Bahçe işleri ile uğraşmak birçok insan için emeklilik sonrası günlerini doldurmaya yarayacak bir etkinlikten fazlası değildir. Ancak bu etkinliğin size sağlayacağı yararların emeklilik öncesi döneminiz için de, bir o kadar faydalı olacağını söylesek?
Bahçeyle uğraşırken, bütün bitkilerin büyümesinden, hayatlarını devam ettirmesinden siz sorumlusunuzdur. Bu sorumluluk duygusu, mental hastalıklardan muzdarip olan insanların hayatlarına bir amaç katar ve onları hayata daha çok bağlar. Ayrıca uzun süre açık havada vakit geçirmek depresyon ve stresle savaşan hormonların salgılanmasına yardımcı olur. Bahçe işleriyle uğraşmak bir nevi meditasyon sayılır. Ne kadar çok uğraşırsanız, o kadar çok rahatlar ve yenilenirsiniz. Bu süreçte kafanızı kurcalayan düşünceler bir süre sonra aklınızdan çıkar ve stres seviyeniz azalır.
Aslında herhangi bir şekilde doğayla uzun süre temas halinde bulunmak mental sağlığınıza iyi geliyor. Gerçekleştirilen bir deneyde, iki grup ayrı odalara konuyor. Birinci grup penceresiz bir odaya konuyor ve buradan dışarı çıkıp şehir içinde yürümeleri söyleniyor. İkinci grupsa kocaman pencereli bir odaya konuyor ve bahçeye çıkıp bahçede dolaşmaları söyleniyor. Deney sona erdikten sonra yapılan incelemelerde ikinci grubun çok çok daha fazla rahatlama belirtileri gösterdiği gözlemleniyor.
Öyle ki, bu etkinlik “Bahçıvanlık Terapisi“(Horticulture Therapy) olarak adlandırılıyor ve herhangi bir doğal ortamda, herhangi bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Hatta mahkûmları topluma geri kazandırmak için bile kullanılıyor. Bahçıvanlık Terapisi, hem uzun hem de kısa süreli olarak kan basıncını azaltıyor, üretkenliği artırıyor ve sizi tamamen yenilenmiş hissettiriyor. Hatta, Demans ve Alzheimer hastalarındaki saldırgan davranışları bile azaltıyor.
Bırakın zihninizde çiçekler açsın
Edward O. Wilson tarafından ortaya atılan “Biyofili” (Biophilia) teorisine göre gerçek hayatla ilgili süreçlere odaklanıldığında mutluluk seviyesi en yüksek düzeylere ulaşıyor. Diğer bir deyişle hayat döngümüze benzer süreçlere odaklanmak, içimizden gelen doğal bir dürtü. Yani bu demek oluyor ki, elimize bir kürek alıp kazmaya başlamanın zamanı belki de çoktan gelmiştir. Belki de kafamızın içindeki saksıyı daha sağlıklı bir hale getirmenin sırrı yeşillerle dolu saksılarda gizlidir.
Kaynak: The Plaid Zebra