Bir ülkede özgürlük olup olmadığı ilk olarak ne ile anlaşılır? Sanatla. Tüm o “bahaneleri” içinde bulundursa bile kocaman bir özgürlüğü hak edendir sanat. Kendini farklı farklı nedenlerle ifade edemeyen pek çok insanın, tek bir şarkıyı hep bir ağızdan söylemesiyle dünyaya çiçekler açtırandır. İşte tam da bu yüzden ondan korkar bazıları.
Grup Yorum’un 30. yıllarını kutlamak için 28 Haziran’da İstanbul’daki Bakırköy Halk Pazarı’nda vermek istediği konsere, İstanbul Valiliği “toplumun tepkisine yol açıp infial yaratabileceği” gibi bir gerekçe ile izin vermemişti. Grup da kararın iptali ve yürürlüğün durdurulması için İstanbul İdare Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme bu kararın yürütmesini durdurdu ve sonunda konser için hiçbir yasal engel kalmadı.
Konser günü binlerce kişiyle birlikte en güzel şarkılarını söyleyen Grup Yorum üyeleri: “30 yıldır devrimci sanatçı olmanın bedellerini ödüyoruz. Bazen konserlerimiz yasaklanıyor, bazen kasetlerimiz toplanıyor. Gözaltına alınıp, işkenceler görüyoruz. Biz bu bedelleri bin kez ödeyeceğiz. Şarkılarımız onların sömürgelerini, baskılarını sarsmaya devam edecek. Sizlerle buluşmayalım diye her şeyi yaptılar. Onların yasaklarına karşı işte yine birlikteyiz. Ankara’da da yüz binlerle buluşmamızı engelleyemeyecekler” dedi.
11 yıl sonra yeniden
22. İstanbul Caz Festivali için ülkemize gelen Amerikan folk müziğin usta isimlerinden Joan Baez de oradaydı. 20 yıl önce de benzer bir yasaklama nedeniyle Grup Yorum için imza verdiğini hatırlatan Joan Baez: “Biliyorsunuz Gezi’de hayatını kaybeden gençler için de şarkı yapmıştım. Bugün de bunun için buradayım. Yasaklara karşı Grup Yorum ile yan yanayız. Dayanışma için buradayım. Hayattaki en büyük zenginliğim dayanışmadır” dedi.
Aynı saatlerde oğlunun İstiklal Caddesi’nde düzenlenen Onur Yürüyüşü’nde olduğunu da özellikle belirtti.
Desteği için bolca teşekkürlerini ileten Grup Yorum, önceki yıllarda yaptıkları bir eylemde, polisin kırdığı gitarlarından birini Joan Baez’e hediye etti.
11 yıl sonra İstanbul Caz Festivali için yeniden İstanbul’a gelen Joan Baez, en güzel şarkılarıyla Harbiye Açıkhava’da yaklaşık 5 bin kişiye unutulmaz bir gece yaşattı.
Zülfü Livaneli’nin, Nazım Hikmet’in “Kız Çocuğu” şiiri üzerine yaptığı bestesini de seslendiren Joan Baez, konserin sonuna doğru Kardeş Türküler’i sahneye davet etti. Gezi direnişi vesilesiyle bestelenen “Tencere Tava Hep Aynı Hava“yı da grupla birlikte göbekler atarak söyledi.
2 Temmuz katliamı için sanatçıların dünyadaki yerini yorumlayan Baez: “Oğlumun da yazdığı gibi sanat, hikâyeler, şiir, müzik, bunların tümü bizleri ruhanî bir açıklığa sevk ediyor. Bu, başka şeylerin yapamayacağı bir şey. Bu anlamda entelektüeller, güçlü kişilikler olarak bizleri hayatta tutan insanlar. Müzisyenler, şairler ise bizleri, yaşamlarımızı belli bir ‘aşkınlık’ içinde kılıyorlar. Onları saygıyla selamlarım” dedi.
Konser sonunda Gezi’de hayatını kaybedenlerin yer aldığı rengârenk tablo dev ekranlara yansıtıldı. Harbiye Açıkhava seyircilerin “Her yer Taksim her yer direniş” sloganlarıyla inledi.
“Gezi’deki zekâyı, kibarlığı ve mizahı başka hiçbirinde göremezsiniz. O kadar naif, temiz ve doğaldı ki hayranlıkla izlememek elde değildi. O dönem eski tüfekler sürekli birbirimizi dürtüp ‘Gördün mü, gördün mü’ diye heyecanla izlediğimizi hatırlıyorum. Gezi, tüm devrimcilere mizahın gücünü öğretti.’’