“Bu ortamda anayasa yapılamaz, önce hukuk ve demokrasi” sloganıyla faaliyetlerini yürüten “Önce Demokrasi” girişiminin düzenlediği “Anayasal Geleceğimiz” başlıklı 14. panel, önceki akşam Kadıköy Belediyesi Nikah Dairesi’nde gerçekleşti.
Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği, Kadıköy Sivil Toplum Örgütleri ve Kadıköy Belediyesi desteğiyle gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Sevil Becan üstlenirken, açılış konuşmasını CHP eski Milletvekili Önce Demokrasi Girişimi Sekretarya üyesi Melda Onur yaptı. Önce Demokrasi girişiminin kuruluşuna değinen Onur, gündemde olan anayasa tartışmalarına dikkat çekti. Melda Onur’un ardından söz alan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ise sipariş ile anayasa oluşturulmak istendiğini ifade etti. Yaklaşık üç saat süren etkinlikte, ülke gündeminde yer alan yeni anayasa metni tartışıldı. Panelin sonunda ise dinleyicilerin, anayasa değişikliğine ilişkin soruları yanıtlandı.
“AYM kendi kendini işlevsizleştirdi”
Açılış konuşmalarının ardından panelde ‘OHAL uygulaması ve denetimi’ konu başlığı ile ilk sözü Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu aldı. “Anayasa Mahkemesi (AYM) kendi kendini işlevsizleştirmiştir” diyen Korkut Kanadoğlu, “Yeni bir anayasa yapılsa dahi şu an yaşadığımız olağanüstü hal durumundan farklı bir durum ortaya çıkmayacak. Etkisizleştirilmiş bir yargı, tüm yetkilerin tek elde toplandığı, yasamanın devre dışı bırakıldığı, kişiselleşmiş bir iktidarı ortaya çıkarmaktan başka bir amacın taşınmadığı bu anayasa değişikliği ile yeni bir şey çıkmayacağını söylemek şimdiden mümkündür. Geçmişten bugüne kazanımlarimizin ne kadar gerisinde kaldığımızın, olağanüstü bu döneme ilişkin bu döneme ait görüşmelerle aslında ne kadar geriye gitmekte olduğumuzu ve gideceğimiz yöne ilişkin rejimin ne olduğunu bu anayasa değişikliği ile beklenen ortam bize çok açık ve net bir şekilde gösteriyor.” açıklamalarında bulundu.
“Başkanlık rejiminde siyasal şiddet ölümleri artar”
Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu’ndan sonra söz alan Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ise “Rejim arayışı gerçek ve sanal gündemimiz” başlığını taşıyan bir konuşma yaptı. Yeni siyasal rejimin başarılı olup olmayacağına bazı temel ilkelere bakarak karar verdiğini söyleyen Kalaycıoğlu o ilkeleri şöyle açıkladı:
İlk olarak yapılması gereken yeni anayasa bir siyasal rejim olarak uygulandığında genel anlamda bizim için uygun, yerinde, adil ve hakça olup olup olmadığına bakmaktır. İkinci aşamada o anayasa ile siyasal uzlaşmayı ne kadar çözebileceğimize bakmalıyız. Üçüncü olarak da hükümet kurumlarının çalışmasında hükümetin, devletin ajanlarının yönetimde ne ölçüde yönetme maliyeti olduğuna bakabiliriz. Dördüncü ölçüt olarak da anayasanın başarısı kısmen siyasal rejimin kısmen iktisadi etkinliklerle birlikte ürettiği kamu mallarının ne derece etkili olarak üretilebildiği ve kullanılabildiğine bakılmalıdır.
Bu dört ölçüte bakarak evet ya da hayır oyumuzu kullanabileceğimizi söyleyen Kalaycıoğlu, ayrıca yıllara göre milyonda kaç oranda siyasal şiddetten ölüm olduğunu içeren bir araştırma bulgusunu da paylaşarak, başkanlık rejimini seçtiğimiz takdirde siyasal şiddet yüzünden ölümlerin artacağını kabul etmemiz gerektiğinin altını çizdi.
“OHAL Kaldırılmadan anayasa değişikliği yapılamaz”
“Anayasal kazanımlar ve geleceğimiz” konu başlığıyla son konuşmayı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu yaptı. Kabaoğlu, Başbakan’ın geçen hafta yaptığı “OHAL sırasında referandum olmaz” açıklamasını hatırlatarak, “İyi güzel de, Sayın Başbakan sen ki, anayasa sana hiç böyle bir yetki tanımadığı halde anayasa ile uğraşıyorsun, anayasa ile yatıp kalkıyorsun. Rusya’dan bile anayasa konusunda ahkam kesiyorsun. Geçte olsa OHAL’de anayasa yapılamayacağını dillendirdin tamam da, peki anayasa süreci nasıl yürütülecek OHAL döneminde? Şu anda kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmeler hakkında nasıl bilgi sahibi olacağız ve medyaya serbest giriş hakkını ne zaman sağlayacaksınız? İnsanlar sokaklarda coplattırılmadan, polisimize tekmelettirilmeden, şiddet görmeden anayasa gösterisini ne zaman yapabilecekler?” ifadelerini kullandı. Anayasanın aceleye getirildiğini söyleyen Kaboğlu, 12 eylül yöneticilerinin bile anayasa için 2 yıl 2 ay sabrettiklerini dile getirerek tepkisini “Peki siz neden 2 hafta, 2 ay sabretmiyorsunuz? Nedir aceleniz?”diye sorarak dile getirdi.