Hemen hemen hepsi sanki fantastik bir film karesinden gibi dursa da bunlar tamamıyla gerçek! Dünyanın en güzel yedi su kaynağını keşfetmeye hazır mısınız?
Büyük Prizmatik Kaplıca Gölü (Grand Prismatic Spring), Amerika
Çok renkli Büyük Prizmatik Kaplıca Gölü, Yellowstone Ulusal Parkı’nın en sıcak doğal su kaynağı. Çapı 90m uzunluğunda ve 50m derinliğinde. Mineral açısından zengin bu gölde, ışığın kırılması ile kırmızdan yeşile canlı renkleri görebiliyorsunuz. Bu renkler ise, bakterilerin ürettiği pigmentler tarafından oluşuyor.
Spotted Gölü (Spotted Lake), Kanada
Özellikle sülfat gibi mineral bakımından zengin, gümüş ve titanyumun küçük dozlarını içeren alkalik bir göldür. Suyun en çok buharlaştığı zaman, yaz boyunca dairesel noktalar gözükür.
Retba Gölü (Lake Retba), Senegal
Suyunun pembe oluşundan ismini alan Retba Gölü (ya da Lac Rose), yüksek oranda tuz içermesi ile de bilinir. Suyunun pembe olmasının nedeniyse içinde bulunan Dunaliella salina adındaki su yosunudur.
Kan Şelalesi (Blood Falls), Antarktika
Taylor Buzulu’nda yer alan kırmızı renkli su, Bonney Gölü’ne sürekli akıyor. Demir açısından oldukça zengin olduğu için bulduğu açıklıktan akan su, oksijenle temas ettiğinde paslanıyor ve geçtiği yerleri kırmızıya boyuyor.
Gökkuşağı Nehri (Caño Cristales), Kolombiya
Yıl boyu, dibindeki yeşil yosunlar nedeniyle sıradan bir görüntüsü olan Gökkuşağı Nehri, bahar dönemi geldiğinde rengarenk açan algler sayesinde gökkuşağına döner.
Salar de Uyuni Gölü (Salar de Uyuni), Bolivya
10.582 km2’lik alanıyla dünyanın en büyük tuz gölü olan Salar de Uyuni’deki tuzdan oluşmuş altıgen höyük şeklinde desenler manzaranın doruk noktasıdır. Yağmur zamanı boyunca; tuz çölü, lokal olarak birkaç desimetre su ile örtülür ve gökyüzünü yansıtan dev bir aynaya dönüşür.
Pamukkale Travertenleri (Pamukkale Travertine Terraces), Türkiye
Kimyasal reaksiyon sonucu oluşan travertenler, kaynaktan 35 derece sıcaklıkta çıkan suyun içindeki yüksek miktarda kalsiyum hidro karbonat, havadaki oksijen ile temas ederek içerisindeki karbondioksit ve karbon monoksitin uçmasına neden olmaktadır. Geriye kalan kalsiyum karbonat ise çökelerek Pamukkale’nin travertenlerini oluşturmaktadır. Çökelti önce yumuşaktır, zamanla sertleşir.
Kaynak: BBC UK
Başlık Görseli: blogs.egu.eu