Yeniceşıhlar köylüleri köylerine yapılmak istenen taş ocaklarına karşı 1,5 yıldır direniyor!
Bolu’nun Mudurnu ilçesine bağlı Yeniceşıhlar köylüleri yaklaşık 1,5 yıldır taş ocağının kaldırılması ve doğanın korunması için mücadele ediyor. YEKÜDER (Yeniceşıhlar Köyü Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği) Başkanı Sinan Cantürk; Yeniceşıhlar köyünün yakınlarından bulunan Munduşlar Köyü’nde hâli hazırda kullanılmakta olan taş ocakları olduğunu fakat buna rağmen mücavir alanda bulunan ve tarihi, doğal ve turistik bir önem taşıyan köylerine bu taş ocağı açılmasının doğru olmadığını söylüyor.
[box type=”info” align=”aligncenter” class=”” width=””]Mücavir alan, belediye sınırları dışında olup, imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan alanlardır. Böyle bir uygulamada amaç, belediyenin yakın çevresindeki imar faaliyetlerini denetlemesini sağlamak, rantı ve plansız yapılaşmayı önlemektir. [/box]
Orman vasfı taşıyan bir araziye sahip olan Yeniceşıhlar Köyü’nde ağaçların kesilerek yeni taş ocağı açılmasının hayra alamet olmadığını belirten Cantürk, “Arazilere bilinçsizce yapılan tavuk çiftliklerinin atıkları nedeniyle doğamız tümüyle tehdit altına alındı. Metropol kentlerindeki boğucu hava nedeniyle günümüzde yayla ve doğa turizmi daha bir önemli hale gelmişken, orman vasfı taşıyan arazilerin köylünün onayı ve haberi olmadan zenginlere peşkeş çekilmesi, taş ocakları olarak kiralanıp ranta açılması, devletin insana-canlılara değer vermediğini göstermektedir” şeklinde konuştu.
“Doğanın tahrip edilmesini ve ranta açılmasını engellemek, ormanımıza, suyumuza ve geleceğimize sahip çıkmak için, köylülerle toplantı yaparak taş ocağının doğamıza, havamıza, suyumuza ve ormanlarımıza nasıl zarar vereceğini konuştuk. Taş ocağına izin verilmesinin ormanlarının kesilmesi, yeşilin darbelenmesi ve çoraklaşması anlamına geleceğini açıkladık” ifadelerini kullanan Cantürk, Köroğlu Beton adlı şirketin, maden işleri yapma görüntüsü altında 98.13 hektarlık alanda çalışma yapmak için ruhsat aldığını ve ÇED raporu alması gerekirken bunun yapılmadığını da vurguladı.
“Doğayı talan ederken bize sormadılar”
“Küçük alanlar için izin alınmasına gerek yok” denilerek, 3000 metre karelik alanda çalışma yapmak için ÇED raporunun atlandığı ve çalışma için ruhsat alındığını belirten Cantürk, ruhsatın iptaki için mahkemeye başvurduklarını, ancak şirketin yine de faaliyetlerine devam etmek istediğini açıkladı. “İşin ilginci, ruhsatı veren kurum ve ruhsatı alan Köroğlu Beton yetkileri doğanın talanından her açıdan etkilenecek köylülere tek bir kere bile danışmadığı gibi, köylülere bilgi de vermemişlerdir” diyerek şirketin pervasızlığının altını çizen Cantürk şöyle konuştu: “Toprak ve doğanın korunması sorunu sadece ağaçların korunması ile sınırlı değil, aynı zamanda köyün içme suyunun korunmasını da içerir. Çünkü ocak için düşünülen alanın, suyun temin edildiği Akpınar, Güngörmez mevkiine yakınlığı başlı başına bir sorundur. Ocak için patlatılacak dinamitlerin ve iş makinelerinin yaratacağı kirliliğin içme suyu kaynaklarına zarar vermemesi mümkün değildir. Köye ve tarım arazilerine kuş uçurma mesafesi yakınlığında olan ocak nedeniyle su kaynaklarının yanı sıra bölgedeki bitki örtüsünün, endemik bitki çeşitliliğinin, anıt ağaçların, fındık-ceviz bahçelerinin de zarar göreceği açıktır. Bu açıdan bizim mücadelemiz aynı zamanda bitki örtüsünün de korunması anlamına geliyor.”
“Kamyonlar köyden geçecek, köyümüze sorun getirecek”
Cantürk direnişlerinin devam edeceğini ve yetkilileri göreve çağırdığı belirterek şöyle konuştu: “Bolu Belediyesi doğa turizmi açısından önemli potansiyellere sahip olması nedeniyle Yeniceşıhlar Köyü, Semerler Mahallesi , Kuzalıç Köyü ve Samsa Çavuş bölgesini doğal yürüyüş parkuru haline getirmiştir. Bu bölge atalarımızın altında dinlendiği, temiz hava aldığı, hayvanlarını otlattığı, bugün de aynı amaçlarla kullanılan, çevre köylüler tarafından kutsal sayılan bir alandır aynı zamanda. Taş ocağının faaliyete başlaması halinde kamyonlarla taşımacılık yapılacak, yol köyün girişinden geçecektir. Bu yol etrafında yerleşim yerleri, iş yerleri, kümesler mevcut olup çocuklarımızın oyun oynadığı çayırlar bulunmaktadır. Ağır tonajlı yük kamyonlarının köyümüz girişindeki yolu kullanacak olması da, ayrıca sorun teşkil edecektir. Yukarıda bahsettiğimiz ve şu an öngöremediğimiz başka nedenlerle köyümüz yakınında taş ocağı açılmasını istemiyoruz. Kaybedecek bir yetmiş-yüz yıla daha geçit vermeyeceğiz. Kesilecek her bir ağacın yetişmesinin on yılları bulacağını unutmamalıyız. Biliyoruz ki, bütün dünya bugün kuraklık ve erozyonla mücadele ederken, bizim orman arazilerimizin patronların karı için yok edilmesi ileride telafisi mümkün olmayan yıkıcı sorunlara neden olacaktır. Bu nedenle bütün yetkilileri acilen göreve çağırıyorum. Çünkü kaybedecek tek bir yılın olmayacağını ve bu kapitalist yıkım dayatmasına karşı direneceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
İmza Kampanyası
Kaynak: Yeşil Direniş