Kimlik.
Sarılar bugün geçemez, sedece morlar.
Farkı ne?
Sarı, mor…
Diğer tarafa geçireceğim mallar var, insanlar beni bekliyor.
Şurada ne var?
Muz.
Üzgünüm geçemezsin.
Sarılar geçemez.
-Peki ya ben?
-Sende hangi kimlikten var?
Mor, heybede, sağ cepte.
Tamam, deh.
“Deh mi?” O benim eşeğim.
Endişelenme, Naser, yarın saat ona kadar dönmüş olurum.
-Benimle dalga mı geçiyorsun?
-Tamam, dokuz buçuk olsun.
Devam et, ilerle.
Sende kalp yok mu?
Bir adamı eşeğinden ayırıyorsun.
Sarılar geçemez.
Bırak geçeyim.
Sarılar geçemez.
Bırak geçeyim.
Mimran, ne oluyor burada?
Bilmiyorum, kafayı yemiş.
Bir başka tırlatmış daha.
-Ondan geçmeme izin vermesini istiyorum.
-Anlıyorum.
Lugassi, Kiegler, Haimon, üniformalarınızı giyin,
haftasonu için izinlisiniz.
-Peki ya ben?
-Birileri de burada kalmalı.
Eğer sana zor anlar yaşatırsa
ona dipçikle hafifçe dokun.
Peki ya ben?
Sen?
Tamam ama kısa süreliğine,
Pazar saat tam yedide burada ol.
Tamam, patron.
Bir de yıkan, kokunu ta buradan alabiliyorum.
Mooki!
Ateşin var mı?
Sigara içmiyorum.
Başka muzun var mı?
Hayır, eşek hepsini aldı.
Çeviri: Mehmet KAYIN
Senkronizasyon: seninhikayen