük bir acı yüzümüze çarpar. 2 Temmuz 1993 Madımak Oteli Sivas Katliamı’nda yaşamanı yitirenler için “Canımı Yakanlar Baktı Dumana” parçasını seslendirir.

İlerleyen yıllarda içeride ve dışarıda konserleri sürerken, 1993,1994, 1997, 2002, 2004, 2009, 2011 ve 2015 yıllarında albüm çıkarmıştır. Dikkat edilirse 1997-2002 arası bir boşluk vardır. 2000 yılında Antakya’ya giderken trafik kazası geçirmiş ve ciddi şekilde yaralanmıştır. Uzun süre tedavisi sürmüş ve birinci, yedinci boyun omurları kırıldığı için çelik iskelet kullanmak zorunda kalmıştır. Neyse ki ilerleyen zamanlarda sağlığına kavuşmuş ve hızını kesmeden kaldığı yerden yoluna devam etmiştir. 2002 yılında Kudüs Festivali’nde sahnede yer almıştır. Kısacası Selda Bağcan her zaman festivallerde bulunan ve yurt dışında aranan seslerdendi.

Günümüze yaklaşalım mı? Yaşları ilerlerken ekranlardan uzak duran, sosyal platformalarda da takip etmediğimizde, birçok kişiyi göz ardı edebiliyoruz. Etmeyiniz.

2010 yılında Grammy Ödüllerine en iyi rap albüm ve en iyi performans dallarında aday gösterilen Brooklyn’li hip-hop’çı Mos Def, “The Ecstatics” albümünde yer alan “Supermagic” adlı parça da Selda Bağcan’ın “İnce İnce Bir Kar Yağar” türküsünü kullandı. Ki bunu Selda Bağcan’dan izin almadan yapmıştır. Mos Def de protest bir şarkıcıdır. Şarkı Martin Luther King’in “Siyahlar artık uyanın, uyuşturucudan kurtulun, başka bir dünya var sizin için” sözleriyle başlıyor ve Selda Bağcan’ın sesi giriyor. Selda Bağcan parçayı internetten dinlediğini ve tüylerinin ürperdiğini dile getirmiştir. Böylelikle Selda Bağcan’ın tekrar yurtdışında yıldızı parlamış ve ismini birçok yerde duyurmuştur. 2012 yılında Londra Olimpiyatları kapsamında düzenlenen Meltdown Festivali’nde, Queen Elizabeth Hall’da sahne almıştır. 2014 yılında Selda Bağcan & Boom Pam’ın birlikte performansları başlar ve aynı yıl Tel Aviv’de düzenlenen The Groove Festival’nde sahneye birlikte çıkarlar.

Gözleriniz okurken biraz büyüdü mü okuduklarınız karşısında… Çünkü birçoğunuz 2016 yılında İspanya’da Primavera Sound’da yer almalarında ses getirmesinden hatırınızda belki… Neyse kronolojik olarak yıl sıramızı bozmadan devam edelim. 2015 yılında “İnce İnce Bir Kar Yağar” Dr. Dre’nin Compton albümünde Issues parçasında karşımıza çıkar. Bu arada Selda Bağcan kullanılan parçaları için yayın izni istemiyor. Sadece TRT’den çıkması için teklif geldiğinde para istiyor. 20 yıl yasaklı kalmanın bir cezası olmalı ama değil mi?
Bizim gözümüzün ardından göz önümüze gelmesi ise aynı yıl Ekşi Fest’te Boom Pam’le sahnesine izleyici olarak konuk olan ve kendisine hayran olduğunu söyleyen imza almak için bekleyen Yüzüklerin Efendisi filminin Frodo’su Eliah Wood’dan başkası değildir. Ve 2016 yılı İspanya’nın Barcelona şehrinde İspanya’da Primavera Sound…

Ardından yine aynı yaz, yıllar sonra WOMAD’da sahne alır ve bunun yanı sıra Polonya ve Almanya’da da festivallere katılmıştır. Tabii ki yurt içi turları da devam etmiştir. Yaş kaçtır bu arada, dolu dolu 68’dir. Birisi tutku mu dedi?

2017’ye gelelim… Bağcan yurtdışında Boom Pam ile beraber Göteborg ve Stockholm’de verdiği konserler sonrasında Nisan 2017 Frankfurt’ta Mojen Performance’ta sahne aldı. Haziran 2017’de, Amsterdam’da Strange Sounds From Beyond Festivali’nde yine Boom Pam ile sahne aldı.

Türkiye’deki konser serilerine İsrailli rock grubu Boom Pam ile beraber Çukurova Rock Festivali’nde ve Samsun Rock Festivali’nde, Zeytinli Rock Festivali’nin, Kuşadası ve Mersin’de sahne alarak devam etmiştir. Son olarak Eylül 2017’de Red Bull Canlı Sahne’nin Bomm Pam ile konuğu olur. Sahne önü seyircilerinin yanı sıra, konseri internetten binlerce kişi tarafından canlı olarak izlenir… Hemen ufak bir bilgi ekleyelim: Merak edenler için konser 6 ay boyunca internet sitesinden izlenebilir.

Görsel: Ethem Onur Bilgiç

The Times gazetesinde “Kadınlar neden dahi olamaz?” makalesine konu olarak dünya çapında başlatılan bir araştırmayla kadınların hem dahi hem efsane olduklarını gösteren 81 isim belirlendi. Selda Bağcan “Dünya Müziğinde Yaşayan Efsane ve Tarihi Kadın Şarkıcılar” listesindeki 81 ismin arasına “Efsane Anadolu Şarkıcısı” olarak yer alıyor. Buraya bir küçük not Safiye Ayla’da listede yer almıştır. Bu listenin yayınlanmasından sonra bazı yorumları da gözünüze sokmak istiyorum aslında…

İspanyol müzik yazarı Vicente Fabuel, “Selda, büyük çöllerde az bulunan vahalar gibidir. Gelenekçi, köklerine sadık, politikayla rock müziği kucaklayan, Anadolu rockçılar gibi erkek egemen bir toplumda, yoğun sosyal içerikli duruşunu koruyan bir şarkıcıdır” diye yazdı.
Kanadalı yazar Li Robbin de, “Belki kadınlar dahiden çok efsane olmayı başarıyorlardır. Her ne kadar bu listedeki kadınların bazıları kesinlikle ikisi birden de olsa…”

İngiltere’de yayınlanan The Observer gazetesinin müzik editörü Caspar Lewellyn Smith’in ‘Anadolu’nun Joan Baez’i’ olarak nitelendiriyor.

İngiltere’de ise Rolling Stones dergisinin “100 Yılın En İyi 100 Kadın Vokali” listesinde yer alıyor.

Selda Bağcan yerinde durmadan; hapse, yasaklara, kazalara, engellere aldırmadan tutkuyla serüvenine dolu dizgin devam ediyor.. Yurtiçinde dünyaca ünlü bir efsaneniz varken, aklınızdan canlı sesine ve performansına tanık olmak için konseri ne zaman diye düşünmeye başladınız mı?

Benim şu an kulağıma, bir düet olan ve sözleri Hasan Hüseyin Korkmagil’e ait olan Öyle Bir Yerdeyim Ki parçası vuruyor. Sizin kulağınıza vuran hangisi? Müziğiniz güzel ola, yüreğinize değe…

Başlık Görseli Ethem Onur Bilgiç’e aittir. @ethemonur

SON YAZILAR

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

İşçi Filmleri Festivali başlıyor

18. İşçi Filmleri Festivali, 14-19 Ekim tarihleri arasında Ankara’da sinemaseverlerle buluşacak. 14 Ekim günü saat 18.30’da Kavaklıdere Sineması’nda oyuncu Gözde Duru’nun sunuculuğunu yapacağı açılışta Sputnik’te...

Kuru Otlar Üstüne: Antagonist olarak dişil enerji

Nuri Bilge Ceylan’ın 2023 Cannes Film Festivali’nde prömiyer yapan son filmi Kuru Otlar Üstüne, yönetmenin sinematografisinde takip ettiğimiz “aydının taşra sıkıntısı” olarak da tanımlanabilecek halini...

Sanat: Kolektif tembelliğin günah keçisi

Sanat, insanın varoluşunu ortaya koymasının en yalın ama çözümü ve anlaşılması en zor çabasıdır belki de. Buna rağmen sanatı ısrarla belirli bir çerçeve içerisine sıkıştırmanın...
Öncü Atay
Öncü Atay
Elime yüzüme bulaştırdığım karalama tahtası yazıya dair paylaştıklarım..

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol