Kabuslar, korkular ve psikolojik travmalar; insanların yaşam kalitelerinin düşmesine sebep olan faktörler arasında yer almaktadırlar. Uykularımız, her gece, aynı kabuslar tarafından bölünüyor olabilirler; korkularımız ve travmalarımız günlerimizi kötü bağlamda etkileyebilir, bizi huzursuz kılabilirler… Aslında; bu durumlardan şikâyetçi olan pek çok insanın haberdar olmadığı bir tedavi yöntemi mevcuttur: The Imagenary Rehearsal Therapy (IRT). Bu tedavi yöntemini uygulamakta olanlar, kafalarında dönmekte olan filmlerin senaryolarını değiştirmeyi; bu sayede de kötü anılarını mutlu bir sona ulaştırmayı hedeflemektedirler.
“Bild der Wissenschaft” dergisi yazarı Susanne Donner, bu terapi yönteminin uzun yıllardır uygulanmakta olduğunu; fakat son zamanlarda elde edilmekte olan sonuçların, geçenki yıllara kıyasla, çok daha etkili olduklarıı belirtiyor. Kimi uzmanlar, bu yöntemin, bu durumdan şikâyetçi olan pek çok insan ve pek çok terapist tarafından öngörülüyor olduğu kanısındalar. Kimi uzmanlar ise bu yöntemin fazla yüzeysel olduğu görüşünü savunmakta olduklarından dolayı, daha etkili bir yöntem arayışı içersindeler.
Basit ve etkili bir yöntem
Yüzeysellik konusu, elbet tartışılabilir bir konu. Fakat IRT’nin, her şeye rağmen, son derece etkili bir yöntem olduğu gerçeği, tartışılamaz. Bu yöntemi pratikte uygulamak, oldukça kolay. Mevcut durumlardan şikâyetçi olan şahsın yapması gereken tek şey kabuslarına, korkularına veya travmalarına sebep olan anılarını detaylı bir biçimde bir köşeye yazmak; sonrasında ise bu anıları, yeni bir senaryo eşliğinde tekrardan kâğıda dökmek. Bu sayede öncesinde kaleme alınmış olan hikâye, mutlu sonla biten bir masala evriliyor. Düşmanlar yenilgiye uğratılıyorlar veya bir fobi, gülücükler eşliğinde uğurlanıveriyor. Masalın defalarca, sesli biçimde, okunması sonucunda zihin onu kabulleniyor. Bu sayede kabuslardan, travmalardan veya korkulardan kurtulmak, anlık bir mesele haline dönüşüyor.
Mevcut araştırmalar, IRT’nin pek çok insan açısından faydalı olabileceği gerçeğini gözler önüne seriyor. Ayrıca sürecin başarıyla sonuçlanması, sadece birkaç seansa bakıyor. Uygulanmakta olan bu yöntem, diğer yöntemlere kıyasla, son derece etkili. Bu etkinin sebebi de çaplıca araştırılmış durumda. Sonuç: Durumlardan şikâyetçi insanların mevcut hikâyelerden masallar yaratmaları; onların, korkularını bir an önce kestirip atmalarında büyük rol oynamakta. Hikâyelerin korku ve acı dolu hikâyeler olmaktan çıkıp mutlu sona ulaşıyor olmaları, hızlı bir iyileşme sürecine girilmesine vesile oluyor. Öte yandan hikâyeden masala evrilmiş olan yazılar, savunmasız bir ruh halinin yok olmasında ana faktör niteliği taşıyorlar.
Ne var ki bu yönteme dair, olumlu eleştirilerin yanısıra, olumsuz eleştiriler de mevcut. Kimi uzmanlar, kabusların ve psikolojik travmaların çocukluk yıllarında bilinçaltına yerleşmiş olan anılardan kaynaklı ortaya çıktıkları kanısında. IRT’yi, sorunların köklerine inebilecek kadar güçlü bir yöntem olarak görmemekle beraber, terapileri önemli kılan noktanın “derinlere inmek ve analiz etmek” olduğu görüşünü savunuyorlar.
Bu yazıyı, wissenschaft.de sitesinde yayınlanan “Happy End für Alpträume und Ängste” başlıklı makaleden Türkçeye Gaia Dergi için Alisa Candan Karsu çevirmiştir.