Psilosibin, çeşitli mantarlarda bulunan ve bu mantarların halüsinojen etki yapmasını sağlayan bir maddedir. Yapılan son araştırmalara göre; bilim insanları, psilosibinin aslında beynin kısa ve uzun vadeli fonksiyonlarını değiştirebileceğini ve beyinde yeni hücre oluşumlarını tetikleyebileceğini keşfetti. Bu da, bazı anti depresan etkilerini ve psilosibin kullanımı ile meydana gelen kalıcı kişilik değişikliklerini açıklıyor.
Daha önemlisi; bu yeni araştırmanın sonucuna göre mantarların, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), Alzheimer hastalığı, depresyon ve madde bağımlılığının tedavisi ve önlemesinde faydaları olabilir.
Beckley Vakfı ve MAPS gibi organizasyonlar, yıllardır psikedelik maddelerden ilaç yapılmasıyla ilgili araştırmalara hız verilmesi için baskı yapıyorlardı. Söz konusu araştırma, psikedelik maddelerin beyin aktivitelerine nasıl etki ettiğine dair büyüleyici detaylar ortaya koyuyor. Örneğin, psilosibinin, beynin değişik bölgelerinin birbiriyle iletişimini değiştirdiği bulunmuş. Daha önceki araştırmalar maddenin, beynin bazı bölgelerinin çalışmasını engellediği veya azalttığı yönündeydi; ama aslında sadece geçici bir süre için beyin içindeki ilişkileri ve iletişimi değiştirip, yeniden yapılandırıyor olduğu ortaya çıktı. Hatta madde etkisiyle, normalde birbiriyle etkileşim halinde olmayan beyin kısımları, birbiriyle bağlantı yapıp iletişime girebiliyor.
Son yapılan çalışmanın eş yazarı Paul Expert‘in belirttiğine göre; psilosibin, deney katılımcılarının beyin organizasyonunu, ani ve belirgin bir biçimde yeniden yapılandırdı. Uyuşturucu ile, normalde bağlantısız beyin bölgeleri, birbiriyle eş zamanlı beyin aktivitileri gösterdi. Daha da ilginci, hiberbağlantılı iletişimin çok istikrarlı, organize ve doğada düzensiz olmadığı gözüküyor. Bazı psilosibin kullanıcılarının deneyimleri sinestezi olgusunu da açıklamaya yardımcı oluyor. Kullanıcılar sesleri görmek, belirli numaralara renkler atamak, kokuları görmek gibi deneyimlerinden bahsetti. Uyuşturucuyu yavaş yavaş azaltanlarda, beynin organizasyon yapısı normale döndü. Bu araştırma, yeniden beyni sararak veya davranış ve ruh hallerini değiştirerek manipüle ile depresyon ve madde bağımlılığı sorunlarının aşılmasında daha potansiyel gelişmeler sunabilir.
Florida Üniversitesi’nden Dr. Juan R. Sanchez-Ramos tarafından yönetilen araştırmada; fareler, beynin hasarlı bölgesindeki beyin hücreleri tekrar büyütebildi ve korkularının üstesinden gelmeyi öğrendiler. Görünüyor ki psilosibin, büyüme ve iyileştirmeyi harekete geçiren reseptörleri bağlıyor. Dr. Sanchez-Ramos, fareleri elektro şok ile bazı sesler ile ilişkilendirmek için eğitti. Bir defasında, psilosibin verilen farelerden biri, sesten korkmayı kesti ve öğretilen şartlı korku refleksinin üstünden geldi. Dr. Sanchez-Ramos, bulguların gelecekte TSSB’den muzdarip olanların tedavisinde potansiyel faydalar sunacağını düşünüyor.
Konu üzerinde daha fazla araştırma tamamlanması gerekiyorken, psilosibin her geçen gün umut vaat eden sonuçlar gösteriyor.
Son olarak; Dr. Sanchez-Ramos’un farelere elektro şok ile deney yapmasını kesinlikle onaylamıyorum. Çevirdiğim metinde anlam kopukluğu olmaması adına bu kısmı da eklemek durumunda kaldım.
Kaynak: Truth Theory