“Varoluş, özden önce gelir” mottosu, Jean-Paul Sartre’ın varoluşçuluk (egzistansiyalizm) felsefesinin ana fikirlerinden sadece biridir. Öyle ki Sartre’ın felsefesini anlattığı konuşmalardan derlenen Varoluşçuluk isimli kitabında, ‘Hristiyan varoluşçular’ ile ‘Ateist varoluşçular’ın birleştiği motto olduğunu söyler.
“Neye yarayacağını bilmeden kağıt keseceği yapmaya kalkan bir kimse tasarlanamaz. Bu demektir ki kağıt keseceğinin özü, onun varlaşmasından önce gelir. Karşımda şöyle bir kitabın ya da böyle bir kağıt keseceğinin bulunuşu önceden belirlenmiştir. Burada dünyanın teknik görünümü (vision) ile karşılaşıyoruz. Bu görüme bakarak, “Yapış, varoluştan önce gelir” diyebiliriz” demiştir. Bu da demektir ki; her nesnenin bir varoluşu ve bir de özü vardır. Öz, bir nesnenin özelliklerinin değişmez bir bütünüdür, yani insanda öz denen şey kalıtımdır. Varoluş ise evrenin içinde gerçek olarak bulunuşudur bu da insanın düşünceleri, yaptıkları, yapamadıklarıyla kendini gerçekleştirmesidir. Sartre’a göre insanin bir tasarlanma amacı yoktur. Kağıt makasının aksine insan neye yarayacağını bilmeden dünyaya gelir ve varoluşunu, kendisini herhangi bir öze bağlamadan kendisi var eder. Yani insan, önce var olur, sonra da özünü yaratır. Nesnelerde olanın aksine; insan özü, işlevi ve işleyişi kendi var oluşundan önce belirlenmemiştir.
Öz, bireyi boğar
Yani Sartre’a göre kişinin kendi belirlenimi dışında olan unsurlar; özler bireyi boğan, bireyi belli bir kalıba veya şablona uymaya zorlayan şeylerdir. İnsan, varoluş serüveni boyunca sürekli kendini yeniden yaratır. İnsanın kendini var etmesinin esası da yaptığı tercihler ve verdiği kararlardır. Sartre yine der ki; insan bu dünyada yalnızdır, yaşamının tüm sorumluluğu kendisine aittir. Düşündükleri, düşünmedikleri, yaptıkları ve yapamadıklarıyla kendini oluşturan insandır. Bu yönüyle kendini yaratan insan, fikri hümanizmanın kendisidir.
“Var olan her şey, nedensiz ortaya çıkar…”
Sartre’ın varoluşçuluk felsefesi, benliğin kendinde olması ya da kendinin farkında olması durumuna dayanmaktadır, insan özüyle yaşayamaz. Sartre, Bulantı adlı kitabında “Var olan her şey, nedensiz ortaya çıkar, zavallılığı yüzünden varoluşunu sürdürür ve rastgele ölür” der. İnsanın özü ve yaşaması kaçınılmazdır. İnsanın varoluş çabası, zorunluluktan kaynaklanmaktadır ancak insan zorunluluğun farkında olsa dahi bu çabadan kendini alıkoyamamaktadır. Bu nedenledir ki Sartre, aynı kitabında varoluşu insanın sıyrılamadığı bir doluluk olarak görmektedir.