Ana SayfaKültür & SanatKitapBir adım ve sonra bir adım daha: Yürümenin Felsefesi

Bir adım ve sonra bir adım daha: Yürümenin Felsefesi

-

Evlerin içi hep aynı kalabalık, duvarlar düz, koltuklar sakin, mutfak eşyaları garip bir telaşta. Odadan mutfağa, mutfaktan banyoya, banyodan salona, salondan balkona devam eden garip bir macera içerisindeyiz. İnsan sahip olmadığını özlermiş belki de bu nedenle yürümek pek övülesi. Yürümek pek sade. Yürümek bu aralar hep kısa mesafe. Bir de felsefesi var: Yürümenin Felsefesi

Yürümenin Felsefesi

“Bir kez ayakları üstüne dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.”* derken kitap, madem öyle diyorum ben de, biraz Yürümenin Felsefesi’nde yürüyelim dostlar. Yürümenin Felsefesi, Frederic Gros tarafından hazırlanmış, Kolektif Yayınları’nın 2017’de Albina Ulutaşlı’nın çevirisiyle dilimize kazandırdığı bir kitap, yürümek spor değildir ilk yazısıyla başlıyor. “Para ruhları boşaltmak, tıp ise yapay bedenler inşa etmek için istila eder sporu.”* Hemen bu bağlamda bir iki cümle sonra şöyle devam ediyor yazar, “yürümüyoruz artık trekking yapıyoruz.”*

Oysa kitabın iddiası basit: Yürümek için adım atmak yeterlidir. Hızlanmak ve hızlanmak mı istiyorsunuz o halde başka şeyler yapın.

İçerisi / Dışarısı

Ah, biz modern dünyanın meyveleri, kentlerin duvarları arasında bir buradan bir oraya gitmeyi, gezmek, dolaşmak sanan canlılara dönüştük. Yürümenin Felsefesi’nde bu handikabımızı o kadar hoş anlatılıyor ki! Her ne kadar; evden işe, işten kahveciye, kahveciden kitabevine, kitabevinden bir dükkanına gitmeyi bile çokça özlediğimiz bu salgın günlerinde bir koridor olarak kullandığımız dışarısı bile burnumuzda tüterken yürümek üstüne methiye düzmek de oldukça normal değil mi?

“Dışarısı yine iki kapalı alan arasında kalır: bir ara istasyon, bir geçiş, zamanla sınırlı bir mekan.”

Oysa der kitap, yürümek bunu ters yüz eder. Yürürken sadece yürümek vardır. Ayağın bastığı zemin, başımızın üstündeki gök, gözümüzün algıladığı manzarayla baş başa kalırız.

Yürümenin Felsefesi, neye rağmen hızlandığımızı da bize sorgulatır. Yürürkenki yavaşlığın içinde kendimizi gerçekten hissetmeye başladığımızı, bir yerden bir yere yetişmeye çalışan, bir yerden başka bir yere geçiş yapan değil, dışarıda ve gerçekten olma halinde olan varlıklara doğru evrildiğimizi hatırlatır.

Yürürken Ortaya Çıkan Eserlere Dair

Yürümeyi felsefesiyle birleştiren bir büyük düşünür Nietzsche’den aktarıyor yazar:

“Yazarın fikirlerinin aklında nasıl belirdiğini; fikirlerin mürekkep hokkasının başında, karnı sıkışmış, kafası sayfalara gömülü haldeyken mi gelip gelmediğini çabucak anlarız; ki bu durumda kitabıyla alakamızı da çabucak keseriz! Kasılmış bağırsaklar kendini hızla ele verme konusunda -bundan hiç şüpheniz olmasın- ağır havadan, alçak tavanlardan ve dar odalardan geri kalmaz.”*

Yazar bu fikri kendi düşünceleriyle beslemeye devam eder.

“Oysa eserini yürürken yaratan yazarın böyle prangaları yoktur; düşüncesi başka ciltlerin kölesi değildir, doğrulamalarla hantallaşmamış, başkalarının düşünceleriyle ağırlaşmamıştır. Başkalarının düşüncelerini ihtiva etmez; sadece düşünce, muhakeme ve karardan ibarettir. Hareketten, dürtüden doğan düşüncedir bu. Onda bedenin esnekliğini, enerjisini, dansın ritmini duyumsarız. Düşünce, kültür ve geleneğin yarattığı karmaşalardan, belirsizliklerden, engellerden ve kalıplardan azadedir, sadece şeyin kendisi hakkındadır. Ortaya uzun, kılı kırk yaran eleştirel bir yorum değil, hafif ama derin düşünceler çıkacaktır. Asıl zorluk işte budur: Düşünce ne kadar hafifse o kadar çok yükselir ve kanaatin, takdirin, yerleşik düşüncenin dipsiz bataklığından hızla uzaklaşarak derinleşir. Kütüphanelerde doğan kitaplarsa ağır ve sığdır, birer kopya seviyesinde kalırlar ancak.”*

Yürümenin Felsefesi’nde

Yürümenin bir lüks olduğu bu günlerde elbette Yürümenin Felsefesi’nde çok şey bulacaksınız. Nietzsche, Rimbaud, Rousseau, Thoreau, Sokrates, Nerval, Kant, Gandi gibi yürümeyi hayatlarında bir tutku haline getirmiş filozofların hayatları ve yürümeyle kurdukları ilişkiye dair metinlerde dolaşırken belki bu metinlerdeki yürüyüşçülerin hiçbirinin kadın olmamasına şaşırabilirsiniz. Kim bilir belki de kadınlar yeryüzünün yeni yürümeye başlayan çocuklarıdır.

Bugünlerde elimizde sadece Yürümenin Felsefesi var. Bir de, felsefeyle, düşünmeyle, üretmeyle ve yürümeyle ilişkili, “hafif” ama derinlikli metinlerin içinde, dışarıda olmayı, flâneurluğu hayal etmek. Şimdilik hayal etmek güzel. Sağlıcakla kalmanız dileklerimle.

*Gros, Frederic, Yürümenin Felsefesi. Türkçesi: Albina Ulutaşlı. Kolektif Yayınları, 5. Baskı, İstanbul, 2017. s.10, 9, 24, 25, 35

\n

Evlerin i\u00e7i hep ayn\u0131 kalabal\u0131k, duvarlar d\u00fcz, koltuklar sakin, mutfak e\u015fyalar\u0131 garip bir tela\u015fta. Odadan mutfa\u011fa, mutfaktan banyoya, banyodan salona, salondan balkona devam eden garip bir macera i\u00e7erisindeyiz. \u0130nsan sahip olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6zlermi\u015f belki de bu nedenle y\u00fcr\u00fcmek pek \u00f6v\u00fclesi. Y\u00fcr\u00fcmek pek sade. Y\u00fcr\u00fcmek bu aralar hep k\u0131sa mesafe. Bir de felsefesi var: Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi<\/p>\n\n\n\n

Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi<\/h3>\n\n\n\n

\"Bir kez ayaklar\u0131 \u00fcst\u00fcne dikildi mi, oldu\u011fu yerde kalamaz insan.\"* derken kitap, madem \u00f6yle diyorum ben de, biraz Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi\u0027nde y\u00fcr\u00fcyelim dostlar. Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi, Frederic Gros taraf\u0131ndan haz\u0131rlanm\u0131\u015f, Kolektif Yay\u0131nlar\u0131\u0027n\u0131n 2017\u0027de Albina Uluta\u015fl\u0131\u0027n\u0131n \u00e7evirisiyle dilimize kazand\u0131rd\u0131\u011f\u0131 bir kitap, y\u00fcr\u00fcmek spor de\u011fildir ilk yaz\u0131s\u0131yla ba\u015fl\u0131yor. \"Para ruhlar\u0131 bo\u015faltmak, t\u0131p ise yapay bedenler in\u015fa etmek i\u00e7in istila eder sporu.\"* Hemen bu ba\u011flamda bir iki c\u00fcmle sonra \u015f\u00f6yle devam ediyor yazar, \"y\u00fcr\u00fcm\u00fcyoruz art\u0131k trekking yap\u0131yoruz.\"*<\/p>\n\n\n\n

Oysa kitab\u0131n iddias\u0131 basit: Y\u00fcr\u00fcmek i\u00e7in ad\u0131m atmak yeterlidir. H\u0131zlanmak ve h\u0131zlanmak m\u0131 istiyorsunuz o halde ba\u015fka \u015feyler yap\u0131n.<\/p>\n\n\n\n

\u0130\u00e7erisi \/ D\u0131\u015far\u0131s\u0131<\/h4>\n\n\n\n

Ah, biz modern d\u00fcnyan\u0131n meyveleri, kentlerin duvarlar\u0131 aras\u0131nda bir buradan bir oraya gitmeyi, gezmek, dola\u015fmak sanan canl\u0131lara d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fck. Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi\u0027nde bu handikab\u0131m\u0131z\u0131 o kadar ho\u015f anlat\u0131l\u0131yor ki! Her ne kadar; evden i\u015fe, i\u015ften kahveciye, kahveciden kitabevine, kitabevinden bir d\u00fckkan\u0131na gitmeyi bile \u00e7ok\u00e7a \u00f6zledi\u011fimiz bu salg\u0131n g\u00fcnlerinde bir koridor olarak kulland\u0131\u011f\u0131m\u0131z d\u0131\u015far\u0131s\u0131 bile burnumuzda t\u00fcterken y\u00fcr\u00fcmek \u00fcst\u00fcne methiye d\u00fczmek de olduk\u00e7a normal de\u011fil mi?<\/p>\n\n\n\n

\"D\u0131\u015far\u0131s\u0131 yine iki kapal\u0131 alan aras\u0131nda kal\u0131r: bir ara istasyon, bir ge\u00e7i\u015f, zamanla s\u0131n\u0131rl\u0131 bir mekan.\"<\/p>\n\n\n\n

Oysa der kitap, y\u00fcr\u00fcmek bunu ters y\u00fcz eder. Y\u00fcr\u00fcrken sadece y\u00fcr\u00fcmek vard\u0131r. Aya\u011f\u0131n bast\u0131\u011f\u0131 zemin, ba\u015f\u0131m\u0131z\u0131n \u00fcst\u00fcndeki g\u00f6k, g\u00f6z\u00fcm\u00fcz\u00fcn alg\u0131lad\u0131\u011f\u0131 manzarayla ba\u015f ba\u015fa kal\u0131r\u0131z.<\/p>\n\n\n\n

Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi, neye ra\u011fmen h\u0131zland\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131 da bize sorgulat\u0131r. Y\u00fcr\u00fcrkenki yava\u015fl\u0131\u011f\u0131n i\u00e7inde kendimizi ger\u00e7ekten hissetmeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131, bir yerden bir yere yeti\u015fmeye \u00e7al\u0131\u015fan, bir yerden ba\u015fka bir yere ge\u00e7i\u015f yapan de\u011fil, d\u0131\u015far\u0131da ve ger\u00e7ekten olma halinde olan varl\u0131klara do\u011fru evrildi\u011fimizi hat\u0131rlat\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Y\u00fcr\u00fcrken Ortaya \u00c7\u0131kan Eserlere Dair<\/h4>\n\n\n\n

Y\u00fcr\u00fcmeyi felsefesiyle birle\u015ftiren bir b\u00fcy\u00fck d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr Nietzsche\u0027den aktar\u0131yor yazar:<\/p>\n\n\n\n

\"Yazar\u0131n fikirlerinin akl\u0131nda nas\u0131l belirdi\u011fini; fikirlerin m\u00fcrekkep hokkas\u0131n\u0131n ba\u015f\u0131nda, karn\u0131 s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015f, kafas\u0131 sayfalara g\u00f6m\u00fcl\u00fc haldeyken mi gelip gelmedi\u011fini \u00e7abucak anlar\u0131z; ki bu durumda kitab\u0131yla alakam\u0131z\u0131 da \u00e7abucak keseriz! Kas\u0131lm\u0131\u015f ba\u011f\u0131rsaklar kendini h\u0131zla ele verme konusunda -bundan hi\u00e7 \u015f\u00fcpheniz olmas\u0131n- a\u011f\u0131r havadan, al\u00e7ak tavanlardan ve dar odalardan geri kalmaz.\"*<\/p>\n\n\n\n

Yazar bu fikri kendi d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle beslemeye devam eder.<\/p>\n\n\n\n

\"Oysa eserini y\u00fcr\u00fcrken yaratan yazar\u0131n b\u00f6yle prangalar\u0131 yoktur; d\u00fc\u015f\u00fcncesi ba\u015fka ciltlerin k\u00f6lesi de\u011fildir, do\u011frulamalarla hantalla\u015fmam\u0131\u015f, ba\u015fkalar\u0131n\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle a\u011f\u0131rla\u015fmam\u0131\u015ft\u0131r. Ba\u015fkalar\u0131n\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcncelerini ihtiva etmez; sadece d\u00fc\u015f\u00fcnce, muhakeme ve karardan ibarettir. Hareketten, d\u00fcrt\u00fcden do\u011fan d\u00fc\u015f\u00fcncedir bu. Onda bedenin esnekli\u011fini, enerjisini, dans\u0131n ritmini duyumsar\u0131z. D\u00fc\u015f\u00fcnce, k\u00fclt\u00fcr ve gelene\u011fin yaratt\u0131\u011f\u0131 karma\u015falardan, belirsizliklerden, engellerden ve kal\u0131plardan azadedir, sadece \u015feyin kendisi hakk\u0131ndad\u0131r. Ortaya uzun, k\u0131l\u0131 k\u0131rk yaran ele\u015ftirel bir yorum de\u011fil, hafif ama derin d\u00fc\u015f\u00fcnceler \u00e7\u0131kacakt\u0131r. As\u0131l zorluk i\u015fte budur: D\u00fc\u015f\u00fcnce ne kadar hafifse o kadar \u00e7ok y\u00fckselir ve kanaatin, takdirin, yerle\u015fik d\u00fc\u015f\u00fcncenin dipsiz batakl\u0131\u011f\u0131ndan h\u0131zla uzakla\u015farak derinle\u015fir. K\u00fct\u00fcphanelerde do\u011fan kitaplarsa a\u011f\u0131r ve s\u0131\u011fd\u0131r, birer kopya seviyesinde kal\u0131rlar ancak.\"*<\/p>\n\n\n\n

Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi\u0027nde<\/h4>\n\n\n\n

Y\u00fcr\u00fcmenin bir l\u00fcks oldu\u011fu bu g\u00fcnlerde elbette Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi\u0027nde \u00e7ok \u015fey bulacaks\u0131n\u0131z. Nietzsche, Rimbaud, Rousseau, Thoreau, Sokrates, Nerval, Kant, Gandi gibi y\u00fcr\u00fcmeyi hayatlar\u0131nda bir tutku haline getirmi\u015f filozoflar\u0131n hayatlar\u0131 ve y\u00fcr\u00fcmeyle kurduklar\u0131 ili\u015fkiye dair metinlerde dola\u015f\u0131rken belki bu metinlerdeki y\u00fcr\u00fcy\u00fc\u015f\u00e7\u00fclerin hi\u00e7birinin kad\u0131n olmamas\u0131na \u015fa\u015f\u0131rabilirsiniz. Kim bilir belki de kad\u0131nlar yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn yeni y\u00fcr\u00fcmeye ba\u015flayan \u00e7ocuklar\u0131d\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Bug\u00fcnlerde elimizde sadece Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi var. Bir de, felsefeyle, d\u00fc\u015f\u00fcnmeyle, \u00fcretmeyle ve y\u00fcr\u00fcmeyle ili\u015fkili, \"hafif\" ama derinlikli metinlerin i\u00e7inde, d\u0131\u015far\u0131da olmay\u0131, fl\u00e2neurlu\u011fu hayal etmek. \u015eimdilik hayal etmek g\u00fczel. Sa\u011fl\u0131cakla kalman\u0131z dileklerimle.<\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

*Gros, Frederic, Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi. T\u00fcrk\u00e7esi: Albina Uluta\u015fl\u0131. Kolektif Yay\u0131nlar\u0131, 5. Bask\u0131, \u0130stanbul, 2017. s.10, 9, 24, 25, 35<\/p>\n","post_title":"Bir ad\u0131m ve sonra bir ad\u0131m daha: Y\u00fcr\u00fcmenin Felsefesi","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"bir-adim-ve-sonra-bir-adim-daha-yurumenin-felsefesi","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-04-16 15:50:21","post_modified_gmt":"2020-04-16 12:50:21","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=112732","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":112732}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "949"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "238"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Yalnız Çoraplar Çekmecesi

Yalnız Çoraplar Çekmecesi, ironik anlatımı, sahici karakterleri ve incelikli diliyle; gülümsetiyor, düşündürüyor ve içe işliyor. Yazarımız Derya Gül’ün üçüncü kitabı “Yalnız Çoraplar Çekmecesi” Kadınca Yayınları tarafından...

Barbarları Beklerken’in Siyah Gözlüklerini Çıkarmak

John Maxwell Coetzee, “Güney Afrikalı – Avustralyalı romancı, deneme yazarı, dilbilimci, çevirmen ve 2003 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir.” Barbarları Beklerken (Waiting for the Barbarians) romanı,...

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol