Post-punk 70’lerde yükselişe geçen punkrock tarzının bir versiyonudur. Kendiliğinden gelişmiş, şarkı sözlerinde, punkrock’ın aksine toplumsal konulardan çok kişisel konulara değinmiştir. Post-punk müzikal anlamda daha deneysel olmakla birlikte gitarın farklı kullanılması (arpej ve akorlara ağırlık verilerek) ya da synthesizer (ses sentezleyici) kullanılması ortaya çıkar.
Bu, daha çok post-punk tarzı synthesizer kullanılan ve bunun alt tarzı olan dark-wave tarzında şarkıların olduğu bir liste.
Tarzın klasik yaratıcılarına baktığımızda Bauhaus, The Cure, Joy Division, New Order ve Sister of Mercy’yi görmek mümkünken ben klasiklerinden çok daha yeni gruplardan haz almaktayım. Belki de aralarında beğendikleriniz olacaktır.
1- She Past Away – Sanrı
Yerli grubumuz She Past Away, darkwave ve postpunk tarzında dünyanın en bilinen ve beğenilen gruplarından biri. Öyle ki Paris moda haftası dahi bu grubun şarkıları ile açıldı. Belirdi gece isimli albümlerini şiddetle tavsiye ederim.
Grup daha çok hiçlik, ölümden sonraki hayat, sanrı ve takıntılar üzerine söz yazar. Sözleri tamamıyla Türkçedir. Bu da Türkçenin dünya müzik piyasasında bizlere dezavantaj yaratacağı iddiasını reddeder nitelikte.
2 – The KVB – Radiant Hour
İngiliz ikili The KVB 2010’da kuruldu. Özellikle Boiler Room performansını da dinlemenizi tavsiye ederim. Grup synthesizer ve orglar kadar gitarı da oldukça etkin biçimde kullanmakta. Birçok darkwave grubu gibi kadın, grubun yapı taşıdır.
3 – Prophor – Deadly Blow (2. versiyon)
Gene ingiliz olan grubumuzun özellikle derin ve hacimli klavyeleri dikkat çekiyor. Grupta Natalia ve Helene synthesizer ve vokalleri üstlenirken Jake de gitarları çalmakta.
4 – Linea Aspera – Malarone
755 bin izlenme sayısına ulaşarak kendi müzik tarzının epey ileri noktasına ulaşmış grupta gene grubun olmazsa olmazı sizi zamanla kendine hayran bırakacak olan Alison Lewis bulunuyordu. Grubun dağılmasının ardından Keluar kuruldu fakat bu grubun Linea Aspera ile kıyaslanması bence pek mümkün değil.
Oldukça ucuz bir maliyeti bulunan bu klip gene sanrılara ve obsesif konulara eğiliyor.
5 – Sixth June – Drowning
Alman ikili Sixth June ile Linea Aspera’yı birbirine çok benzeten bir ben miyim bilmiyorum. 2007’de kurulan Sixth June hala çalışmalarını sürdürüyor. Post-punk, darkwave gibi underground piyasada olduklarından hala kaset ve plak basmayı sürdürüyorlar. Bu şarkı artık onla olmak istemeyip de bunu ona söyleyemeyenlere geliyor.
6 – Kas Product – Never Come Back
1980’de kurulan Kas Product hâlâ yaşamını sürdürüyor. Kısa saçları, ceylan gibi gözleri ve bakışları ile sizi etkisine alan Fransız Mona Soyoc harika performansı ile de göz dolduruyor. Erotizmin yalnızca görüntü ile değil aynı zamanda tavır ve ses ile de mümkün olduğunu kanıtlar nitelikte. Bu arada belirtmek isterim ki synthesizer kullanan Spatz’ın saç modelini hâlâ çok seviyorum.
7 – Kælan Mikla – Kalt
Eğer güçlü bir haykırış ve karanlık atmosfer hissetmek istiyorsanız İzlandalı kadın grup Kælan Mikla doğru adres. Fakat bu grubun diğer şarkılarının bu atmosferde oldukları pek söylenemez.
8 – The Sisters Of Mercy – First And Last And Always
Postpunk-Gothic rock’ın öncülerinden efsanevi grup Sister of Mercy. Çok da söze gerek yok bir zamanlar çok popüler olmuş ve ana-akım medyada sıkça görülmüştü.
9- Xaran Dion – Sillage et Caprice
Kanadalı Xaran Dion minimal, deneysel çalışmaları ile kulaklarımızdan beynimize doğru ilerliyor. Komplex synth’ler ve kendinden geçmiş vokalleri ile oldukça etkileyici bir atmosfere sahip.
10 – Winter Severity Index – A Sudden Cold
Simona Ferrucci’nin projesi olan WSI kıştan ve karanlıktan beslenen bir atmosfere sahip. Roma’dan dünyaya yayılan bu ses dalgaları gerçekten de çok etkileyici. Daha az synth, daha fazla bass ve gitar duymak istiyorsanız bu şarkı sizi içine çekecektir.