Ana SayfaGüncelAlıntı10 Ekim Ankara Katliamı Davası'nın dördüncü tur duruşması: Neler yaşandı?

10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nın dördüncü tur duruşması: Neler yaşandı?

-

“Bu Mahkeme Sonucu Geciktirmek Üzere Kurulmuş ve Asıl Faillerin Burada Olmaması da Bunun En Açık Delili…”

Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemi olan 10 Ekim Ankara Garı Katliamı davasının görülmesine 10 ve 11 Temmuz tarihlerinde devam ediliyor. Duruşma Ankara Adliyesi’nde.

3. tur duruşmaların sonucunda ne olmuştu?

Savcının mütalaasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, oy birliğiyle tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, katılma taleplerinin kabulüne, yakalaması olan sanıkların infazının beklenmesine, ihmali olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturmanın akıbeti konusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme, daha önce istenmesine rağmen Gaziantep Emniyet Müdürlüğü tarafından kendilerinde mevcut bulunmadığı yönünde cevap gelen canlı bombalar Halil İbrahim Durgun, Yunus Durmaz ve Mehmet Kadir Cabael’in ölümlerine ilişkin otopsi raporlarının, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, Adana ve Gaziantep Adli Tıp kurumlarına müzekkere yazılarak istenmesine karar verdi.

Katliamın öncesi ve sonrasında istihbarat, emniyet ve sağlık görevlilerinin görevlerini yerine getirmedikleri yönündeki şikayetlere valilik soruşturma izni vermemişti. Polislere ilişkin mülkiye müfettişlerinin hazırladığı ön inceleme raporunda istihbarat yazılarına rağmen gerekli önlemlerin alınmadığı şüphesi nedeniyle emniyet yetkilileri hakkında soruşturma yapılması görüşü belirtilmiş olmasına rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçlarını Araştırma Bürosu, valiliğin kararına itiraz etmemişti.

Davadaki sanıkların 18’i tutuklu 17’si firari

Tutuklu sanıkların isimler şöyle: “İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez, Hakan Şahin, Yakup Şahin Yakup Karaoğlu, Metin Akaltın, Erman Ekici, Burak Ormanoğlu, Hacı Ali Durmaz Abdülmüttalip Demir, Talha Güneş ve Abdulhamid Boz, Suphi Alpfidan, Hatice Akaltın, Esin Durgun.” Davada firari sanıklar Sanıklar Ahmet Güneş, Bayram Yıldız, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Hasan Hüseyin Uğur, İlhami Balı, Kasım Dere, Muhammet Zana Alkan, Mustafa delibaşlar, Nusret Yılmaz, Ömer Deniz Dündar, Savaş Yıldız, Yakup Selağzı, Kenan Kutval, Walentina Slobodjanjuk ve Cebrail Kaya hakkında kırmızı bültenle arama talep edilmişti.

Canlı Akış

01:58 3. tur duruşmaların sonucunda ne olmuştu?

Savcının mütalaasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, oy birliğiyle tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, katılma taleplerinin kabulüne, yakalaması olan sanıkların infazının beklenmesine, ihmali olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturmanın akıbeti konusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme, daha önce istenmesine rağmen Gaziantep Emniyet Müdürlüğü tarafından kendilerinde mevcut bulunmadığı yönünde cevap gelen canlı bombalar Halil İbrahim Durgun, Yunus Durmaz ve Mehmet Kadir Cabael’in ölümlerine ilişkin otopsi raporlarının, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, Adana ve Gaziantep Adli Tıp kurumlarına müzekkere yazılarak istenmesine karar verdi.

01:58

Katliamın öncesi ve sonrasında istihbarat, emniyet ve sağlık görevlilerinin görevlerini yerine getirmedikleri yönündeki şikayetlere valilik soruşturma izni vermemişti. Polislere ilişkin mülkiye müfettişlerinin hazırladığı ön inceleme raporunda istihbarat yazılarına rağmen gerekli önlemlerin alınmadığı şüphesi nedeniyle emniyet yetkilileri hakkında soruşturma yapılması görüşü belirtilmiş olmasına rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçlarını Araştırma Bürosu, valiliğin kararına itiraz etmemişti.

01:59 Davadaki sanıkların 18’i tutuklu 17’si firari

Davadaki sanıkların 18’i tutuklu 17’si firari. Tutuklu sanıkların isimler şöyle: “İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez, Hakan Şahin, Yakup Şahin Yakup Karaoğlu, Metin Akaltın, Erman Ekici, Burak Ormanoğlu, Hacı Ali Durmaz Abdülmüttalip Demir, Talha Güneş ve Abdulhamid Boz, Suphi Alpfidan, Hatice Akaltın, Esin Durgun.” Davada firari sanıklar Sanıklar Ahmet Güneş, Bayram Yıldız, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Hasan Hüseyin Uğur, İlhami Balı, Kasım Dere, Muhammet Zana Alkan, Mustafa delibaşlar, Nusret Yılmaz, Ömer Deniz Dündar, Savaş Yıldız, Yakup Selağzı, Kenan Kutval, Walentina Slobodjanjuk ve Cebrail Kaya hakkında kırmızı bültenle arama talep edilmişti.

11:51

12.10: Duruşmaya saat 14.00’a kadar ara verildi.

12.10: Sanıklar müşteki avukatlarına sözlü saldırıda bulundu. Sanık Resul Demir avukatlara su şişesi fırlattı.

12.08: SEGBİS ile alınan ifade bitti. Duruşmaya 10 Ekim günü canlı bombaları taşıyan taksicilerin tanıklıkları ile devam edilecek.

12.05: Duruşma savcısı tanık Cuma Dabanıyassı için suç duyurusunda bulunulmasını mütalaa etti. Mahkeme tanığın mevcut dosyaları incelendikten sonra değerlendirilmesine karar verdi.

12.00: Müşteki avukatları tanığın 10 Ekim Katliamı ile bağlantılı olması dolayısıyla hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

11.50: Av. Ahmet Özdel tanığa sorular yöneltiyor.

11.45: Müştekiler Vekili Av. Ahmet Özdel SEGBİS’le tanık ifadesi alınmasına karşı itirazları sunuyor.

11.35: Müşteki ifadeleri bitti. Duruşmaya tanık beyanları ile devam edilecek. Sanıklarla bağlantılı olan Cuma Dabanıyassı SEGBİS ile bağlanacak.

11.15: Beyanı alınmayan müştekilerin beyanları ile duruşmaya başlandı.

14:14

Canlı bombaların bindikleri taksilerin şoförlerinin dinlenmesi ile duruşma devam edecek. Şoförlerden Nihat Özdemir’in ifadesi ile başlanacak.

14:18 Tanık Nihat Özdemir

“Sanık, aracıma müşteri olarak bindi.

Hacettepe’ye hasta olarak geldiğini, Gölbaşı’nda bir arkadaşına gideceğini söyledi. Arkadaşımla buluşacağım dedi. Öğrenciyim dedi. Sohbet ettik. Otelde kaldığını konuşmadık, arkadaşında kaldığını söyledi.Gölbaşı’nda üst geçidin altında indi. Ben bıraktıktan sonra devam ettim. Yol yaklaşık 20 dk sürdü. 6:20’de bıraktım. Köprünün altında bekleyen başka kimseyi görmedim.”

[Mahkeme başkanı, sanık buradakilerin arasında var mı diye sordu]

[Yok diye cevap verdi]

[Tanığa sanıkların fotoğrafları gösteriliyor.]

Tanık, bir fotoğrafı aracına aldığı kişiye benzetti.

Tanık fotoğraflardan Hakan Şahin’e benzetti. Mahkeme başkanı duruşma salonunda Mehmeddin Baraç’ın ayağa kalkmasını istedi. Aracına aldığın şahıs bu muydu diye tanığa sordu. Tanık değildi dedi. Tutanağa geçirildi.

Müşteki Avukatı Murat Gündüz tanığa sorularını soruyor.

Av. taksici tanığa güzergahla ilgili sorular soruyor.

Gar meydanından da geçilmiş. Tanık, Gölbaşı’na giden güzergahta hiç polis kontrolüne rastlamadığını ifade etti.

14:41 Tanık Nihat Azer

Patlamanın olduğu gün aracıma 2 kişi bindi. Meclis kavşağından Atatürk Bulvarı’na dönünce aldım. Biri arkama, biri yanıma oturdu. Yanlarında çanta vs yoktu. Her iki saldırgan da mont giymişti. Önce Sıhhiye köprüsüne gitmek istediler, orası kapalı dedim. O zaman tren garına gidelim dediler.

Tandoğan istikametinden giderken tren garına gelmeden indiler. Polislerin beklediği yerde içeri girmek için ısrar ettiler, polisler almaz dedim, bunun üzerine inip geçtiler. Yaklaşk 250 metre mesafede indiler. Mitinge gidiyoruz dediler. İkisi arasında herhangi bir konuşma olmadı. Arkadaki şahısın hiç sesini duymadım (mahkeme başkanı arkadaki kişinin Türkçe bilip bilmediğini sordu, onun üzerine)

Patlamayı duydum. Benzinlikte gaz almaya gittim, o esnada patlama oldu. Bıraktıktan yaklaşık 10 dk sonra oldu. Montları paraşüt monttu. Ücreti yanımda oturan kişi ödedi.

Polis noktasına gelmeden, tren garına sağa dönüşte indirdim. Polis noktası 30 metre ilerideydi. Kalabalıktı, polisler de vardı.

14:43 Tanığa, sanıkların fotoğrafları gösteriliyor.

14:47 Av. Murat Kemal Gündüz – Tanık Nihat Azer’e sorular soruyor

Av.: Akay Kavşağına girmeyip Çankaya’ya girdiniz değil mi?

T: Evet.

Av: Yanlarında iki kişi vardı değil mi?
T: Evet

Av: Sıhhıye kapalı diye duyunca gar önerisini onlar mı söyledi, siz mi önerdiniz?
T: Onlar söyledi.
Av: Emin misiniz?
T: Geçmiş zaman, emin değilim.

Av: Bu güzergahta polis araması, polis noktası vs gördünüz mü?
T: Hiç görmedim.

Av: Sanıklar, mitingte polislerin olduğu noktaya girmek istediklerine siz oraya sokmazlar dediniz, doğru mu?
T: Evet doğru. Orası kapalıdır, araç sokmazlar diye girmek istemedim

Av: Yani orası bir arama noktası vs değildi, sadece yolu araç trafiğine kapatmak için bir nokta mıydı?
T: Evet öyleydi.

14:56 Tanık Mert Taşkın

Taksi şoförüyüm. Etlik Taksi Durağı’nda çalışıyorum. Patlamanın olduğu gün aracıma iki kişi aldım. Balgat mevkiinden Kızılay’a getirdim. Yol kenarından bindiler. İkisi de arkaya oturdular. Sohbet etmedik. Biri adres tarif etti. Kızılay’a gideceğiz, yol üzerinden de arkadaşımızı alacağız dedi.
Meclis kavşağını geçtikten sonra indiler. Uzun ve zayıf olan konuştu. Yol boyunca kendi aralarında konuşmadılar. Birinin yanında sırt çantası vardı. Birinin üzerinde eşofman vardı. Birinde kapüşonlu bir şey vardı.

Kızılay’a varınca indiler.

Mahkeme başkanı: Başka bir taksiye binmişler, gördün mü?

Tanık: Görmedim.

Kızılay’a gidene kadar yolda polis kontrolü vs yoktu.

[Tanığa fotoğraflar gösteriliyor]
[Bir sanığı anımsadığını, ancak emin olmadığını söyledi]
[Tanık, uzun ve zayıf dediği sanığı fotoğraftan teşhis etti]

15:00 Av. Murat Kemal Gündüz : Tanık Mert Taşkın’a soru soruyor

Av: Aldığınız yer işlek bir sokak mı?

Tanık: Hayır

Av: Polis sizi nereden teşhis etti?

Tanık: Kamera kayıtlarından

Avukat güzergahla ilgili sorular soruyor.

Tanık: arkadaşımızı alacağız dedikleri için yolun sağından devam ettim. Çankaya tarafına doğru dönünce bir paniklediler. Biz burada inelim dediler.
Tanık: Kısa olanda sırt çantası vardı.
Av: Herhangi bir çevirme, durdurma, polis noktasına rastladınız mı?
Tanık: Herhangi bir polis noktasına rastlamadım.

15:05 Mahkeme Başkanı

[Yazılan müzekkerelere gelen cevaplar tutanağa geçiriliyor. ]

15:40 Duruşmaya saat 16:15’e kadar ara verildi.

16:34 Verilen aranın ardından duruşma devam ediyor.

16:34

Mahkeme başkanı, “Sanıklardan Yakup Şahin’in rahatsızlığı nedeniyle yarınki duruşmaya katılamayacağını bildirerek dilekçe verdiğini” tutanaklara geçirdi.

16:52 Av. Sevinç Hocaoğulları

Katliamda ağır yaralanarak 20 ay tedavinin ardından hayatını yitiren Mustafa Budak ve yitirdiğimiz canlarımızı anarak başlamak istiyorum.

Kısaca bazı değerlendirmelerde bulunacağız.

Önce, kayıtlara girmesi açısından 2 şeyi söylemek istiyoruz.

Yargılama başladığından beri, Alman bir meslektaşımızın adliye binasına girip girmemesi tartışma konusu oldu. 3 celse duruşmayı izleyen meslektaşımız adliye binasına dahi sokulmadı. Bunun duruşmanın aleniyetine gölge düşürdüğünü düşünüyoruz.

Duruşma salonunun girişinde kimlik kontrolü yapıyor. Bu yargılamayı da geciktiren bir şey. Her gün defalarca girdiğimiz kapılarda kimlik göstermekten yorulduk.

Şubat ayındaki yargılamalarda kendilerini ifade eden müştekiler, bu katliamda sorumluluğu olan siyasetçiler, yöneticilerin de yargılanmasın gerektiğini düşünüyorlar ve defalarca bunu ifade ettik. Antep’ten başlayarak yol verilen bir katliam örgütlenmesinin, Ankara’da gerçekleştirdiği bir patlama bu. Osman Turan Bozacı’nın ifadesinde, oğlunun şikayetini dillendirirken dediği gibi; “gerçekten adaletin gerçekleşmesine katkı sunacaksak eğer, cübbelerimizden kurtulup, sokaktaki insanların bu adalete neden güvenmediklerine kulak vermemiz gerekiyor”.

Bu katliam göre göre gerçekleşti. Kurumların örgütlenmelerine izin verdiği ölçüde teşkilatlandılar. Dosyaya gelen iddianamelerden biri Talha Güneş ve Abdülmuttaip Demir’in yargılanmasına yönelik açılan davaya yönelik iddianame.

Sanık Talha Güneş ve Abdülmuttalip Demir, pasaportları olmasa da Suriye’ye geçtiklerini ifade etmişlerdi. İddianame geldikten sonra ekleriyle birlikte, gelen dosyalarda beyanda bulunan Murat Dayan, Suriye’ye birçok kez illegal yollarla giriş çıkış yaptığını ifade ediyor. Bu ifadede, “DEAŞ savaçıları, Antep, Kilis ve Urfa’dan geçmek suretiyle bölgelere ulaşırlar” diye bir ibare var. Bu bağlantılı dosyalarda sürekli karşımıza çıkan, El Nusra, Ahrar-ul Şam, ÖSO, İHH gibi örgütlerin isimleri geçiliyor. Her ne kadar siz bunların dosyamızla ilgili omadığını düşünseniz de sürekli bu isimler geçiyor. Bu sanıklar neden bu isimleri sayıyor? İktidarın onay ve destek verdiği örgütlerle ilişkili olduklarını ifade ederlerse, kendilerine bir muafiyet tanınacağını düşünüyorlar. Bu örgütler sınır ve Antep örgütlenmesine ilişkin veri veriyor. Ben IŞİD’ciyim diyen Hacı Ali Durmaz dışında, bu örgütlere tutunarak bir şey yapmaya çalışıyorlar. “Ben ekmek yapmaya gittim”, “yardım dağıtmaya gittim” vs.

Az önce dinlenen tanıklar ve gelen belgelere baktığımızda, aslında bizim davamızda da farklı bir şey olmamış. Mahkemeye “Müştekilerden bu dosyaları gizleyemezsiniz” dediğimizde, bu dikkate alınmadı. Az önce 3 taksici dinledik. Bunları dinlediğimizde toplanması gereken bilgilerin toplanmadığını görüyoruz. Hakan Şahin’i indirdiğini söylüyor örneğin. Biz bu MOBESE kayıtlarına dosyamızda ulaşamadık. Bu veriler bizden hukuki olmayan bir yolla gizlenirken, bu dosyaya HTS analizleri gelmiş. Biz dosyaları aldığımızda gördük ki, daha yapışmış zarfları içinde duruyor bu kayıtlar. Yani, incelenmemiş. Katliamla ilişkisi olduğu görülen sanıkların kayıtlarına bakılmamış. Dosyaya eklenmemiş. Daha sonra bu kayıtlarla ilgili beyanlarımız da olacak.

Soruşturma aşamasında bu analizler yapılıp, dosyaya ve iddianameye eklenebilirdi.

Hakan Şahin Ankara’ya sadece hastane için geldiğini söylüyor. Hakan Şahin’in HTS kayıtlarından ne kadar gezip turladıklarını göstereceğiz.

Taksiciye “Arkadaşımızı alacağız” diyen sanıkların, nasıl paniklediklerini anlatacağız.

Antep’te olduğu gibi Ankara’da bu katliama nasıl izin verildiğini, taksicilerin ifadelerinden anlıyoruz. Bir miting gününde 40 km güzergahta, ihbarlar varken, bir kez bile durdurulmamış olmalarından da bunu anlıyoruz.

Hem örgüt üyeliği hem de katliamla suçlanan tanıkların, bu katliamla ilişkilerini ortaya çıkartılması gerektiğini düşünüyoruz.

17:02 Av. Özcan Karakoç

Dijital materyaller önemli. Bunda telefonlar, bilgisayar, flash disk, harddisk gibi kayıtlar var.

Sanıkların evlerinde, iş yerlerinde, üzerlerinde çıktı.

Bunların içinde rehber kayıtları vardı. Fotoğraflar ve videolar vardı. İddianameye bunların çok azı temsilen eklenmiş durumda. Örneğin düğün fotoğrafı denmiş, aile meclisiyle fotoğraflar denmiş, 10 fotoğraf konmuş ama binlerce fotoğraf var aslında.

10 bin fotoğraf konulmuş cd’ye, 9000 tanesi açılamıyor.

Whatsapp konuşmaları, telegram konuşmaları olmalı.

Bilirkişiler, birçok veriyi incelememiş. Demiş ki, şarjı yok, adaptörü yok, bilgisayar kırılmış, pin kodu yok, açılmıyor gib bahaneler öne sürülmüş. Kırık bilgisayar incelenemez diye bir şey yok, harddiski incelenebilir.

Davanın ağırlığının önemsenmediğini, bilirkişilerin gereğini yapmadığını düşünüyoruz.

Esin’in Hatice Akaltın’ın kıyafetleriyle fotoğrafları var.

IŞİD propagandası yapılan web sitelerine girilmiş, eğitim dökümanlarına girilmiş, videolar gönderilmiş, videoların çoğu açılmıyor.

Burada maddi gerçeği yakalamak zorundayız. Bu sadece katılan tarafından acısını dindirmek değil. İçlerinde masum olan varsa onları bırakmak da mahkemenin görevi.

Biz büyük bir ihtimamla bilirkişi heyeti kuruyoruz. Ancak bilirkişilerimiz kendilerinden beklenen verileri sağlayamıyorlar.

Bilirkişiden istediğimiz şu, mesela 100 ceset gönderdiysek ve incelenmesini istiyorsak, bunların birini kesip incelemek olmaz. Dijital verilerde de durum aynı. Yüzeysel bir inceleme yapmak yeterli değil. 100’lerce video var. Silinen dosyalar diye geri getirmedikleri dosyalar var. Belki onlar görünen silahlı resimlerden daha önemli bağlantılar sunar.

17:09 Av. İlke Işık

Bilirkişiler tarafından dijital materyaller ve sanık fotoğrafları incelendi. Ancak rapor çok yetersiz. Sanıkların inkar ettiği hücreevi, depo, kendileri oldukları çok belli olan görüntüler var. Bunlara dair kapsamlı bir inceleme yapılarak karşılaştırmalı. Bilirkişiler bunları yapmamışlar. Sanıklar da eksik. Hepsine dair bir değerlendirme de yok.

Bilirkişilerin ciddi bir rapor hazırlaması yönünde uyarılmaları yönünde bir ara karar verilmesini talep ediyoruz.

Soruşturma 8 ay devam etti. Bir iddianame hazırlayıp savcı mahkemenize gönderdi. Savcılığın yapmadığı işleri günlerce sayabiliriz. Delilleri karartmaya varan ciddi bir savcılık süreci var.

Tutuklanan sanıkların bir kısmı mahkemede tutuklandı. Savcılık aşamasında çoğu serbest bırakılmıştır.

Savcılıktan gelen iddianamede isimleri ortaya çıkartılmamış, X-Y olarak işaretlenmiş çok sayıda zanlı var. Bunlar depoların önünde fotoğrafı olan, buralara girebilen, katliam – IŞİD örgütlenmesinde karar verebilecek kişiler var. Herhangi bir kişiden değil, katliamın planlandığı hücre evlerinden bahsediyoruz. Bunların hala tespit edilemiyor olması kabul edilebilir bir şey değil. Kim bunlar, neredeler, belki de bu dosyanın planlayıcıları. Belki de başka dosyalarda da x ve y olarak tanımlandılar. Ama bunlar hala dışarıda geziyor ve yeni katliamların planlayıcıları olabilirler. Bu görüntülerin teşhise olanak sağlayacak şekilde netleştirilmesini istiyoruz. Daha sonra da EGM’de bulunan yüz tanıma sistemine gönderilmesi ve bu sistemden faydalanılarak teşhis yapılmasını istiyoruz. Yüz tanıma sistemi bu ülkede kullanılıyor. 15 temmuz darbe girişiminden sonra, darbe girişimine karışan askerlerin tespitleri için kullanıldı. Bu şekilde, sistemin bu dava için de kullanılmasını istiyoruz.

17:29 Av. Senem Doğanoğlu

Minnesota Protokolü’nü referans alarak, devletin dahil olduğu bir öldürme eyleminde, ufak bir şüphe olsa bile bu protokol uygulanmalıdır. Soruşturma standartları böyle olmalıdır.

Kimliği belirlenemeyen, 102 nolu cesetten bahsetmek istiyorum. İntihar bombacısı, iddianamede söylenen bu. Otopsi tutanağı var elimizde. Robot resim çizdirdi Yakup Şahin. Nizip’ten teslim aldığını söyledi. Bu bilgiler ancak dava açıldıktan sonra bize gösterildi.

Bir beyaz ayakkabıya dayandırılıyor bombacının bulunması. Nerede bu beyaz ayakkabı?

Minnesota protokolüne göre, ceset, giysilerinden arındırılarak otopsi masasına getiriliyorsa, delil zinciri bozulmuştur.

İntihar bombacısının, parmak izi alınmıyor, ayak izi alınmıyor. Ama ayakkabıya dayandırılıyor.

DNA analizi yapılmıyor. İnterpole yollanıyor. İnterpol bulunmadı diyor ve dosyaya böyle geçiyor.

10 Ekim’de bunlar garın önüne nasıl geldi? Emniyet Antep’ten buraya gelişi tarifleyebildi mi? Hayır.

[Suriye’den gelen sanıkları sayıyor]
“Bunlar nasıl Türkiye’ye geldi?”

Adıyaman – Antep hattının ne olduğuna dair tek bir soru sormuyor. Kimliği belirlenmeyen intihar bombacısına dair sorular sorulmuyor. Otopsinin fotoğraf kaydı yok. Nasıl ve neden öldü sorusuna cevap vermiyor otopsi raporu, vermek zorunda.

Yunus Emre Alagöz’ün otopsi sonucunda da oradaki doku parçaları dışında bu dosyada başka bir nesnelleştirilmesi yok.

Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı, bizde bu dosyadan başka bir şey dedikten sonra, Esin Durgun’un sansasyonel ifadesinden sonra [Yüzünün parçalanmadığını gördüm], ölü muayene görüntülerini gönderdi. Mutlaka sansasyonel ifadelerin mi geçmesi gerekiyor dosyaya bilgilerin gelmesi için?

İntihar yeleği giymesi suretiyle kendisini patlattığına dair otopsi raporu bir şey ifade ediyor. Çatışma var deniyor. Onunla ilgili veriler yok.

Antep Düğün Katliamının örgütleyicisi Kadir Cebair, bizim dosyamızda da ismi var, Halil İbrahim Durgun gibi, onun da nasıl öldüğü/öldürüldüğü şüpheli.

Soruşturmanın gereği gibi yürütülmediği, belgelerin usüle uygun toplanmadığı, Minnesota Protokolü’ne uygun davranılmadığı, parmak izi ve ayak izi örnekleri alındıysa bunların Interpol sisteminden sorulması, Yunus Emre Alagöz açısından da Gaziantep-Adıyaman hattı ve bunun 10 Ekim katliamını nasıl mümkün kıldığıyla ilgili çalışmaların yapılması gerekiyor.

17:33 Av. Senem Doğanoğlu

Soruşturmanın gereği gibi yürütülmediğine, belgelerin usule uygun toplanmadığına, Minnesota Protokolü’ne uygun davranılmadığına, parmak izi ve ayak izi örnekleri alındıysa bunların interpol sisteminden sorulmasının gerekliliğine, Yunus Emre Alagöz açısından da Gaziantep-Adıyaman hattı ve bunun 10 Ekim katlamını nasıl mümkün kıldığıyla ilgili çalışmaların yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

17:40 Av. Sevinç Hocaoğulları

Sanıkların UYAP kayıtları hala bize gelmedi. 4 Mayısta buna karar verilmiş olmasına rağmen geciktiriliyor.
Güçlük çıkartılmakta ve ciddiyetsiz çalışma devam etmektedir.
Sanıklar hakkında açılan davalar, devam eden davalar ve geçmiş de olsa davaların kayıtlarına ulaşmak istiyoruz.
Sanıklardan 5’i hakkında 10 Ekim öncesi dinleme kararı var. Yunus Emre Alagöz hakkında dinleme kararı olmasına rağmen, nasıl buraya gelip bu katliamı gerçekleştirdiği bilinmiyor.
BTK’dan Yunus Emre Durmaz ve Yunus Alagöz hakkında kayıt olup olmadığına dair müzekkere yazılmasını talep ediyoruz. Yalnızca 5 kişi için değil, tüm sanıklar için müzekkere yazılmasını istiyoruz.

Geçen celsede talep edilen ve gelen dava dosyalarından birçok bilgi edindik. Antep IŞİD yargılamalarının 2012 itibariyle fiziki takip olan tüm dosyalarının getirilmesini istiyoruz.

17:52 Av. Ahmet Özden

Tanıkların mahkeme huzurunda dinlenmesi gerekmektedir. Antep’te yaşayan bir tanığın Ankara’ya getirilip dinlenmesi önemlidir. Mecbur kalınmadan Segbis’e başvurulması maddi gerçeklere giden yolu tıkamaktadır. Sanık ve tanıklar yüzyüze getirilmelidir. Bu tanıklar IŞİD dosyaları için çok önemli şahıslardır.

17:47 Av. Eylem Sarıoğlu

Maddi gerçeğin açığa çıkarılması, kovuşturmanın derinleştirilmesi gerekmektedir.

Tanık ifadelerinin reddi söz konusuydu. Sanık Resul Demir’in eşi Ceren Demir’in Antep’te talimatla ifadesi alındı. Fakat Esin Durgun’un beyanları Ceren’in çok önemli olduğunu gösteriyor. Ceren Demir tanıklıktan çekilmek için talepte bulunmuştur. Amaç maddi gerçeğin açığa çıkarılması iken bu kişinin çekilme hakkı, tek başına Resul Demir ile ilgili olmaması, örgüt içi bilgiler ve bağlantılarla ilgili olduğundan, tanıklığının dinlenilmesini talep ediyoruz.

Mahmut Alyan, canlı bombaların 9 Ekim’e kadar kaldıkları sitenin yöneticisi. Evden çıkmadan kameraların değiştirilmesi, 155’in aranması, evlerden aniden bavullarla ayrılması gibi gizemli bilgiler bulunuyor. Hücreevine, depolara giren çıkan kişilerin teşhişleri için tanıklığı önemli.

Hülya Demir’in evine gidilmesi ve kullanılan araçların hangi örgüt işlerinde kullanıldığının sorulması önemli.

Deniz Duman, Mehmet Korkmaz, Ceren Demir, Hülya Demir, Mahmut Alyan’ın dinlenmesini talep ediyoruz. İfadelerin Segbis üzerinden değil, huzurda ifade verilmesini talep ediyoruz.

18:05 Duruşmaya yarın (11 Temmuz) saat 10:00’a kadar ara verildi.

Alıntı: İnadına Haber

SON YAZILAR

Düzce Üniversitesi’nde soruşturma mobbing uygulayana değil, şikayet edene açıldı

Düzce Üniversitesi Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde akademik ve idari personele mobbing uygulayan dekan vekili Ayfer Gedikli, üniversite yönetimine çok sayıda delille şikayet edilmesine rağmen...

Görünmezliğin ötesinde: Büyük doğu Japonya afeti ve Kuzeydoğu Japonya’da LGBT’ler

11 Mart 2011'deki Büyük Doğu Japonya Afeti, birçok insanın ölümüne neden oldu. Çok sayıda mülke zarara verdi ve bir o kadar da topluluğu yerinden etti....

“çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler” sergisi yeniden kapılarını açıyor

17 Mayıs Derneği'nin İklim Çalışmaları programı kapsamında, 12 Ocak 2023 Perşembe günü saat 19:00’da "çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler" isimli sergisi yeniden kapılarını açıyor! 28-29 Ekim 2022 tarihlerinde, çeşitli...

Kadın Hakemler ve Ayrımcılık Üzerine

Kadınlar hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da birçok ayrımcılığa uğruyor. Bazı mesleklerin kadınlar tarafından yapılamayacağı inancından, eşit ücret alamamaya kadar birçok ayrımcılık, günümüzde...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol