Britanyalı tarih profesörü Jonathan Israel “Radikal Aydınlanma ve Modern Demokrasinin Kökenleri”nde, günümüzün demokratik ilkelerini belirleyen düşünce akımı ‘radikal aydınlanma’yı inceliyor. Israel kitapta, “Bütün insanlar, neye inandıklarından ya da hangi dinsel, ekonomik ya da etnik gruba mensup olduklarından bağımsız olarak aynı temel ihtiyaçlara, haklara ve statüye sahiptir” diyor.
Akademisyen tarihçi Jonathan Israel’in çalışmaları Avrupa, Rönesans’tan 19’uncu yüzyıla dek uzanan sömürgecilik, politik ideolojiler ve aydınlanma felsefesi tarihi etrafında yoğunlaşıyor. Israel, Türkiye’de ilk kez VakıfBank Kültür Yayınları’ndan (VBKY) çıkan ‘Radikal Aydınlanma ve Modern Demokrasinin Kökenleri’ isimli kitabında da bir zamanlar kabul edilmesi güç olan ifade özgürlüğü, ırk ve cinsiyet eşitliği ile demokrasi gibi radikal fikirlerin, kavramların radikal aydınlanma düşüncesiyle nasıl geliştiğini, düşünürlerin fikirlerini merkeze alarak masaya yatırıyor.
Kültürler arası analiz
Bir zamanlar beyazlar ile siyahlar, Doğu’dakiler ile Batı’dakiler veya kadınlar ile erkekler aynı haklara sahip değildi. Özgürlüğe karşı bakış açıları dahi kökten farklıydı çünkü gelişim koşulları, sosyo-kültürel etmenler değişkenlik gösteriyordu… Bu nedenle talep edilen haklar, günümüzde hayli ilginç karşılanıyor. Ahmet Fethi Yıldırım’ın çevirdiği kitapta, tarihin bir yerlerinde zihin devriminin yaşandığını belirten Israel, radikal aydınlanma kavramını açımlıyor; bunu Fransız, Alman, İngiliz ve Amerikan aydınlanmasından hareketle kültürler arasında dolaşarak gerçekleştiriyor. Israel bu doğrultuda Voltaire, Spinoza, Kant ve Rousseau gibi düşünürlerin görüşlerine genişçe yer veriyor.
Herkese eşit haklar
Sanayi Devrimi, Fransız İhtilali, Özgürlük Bildirgesi… Krallıkların yıkılışı, seküler düşüncenin ivme kazanması, anti sömürgecilik hareketi… Sözleşmeler neden imzalandı? Tahtların yerine neden Cumhuriyet benimsendi? Peki, 1700’lü yılların son çeyreğinden itibaren ABD, Fransa, İrlanda, Britanya, Almanya ve Hollanda’da hızlı şekilde alenileşen radikal aydınlanma, günümüzde nasıl çağdaş dünyanın demokratik ilkelerini belirleyen bir düşünce akımına dönüştü? Israel, elzem ihtiyaçlardan doğan bu kavramın temel şiarını şu sözlerle açıklıyor: “Bütün insanlar, neye inandıklarından ya da hangi dinsel, ekonomik ya da etnik gruba mensup olduklarından bağımsız olarak aynı temel ihtiyaçlara, haklara ve statüye sahiptir. Dolayısıyla ister siyah ister beyaz, ister erkek ister kadın, ister dindar ister dinsiz olsun, herkes eşitlik temelinde aynı muameleyi görmelidir ve herkes, kişisel çıkarlarına, özlemlerine hukukun ve devletin eşit saygı göstermesini hak eder.”
Jonathan Israel’in ‘Radikal Aydınlanma ve Modern Demokrasinin Kökenleri’ kitabı, zihin devriminin başlangıcına giden ve çağdaş dünyanın temellerinin şekillenmesi üzerine engin saptamaların yer aldığı tarihsel ve felsefik bir değerlendirme.