Ana SayfaKültür & SanatMüzikMüziğin en güzel ritimleri Rakı’nın en Sahte’siyle buluşuyor: Sahte Rakı the Blues...

Müziğin en güzel ritimleri Rakı’nın en Sahte’siyle buluşuyor: Sahte Rakı the Blues Band

-

“Bu gece bir buluşsak, bu gece bir görüşsek yeter…” Röportajı toparlarken aklımda sürekli bu sözler dönüyordu. Çok keyifliler ve çok çok eğlenceliler. Country, jazz, blues ve rock’n roll gibi birçok müzik türünü harmanlayıp önümüze muazzam bir servisle sunuyorlar. Yurtiçi ve yurtdışı müzik festivallerinde her an denk gelebiliriz kendilerine… 26 Ekim’de ilk video klipleri de yayınlanan, Türkiye’nin yükselen değerlerinden Sahte Rakı the Blues Band ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sahte Rakı’nın kurulma hikâyesi nedir? Nasıl bir araya geldiniz?

2005 yılında bir grup ev arkadaşının, sevdiği ortak müziği icra etmesi ile başladı her şey. Daha sonra zaman içinde eleman değişiklikleri vesaire derken son kadromuzu bulduk. Şanslı bir grubumuz çünkü bizimle çalan tüm insanlar ile hala görüşüyoruz. Grubu kuran, şu anki çalan ekibe miras bırakan o güzel insanlar, harika işler yaptılar ve yapıyorlar. Bu yüzden Sahte Rakı neredeyse bir okul gibi.

Neden Sahte Rakı? Kurulduğunuz dönemde sahte rakı haberlerinin artmış olmasıyla bir alakası var mı?


Çok iyi tahmin. Bu isim aslında yenisi bulunana kadar geçici bir isimdi ama bizimle kaldı. Çok da iyi oldu çünkü Türkçe bir isim ve akılda kalıyor. Hatta bizim müziğimiz ile ilgilenmeyen insanlar bile sırf ismimiz yüzünden bizi dinlemeye gelebiliyor.

Bir dost meclisinin müzik yapar haliyiz

sahte-raki-the-blues-band-1Sekiz kişilik kalabalık bir grubunuz var? Sahne de çok güzel eğleniyorsunuz. Sahne dışında aranızda sorun yaşıyor musunuz?


Grup sekiz kişi ama İTÜ Rock Günleri’nde Boğaziçi Rock Korosu ile bir kere tam 30 kişi olmuştuk, muazzamdı. Biz belki de çoğu grubun aksine, bir dost meclisinin müzik yapar haliyiz. Bu yüzden müzikal yeteneklerin aksine, gruba iyi anlaştığımız, birlikte en basiti yemek yemekten hoşlandığımız ve yolculuk etmekten çekinmeyeceğimiz insanları arıyoruz, katıyoruz. E tabi amaçlar ve düşüncelerin paralel olması da gerekiyor. İllaki ufak tefek tartışmalarımız oluyor ama bugüne kadar çözemediğimiz birşey olmadı. Sanmıyoruz ki olsun. Bunun nedeni yaş vb kriterleri gözetmeksizin fikirlere açık ve saygılı oluşumuzdan kaynaklanmakta. Çok şükür ki herkes olgun davranıyor. Dışarıya açık mesafeli olmak gibi dertleri olmayan bir grup olduğumuz için de bu durum tüm cevremize ve dinleyicilerimize yansıyor. Herhalde bizimle sadece bir kere bile çalmış her müzisyenin bu kadar mutlu oluşu da bu yüzden.

James Brown, Chuck Berry, Blues Brothers, Elvis Presley çalıyorsunuz. Günümüzden kimleri dinliyorsunuz, kimleri örnek alıyorsunuz?


Sanırım sahnede yaptığı müzikten büyük keyif alan, eğlenen ve paralel olarak eğlendiren, hangi türde grup ya da müzisyen olursa olsun yerli ya da yabancı hepsini seviyor, takip ediyor ve örnek alıyoruz. Bu yüzden yelpaze oldukça geniş. Burada saymaya kalkarsak çoook uzun sürer. Çok farklı türlerden müzisyen yakın dostlarımız var olmasının da bir nedeni sanırız bu. Şu yukarıda belirtilen kriterlere samimi ve minimal olmayı da ekleyelim. Minimalliği ve samimiyeti müziğinde barındırabilmek büyük bir ustalık göstergesidir çünkü.

sahte-raki-the-blues-band-2Sahnede insanları eğlendirirken, aynı zamanda bir sahne şovu da yaptığınız söylenebilir. Seyirciyle bir nevi iletişim kuruyorsunuz. Enerjiniz çok güzel geçiyor. Bu yüzden sizi canlı dinleyen biriyle, playlistinden dinleyen birisi arasında fark olduğunu söyleyebilir misiniz?

Kesinlikle öyle. Bu çok güzel bir soru. Bu soru hatta neden bu zamana kadar bir kayıt yapmadığımıza ya da EP için neden bu kadar beklediğimizi de cevaplayacak olan soru. Çünkü biz uzun süre sahnedeki enerjinin kayıtlara yansımayacağına inandık. Ta ki Mostar Blues Fest için gittiğimiz Bosna Hersek’teki Pavarotti Music Center’da kayıt odasını görene dek. Orada fikirlerimiz değişti. Çünkü o büyük geniş mekanda aynı anda çalarak kayıt yapma şansımız vardı. EP’imizi yayınlaması için götürdüğümüz OnAir Records’un sahibi Burak Demirsaran, dinledikten hemen sonra biz sormadan “Sahne enerjiniz kayıta da geçmiş” diyince o an bizden mutlusu yoktu. Çünkü yaşadığımız hayatın zorluklarını, stresini pozitif olarak sahneye yansıtıyoruz özetle. Kayıtlarda da beraber çalmamız şart bu yüzden.

Neredeyse on bir yıllık bir müzikal geçmişiniz var. Farklı şehirlerde sahne alıyorsunuz, bir dönem televizyonda program orkestrası olarak yer aldınız, uluslararası ve yerel üniversite festivallerinde yer alıyorsunuz. Dijital ortamda “Mostar Kayıtları”nız var. Devamında grubu ne bekliyor? Albüm çalışmalarınız var mı?


Gururlandığımız bir şey var ki Sahte Rakı neredeyse herşeyi yaptı. Biz mümkün oldukça yer zaman gözetmeksizin çalmaya ve yepyeni insanlarla müzik aracılığı ile ulaşmaya devam edeceğiz. İnsanlara farklı bir şey sunduğumuzu biliyoruz ve bunu olabildiğince herkesin görmesini istiyoruz. Elbette albüm çalışmalarımız var. Yeni besteler hazırlıklar sürüyor. Biz grup olarak Blues müziğin bu topraklara gayet yakın bir ruh hali olduğuna inanıyor ve bu kesişim noktalarını bestelerimizde daha çok vurgulamayı hedefliyoruz. Bu da biraz zaman ve deneyim gerektiriyor.

Klibiniz 26 Ekim tarihinde ilk kez yayınlandı. Klibin çekim öyküsünü biraz anlatır mısınız?

Çevremizde bizi aile gibi kanıksamış çok sağlam dostlarımız var. Müziğin birleştiriciliğini çok güzel şekilde tadan şanslı bir grubuz. Fikir, bizi çoğu performansımızda yalnız bırakmayan sevgili Rodi Arslan’dan geldi. Biz sadece şarkılarımızı çaldık ve o bizi harika açılardan çekti. Bir güzel kurgulayıp gönlünü katıp sundu. İlk resmi klibimiz ve gurur duyduk. Çünkü izlerken gerçekten asıl olan Sahte Rakı’yı izliyoruz. Sahnedeki grup ile klip arasında hiçbir fark yok yani.

Besteleri kim yapıyor?


Bestelerimizi solistimiz Korhan yapıyor ama geliştirmesini grupça yapıyoruz. Şimdi sevgili Kuzen lakaplı ikinci gitaristimiz Tolga da bestelerini bizimle paylaşmaya başladı. Heyecanlıyız. Bu yüzden son zamanlarda provalar bazen sahne kadar eğlenceli bile geçebiliyor.

Dijitalin nimetlerinden yararlanıp müziği analog olarak icra etmek…

sahte-raki-the-blues-band-3Çeşitli şehirlerde ve mekânlarda sahne alan, sevilerek dinlenen grupların albüm çıkardıklarında aynı başarıyı yakalayamadıklarını söyleyebiliriz. Bunun sebebi sizce ne olabilir?

Yapılan hata bizce şu; kusursuz, hatasız bir albüm için her enstrümanı tek tek, kanal kanal kayıt etmek işin tüm ruhunu bitiriyor. 4/4lük bir çalıma sahip ama tuzsuz tatsız baharatsız bir albüm çıkıyor ortaya. Grup müziği her zaman her yerde grup ile icra edilmeli. Bilhassa kayıtlarda. Dijitalin nimetlerinden yararlanıp müziği her zaman analog olarak icra etmek gibi uzun da bir konu da var aslında. Bir başka boyut ise balanslama, kötü mix ya da mastering gibi teknik konular. Ama evde yaptığı amatör kötü kayıtlar ile ünlü olan isimler nasıl bu başarıya ulaştılar diye de sormak gerek. Demek ki aslolan ruhu yansıtmak burada.

Rock 7/24 sitesi tarafından “En İyi Blues ve Rock’n Roll Grubu”
İstanbul Gelişim Üniversitesi Medya Ödülleri “En İyi Çıkış Yapan Grup” ödülleriniz var. Gözünüzü diktiğiniz başka bir ödül var mı? 🙂

Ya komiktir aslında biz hiç bir ödül için talepte bulunmadık ya da yarışmalara katılmadık. Hatta müziğin her anlamda yarıştırılmasına da karşıyız. Velakin bu güzel insanlar bizi bu ödüllere layık görmüşler sağ olsunlar. Her ödül bizim için sürpriz oldu ve gururlandık. Bunların dışında bir sürü de plaketimiz var ayıptır söylemesi.



Sosyal medyada genelde mizahı samimi bir tavrınız var. Bu bir taktik mi?


Tam tersi. Grubun en sevilen özelliklerinden biri kendi ile dalga gecmeyi sevmesi. Yani yansıtılan şeyden gerçekte hiçbir farkımız yok.


sahte-raki-the-blues-band-4Popüler müzik piyasa hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biz müziğimizde ya da yaptığımız işte hırs barındırmıyoruz. Daha doğrusu buna çalışıyoruz. Biz sevdiğimiz şeyi yapıyoruz ve bunun yansıması filtresiz ve direk olduğu için, insanlar da seviyor eğleniyor. Birkaç “popülere uydurma” çabası deneyenler oldu ama biz bu gibi revizeleri istemedik. Ama bu çok idealist ya da kapalı kutu olduğumuzu göstermesin lütfen. Şu da var ki underground kalmaktan, bu “kalabalık” içinde bir alternatif olmaktan mutluyuz. Bu bozulsun istemeyiz. Piyasanın kuralları çok çetin ceviz, can sıkıcı ve samimiyetsiz. Bunu tercih edenler olabilir tabi. Velakin biz en baştan bu fikir ile yola çıkmadık.

Sizi nerelerden dinleyip takip edebiliriz?

Facebook, Instagram, Twitter vb tüm mecralarda varız. Sahte Rakı diye aratmanız yeterli. Tüm yorumlara ve mesajlara hemen dönüyoruz. Çünkü dinleyici bizim için çok önemli. En kısa zamanda bir konserimize de bekleriz. Derginiz vasıtası ile bize ulaştığını söyleyenlere konserlerimiz için davetiye bile ayarlayabiliriz. Neden olmasın?

Tüm adreslerimiz burada:


Web sitesi, Facebook, Youtube, Twitter, Instagram, E-posta

Mostar Kayıtları EP’mizi dinlemek için:

SpotifyiTunes, Deezer, Fizy, Amazon 

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Türkiye’nin rock efsanesi Erkin Koray aramızdan ayrıldı

Türkiye'de rock müziğinin öncülerinden ve efsane ismi Erkin Koray, 82 yaşında hayatını kaybetti. 10 Temmuz 1941 doğumlu olan Erkin Koray, Türkiye müziğine getirdiği yenilikler ve...

Zeytin ağaçları Sounds of Paşaköy’ün eşsiz melodileriyle dans ederken çocukların eğitimi için bağış toplanacak

Zeytin ağaçlarının gölgesinden yükselen eşsiz melodileriyle 2021 yılından bu yana klasik müzik sevenlere unutulmaz bir deneyim yaşatan Sounds of Paşaköy bu sene 12 Ağustos’ta gerçekleşecek....
Ezgi Kurt
Ezgi Kurt
Kısa filmleri olan sinema okumuş bir grafik tasarımcı. Analog fotoğraf makinesi meraklısı. Dijitallikle dolu modern hayat içinde bir vintage sevdalısı. Bir çingene atasözü olan “Evde oturan erken ölür”ü kendine motto edinip sürekli “nereye gitsem acaba” diye ucuz bilet kovalayan minyon kadın.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol