Pembe Hayat KuirFest programında bugün, Fransız yönetmen ve küratör Marie Losier’nin filmlerinden oluşan bir seçkiyi ağırlıyor. Festivalin değişmeyen bölümlerinden “Gökkuşağının Altında” ve “Kuir Belgeseller”den filmlerin yanı sıra; arşiv ve bellek arasındaki ilişkiyi “lubunlaştıran” “arşiv-i lubun” seçkisi ve festival kapsamındaki ikinci gösterimini yapacak olan Paris Yanıyor (Paris is Burning, 1990) da izleyicileri filmler arasında seçim yapmakta zorlayacak gibi görünüyor. Ayrıca festival bugün, “Kuir Diziler” bölümüyle, son zamanlarda LGBTİ karakterlere ve hikâyelerine ev sahipliği yapan en önemli bağımsız dijital mecralardan biri haline gelen internet dizilerine yakından bakacak.
Pembe Hayat KuirFest, 19 Ocak Perşembe gününe kadar Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Haymatlos Mekân’da, 26-28 Ocak tarihleri arasında da İstanbul’da takip edilebilir.
Marie’nin İlham Perileri
Fransız yönetmen ve küratör Marie Losier, filmlerinden oluşan iki seçkiyle 6. Pembe Hayat KuirFest’in konuğu olacak. Festivalde bugün “Marie’nin İlham Perileri” adını taşıyan seçki izleyicilerle buluşacak. Seçkide, Losier’nin Richard Foreman, Guy Maddin, Tony Conrad, George Kuchar, Alan Vega gibi öncü avangart yönetmenlerin coşku dolu portrelerini, kendi avangart tarzıyla birleştirerek filme aldığı yapımlar yer alıyor. Marie Losier’nin fantastik, oyuncaklı, şamatalı ve heyecan verici filmlerini kaçırmayın!
Gökkuşağının Altında
“Gökkuşağının Altında” bölümünde, prömiyerini 72. Venedik Film Festivali’nde gerçekleştiren Arianna (2015) ve Almanya yapımı Henüz Bitmedi (Nichts ist erledigt, 2016) gösterilecek.
Arianna, 19 yaşındaki interseks bir bireyin kendini ve bedenini keşfetme hikâyesine odaklanıyor. Henüz regl olmamış ve bedeni yaşıtlarınınki gibi gelişmemiş olan Arianna hormon tedavisi görmektedir. Ailesiyle, en son üç yaşında gittiği göl kıyısındaki evlerine yaptığı ziyaret çok eski anıları canlandıracak, Arianna’nın bedeni ve cinselliğiyle yeniden tanışmasına vesile olacaktır.
Henüz Bitmedi, kurumsal feministlerce düzenlenen ve yeni üreme teknolojilerinin sağladığı “özgürlükleri” anlatan bir konferansı konu alıyor. Katılımcıların çoğunun üst sınıftan olduğu konferans sırasında vestiyerde çalışan üç kadının konuyla ilgili tartışmalarını merkeze alan film, güçlü ve çok boyutlu kadın karakterleriyle dikkat çekiyor.
Kuir Belgeseller
Prömiyerini 66. Berlinale’de gerçekleştiren ve Panorama bölümünde İzleyici Ödülü’nün sahibi olan Şimdi Kim Sevecek Beni? (Mi Yohav Otti Akhshav?, 2016) bugün ilk kez KuirFest takipçileriyle buluşacak. Saar, 20 yıl önce eşcinsel olduğunu açıklamış ve İsrail’de ailesiyle birlikte dâhil olduğu kibutzun kurallarına karşı geldiği gerekçesiyle sürülmüştür. Hayatı boyunca hiçbir beklentisini karşılayamamış olduğu ailesi için artık Saar diye biri yoktur. Bunun üzerine Saar, kimliğini özgürce yaşamak üzere Londra’ya taşınır. Üç yıllık ilişkisinin ardından seks ve uyuşturucunun dibine vuran ve kendisine HIV teşhisi konulan Saar, hayatını gözden geçirmeye karar verir. Artık ailesinin yerine geçmiş olan Londra Eşcinsel Erkekler Korosu’ndaki arkadaşlarının sıcak desteğiyle İsrail’deki ailesiyle barışmak üzere bir yolculuğa çıkar. Barak ve Tomer Heymann kardeşlerin çekimleri yıllar süren filmi, affetmenin gücünü içten, dürüst ve hassas bir yaklaşımla ele alıyor.
KuirFest’teki ilk gösteriminde büyük beğeni toplayan Ne Yaptı? (What He Did, 2015) bir kez daha KuirFest izleyicisinin karşısına çıkacak. Jens Michael Schau, çok satan kitaplara imza atmış meşhur bir yazar olan 13 yıllık hayat arkadaşını bir kıskançlık krizi sırasında katleder. Cezasını tamamladığı ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden 7 yıl sonra çıktığında bir karar vermiştir: Kendini ömür boyu yalnızlığa mahkûm edecektir. Jonas Poher Rasmussen’in yönetmenliğini üstlendiği film, DokFilm, Hot Docs ve Queer Lisboa gibi festivallerde gösterilen film, Selânik Belgesel Film Festivali’nde FIPRESCI ödülünün sahibi oldu.
Kuir Diziler
Programda özel bir ilgiyi hak eden ‘Kuir Diziler’ kapsamında iki ezber bozan yapım yer alıyor. İlki, Florence Gagnon ve Chloé Robichaud tarafından hayata geçirilen Kadın/Kadına (Féminin/Féminin, 2014) bugün KuirFest seyircisiyle buluşacak. Kadın/Kadına çeşitli yaşlardan lezbiyen, biseksüel, heteroseksüel altı arkadaşın hayatına odaklanan bir komedi dizisi. Her bölümde, Montreal’de yaşayan bu altı kadından birinin hikâyesini merkeze alan dizi, mizahi olduğu kadar dokunaklı ânlarıyla da kurmaca ve gerçeğin sınırlarında dolaşan bir yapım.
qÜLT
Festivalin en sevilen bölümlerinden ‘qÜLT’ kapsamında bugün, 25. yılı için hazırlanan kopyasıyla Paris Yanıyor (Paris is Burning, 1990) bir kez daha KuirFest izleyicisiyle buluşacak. 1980’lerin New York’undaki kuir alt kültürünün ikonik bir parçası olan drag baloları üzerinden bir dönemin kaydını tutan film, arzuların gösterişli dünyasını ekonomik ve politik gerçeklerle birlikte ele alan güçlü söylemiyle de özel bir yere sahip. Film, 1991’de Berlin Film Festivali Teddy Ödülü ve Sundance Film Festivali Belgesel Büyük Jüri Ödülü’nün de aralarında bulunduğu çok sayıda ödüle lâyık görüldü.
arşiv-i lubun
Büyük tarih anlatılarına alternatif tarihsellikler yaratma mücadelesi veren bütün egemen olmayanlar gibi lubunyalar da arşivlerin neyi içerdikleri kadar neleri dışarıda bıraktıklarına odaklanıyor. 8 mm ev filmlerinden, tanıdık olduğumuz film sahnelerine sesini ekleyip kendi tarihlerinin peşine düşenlerden, farklı türden arşiv materyalini kolajlayıp yepyeni bir anlatı oluşturan, arşivin kendisini lubunyalaştıran farklı filmlere yer veren ‘arşiv-i lubun’ seçkisi hatırla(t)ma ve unut(tur)ma politikalarına da lubunca bir yanıt arıyor. Seçkinin gösteriminin ardından Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nden Buse Kılıçkaya ve Gani Met ile bir söyleşi gerçekleştirilecek.