Ana SayfaGüncelSöyleşiDilek Neşe Açıker Söyleşisi/ Gözü Kara İnsanlar Olağanüstü Mucizeler

Dilek Neşe Açıker Söyleşisi/ Gözü Kara İnsanlar Olağanüstü Mucizeler

-

Dilek Neşe Açıker ile son romanı Yanardöner’in Sıradan Mucizesi odağında yapmış olduğum söyleşide bir hikayenin ezberlediğimiz hikaye aktarım biçiminin nasıl da dışına çıkarılıp, bozularak, kalıpları yok edip anlatımı sıradan olandan uzaklaştırıp nasıl da sıra dışı hale getirilebildiğini  konuştuk. Gözü kara insanlardan bahsettik. Gözü karalar listesinde kadınların çoğunlukta olduğu gerçeği bizi hiç şaşırtmadı. Aynı zamanda gözü kara insanların sıradan olayları mucizelere dönüştürebilme yeteneklerinin bir hikayeyi nasıl değiştirebileceği gerçeği en esaslı gerçek olarak karşımıza çıktı. Dilek Neşe Açıker ile yapmış olduğum söyleşi için buyurun lütfen. 

Aynur Kulak: Müzik sektörü, söz yazarlığı ve besteciliği, televizyonda metin yazarlığı ve proje yöneticiliği, spor yazarlığı… Edebiyatla olan temasınızın ilk ne zaman gerçekleştiğini merak ediyorum. Ve tabii tüm  bu uğraşlardan ve ilerlenen yollardan sonra edebiyatın bu denli merkeze gelmesi ve odağa yerleşmesini nasıl yorumlarsınız? 

Dilek Neşe Açıker: 16 yaşında evden ayrılıp arkadaşım Elif’in odadan bozma evine yerleştiğinde başladı benim yazma hikâyem. Daire küçücüktü ama ön cephesinde yerden tavana kadar yükselen – pencere demek haksızlık olur – camdan bir duvar vardı. Manzaranın büyük kısmını çam ağaçlarının koyu yeşili ve İstanbul Boğazı’nın eşsiz – o zaman binalarla bu denli boğulmamıştı – güzelliği oluşturuyordu. Gezip tozmayı sevmez, bütün gün cam duvarın önünde oturur yazmaya çabalardım. Aslına bakarsanız o günlerden bu yana hep yazdım ama paylaşacak cesareti bulmam geç oldu. Aklıma bununla alakalı güzel bir söz geldi. “Birini sanatçı yapan şey cürettir, yeteneği değil.” Julia Cameron’a ait bu söz içinde yaşadığımız çağı çok iyi ifade ediyor. Aslında ilk romanımı yazdığımda sene 2002 idi ve onu kimseye okutmadan çöpe attım. Sonraki birkaç denememin akıbeti de aynı oldu. Kendimle yarışım ve kavgam ebediyete kadar sürecek sanıyorum. Yayınlanan ilk kitabım ortak bir proje olmasa belki de bu maceraya hiçbir zaman cüret edemeyecektim. Yazdığım şarkıların da katkısı oldu diyebilirim. 

Aynur Kulak: Yeni romanınız Yanardöner’in Sıradan Mucizesi ile buluştuk. Denizin Hikâyesi (2014), Gündüz Kelebeği (2015) ve Şarkısı Güzel (2018). Aitlik hissinin odakta olduğu konuları odağa alan bir yazar olarak üç romandan sonra Yanardöner’in Sıradan Mucizesi’ni yazmaya sizi götüren yollar nasıl oluştu? Romanınızı yazarken nasıl bir süreç başlamıştı, ne tür değişimler olmuştu da siz Yanardöner’in Sıradan Mucizesi’ni yazmaya başlamıştınız? 

Dilek Neşe Açıker: Yazma tecrübemi ifade edebilecek kelimeler seçsem, bunlar; kargaşa, delilik, depresyon, sukutuhayal ve heyecan olurdu. Başından beri bir metodum olmadı. Denemedim değil. Her romanın başlangıcında notlar aldım, tablolar hazırladım, nihayetinde onlardan hiç faydalanmadım. Yazmaya başladığım anda dünyam, benliğim, alışkanlıklarım değişiveriyor.  İlk cümleden sonra kelimeler tarafından ele geçiriliyorum ve her seferinden kendimi tasarılarımın, hayallerimin dışında bir hikâye yazarken buluyorum. Sonunu bilmediğim bir macera gibi. Yol beni bir yerlere götürüyor. Zuhur eden bu yeni cümlelerin nerede saklandığı konusunda da bir fikrim yok. Sadece geliyorlar. Denizin Hikâyesi’nden bu yana elbette bazı değişiklikler oldu. Kendime olabildiğince saçmalama özgürlüğü verdim. Yazdıklarım üzerinde düşünmemeyi öğrendim. Düşünürsem mantık ararım ama bence bu benim için tamamen nafile bir çaba olur. Yanardöner’in Sıradan Mucizesi için benim özgürleşmeyi ve kendimi ait hissettiğim yeri bulmaya yaklaşmayı ifade ediyor. Yazarken ilk defa eğlendiğimi hissettim. Sadece geçici bir süre için bu benim. Bunda daha önce çalıştığım, benim için editörden çok bir öğretmen vazifesi gören Vildan Bizer’in katkısı büyüktür. Beynimin içinde keşfe çıkmayı ve bu yaparken hangi araçları kullanmam gerektiğini bana o öğretti. Bu vesileyle ona tekrar teşekkür etmek istiyorum. 

Aynur Kulak: Yanardöner’in Sıradan Mucizesi anlatımı, ifade biçimi, kurgusu, karakterleri ile hem diğer romanlarınızdan hem de klasik roman yapısından farklı bir yere konumluyor kendini. Anlatımda mecazın ön plana çıktığı, bu anlamda metaforun bolca kullanıldığı illüzyonlar silsilesinin içine giriyoruz.. Hayatta da olduğu gibi. Metaforun temelinde gizem yatar (bu da dolayısıyla gizemi çözmek için çeşitli illüzyonlar yaratır) sözünden de yola çıkarak; karakterlerin duygularını anlatırken seçtiğiniz mecaz tanımlardan tutalım da, mekânların mecaz tanımına ya da durumların metaforuna, olayların metaforuna varana kadar anlatmak istediğiniz hikâyeyi neden böyle bir yapıda anlatmayı tercih ettiniz? 

Dilek Neşe Açıker: Aslında bu bir tercih değildi. Kitabı bitiyorum dediğim yerde, yani sonlara doğru bir anda bir paragraf yazdım. Metnin o ana kadarki diliyle tamamen alakasız, eğlenceli ve muzip cümleler sıralanmaya başladı. Yakaladığım ya da beni yakalayan bu üslup kahkahalar atmamı sağladı. Çok mutlu olduğumu hissettim. Başa döndüm ve kitabı bu yeni dille baştan yazdım. Neredeyse her şeyin illüzyon olduğu bir kurguda böyle bir dile ihtiyaç varmış meğer. Yazarken belli bir bilinç ya da tasarıyla ilerlemiyorum ya da ilerleyemiyorum. Kendiliğinden olan şeyleri seviyorum ve sonuçtan hayli memnunum. Ortaya çıkan ve çılgınca diye tabir edilebileceğim metin herkesin okumaktan keyif alacağı bir metin mi,  bundan emin değilim, ama gizemler ve metaforlar dünyasında gezinmek en azından benim için heyecan vericiydi.

Aynur Kulak: Romanda sıradan insanların sıra dışı hikâyelerini okuyoruz aslında ve sıra dışı seçimlerini. Eski trapezci Nida, Nida’nın eski karısı bir tarihi eser kaçakçısı, yeni karısı Mora bir kukla yapımcısı; Mora’nın teyzesi bir kaçık ve en yakın arkadaşı Sedna ise Mora’nın kafasının içinde bir hayalet mi (hayalden ibaret mi) yoksa Mora’nın alter egosu mu, tartışılır. Belki de Mora ile Sedna arasında olanlar ve bunları düşünmemizi sağlayan hissiyat daha önemli. Sıradan insanları sıra dışı yapan, yaptıkları işlerden de bağımsız olarak okuyucuya geçirdikleri hissiyat olabilir mi? Hatta kitaba ismini verir şekilde yarattıkları mucizeler sıradan olsa bile onları sıradan kılmayan özellikleri var. Ne dersiniz? 

Dilek Neşe Açıker: Karakterleri sıra dışı yapan şeylerden biri gözü kara tipler olmaları. Hiçbirinin dilinin kemiği yok. Neticenin kötü olacağını bile bile sinir uçlarını kaşıyor, dünyayı tersine çeviriyor ve kötülüğün olağan olmayan, en bencil, en bireysel halini gözümüze sokuyorlar. Sedna ve Mora arasındaki simbiyotik ilişkide hayatın olağan akışındaki hadiseler ve hisler tarafından bastırılmış kötücül hisler gizli ve arada bir başlarını çıkarıp küçük ısırıklar alıyorlar. Ta ki devasa bir ağız hepsini yutana kadar. Sedna’ya gelirsek, Mora’nın alter egosu olmayı seçmiş diyebiliriz. Bazı ilişkiler böyledir ve bu tip ilişkiler bir gün mutlaka can yakar. 

Aynur Kulak: Mora  karakterine ayrıca değinmek istiyorum.. Mora’nın anlamı “hayat değiştiren”.  Diğer karakterlerin hayatlarına etki etmiş ve onların hayatlarını değiştirmiş olan Mora’nın aslında kendi değişiminden hemen önceki zamanlarına şahitlik ediyoruz.  Uyanmak üzereyken tanımaya başlıyoruz Mora’yı. Mora karakteri için kendi hayatının gerçeklerine uyanmış bir karakter diyebilir miyiz? 

Dilek Neşe Açıker: Gerçekte Mora isminin böyle bir anlamı yok. Metin içinde uydurduğum şeylerden biri. Sebebine gelince, sizin de dediğiniz gibi Mora’nın hikâye içindeki sürekli değişimini ifade eden destekleyici unsurlara olan ihtiyaç olduğunu söyleyebilirim. Kendi hazırladığı kurgu içinde, kontrol alanı dışındaki müdahalelerin de tesiriyle hayatı farklı algılamaya başlaması. Aslında bütün sıra dışılıklara rağmen ben Mora’nın olduğundan da sıradan biri olmaya çabaladığını düşünüyorum. 

Aynur Kulak: Sedna& Mora ilişkisi romandaki kadın karakterlerin varlığı açısından önemli bir yerde duruyor. Bir tür birleştirici unsur ve aynı zamanda gölgeleyici bir yapı.  Sedna Mora’nın uyanmasını sağlayan bir hayal aslında ve bu tarafından bakınca son derece güçlü de bir hayal. Bu anlamda romandaki kadınlar birbirlerini gölgeleyen unsurlar olarak resmedilmiş. Romanın gizem içeren bir tarafının olması da bunda etken olabilir elbet fakat Mora’nın Sedna ile ve bu iki karakterin diğer kadınlarla daha fazla çarpışmasını isterdim, bir okuyucu refleksi olarak belki de.  Romandaki kadın varlıklarını açabilir misiniz? 

Dilek Neşe Açıker: Hikâyedeki neredeyse görünmez, incecik ipi tutup çekmişsiniz. Muhteşem. Notlar alıp taslak üzerinde çalışmaya başladığımda Sedna, Mora’nın alter egosu olacaktı. Sonradan bütünü fiziksel olarak ayırmaya ama zihinlerini bağlı bırakmaya karar verdim, çünkü Sedna beni buradan çıkarın diye bas bas bağırmaya başlamıştı. İlk versiyonun otuzuncu sayfasına geldim ve yine çöp kutusuyla bakışmaya başladık. Neyse ki yazdıklarımı silme hususunda çok rahatımdır. Bence hikâyedeki kadınların en dikkat çekici ve ortak özelliği – Kartanesi hariç. İyilik onun naturasında var –  iyi insan olmak için bilhassa çaba harcama endişesi taşımamaları ve kendileri hatalarıyla kabullenmeleri. Bir sürü sahtelik içinde rahatsız edecek kadar gerçek oluşları. Birbirlerinin arkasından iş çevirirken en azından kendilerine karşı dürüstler. Bütün kadın karakterler bu anlamda ikiyüzlülükten uzak. Gerçek hayatta, hemen her insan bu çok zordur. En çok kendimizi kandırırız. Mora, Sedna ve Narel’in böyle bir kaygısı yok. Tabii bunun öncesinde hepsinin geçmişte nasıl incindiğine de şahitlik ediyoruz. Ağır travmalar her birinde farklı şekillerde tezahür ediyor. 

Aynur Kulak: Romanın eril yapısına da değinmek istiyorum. Tabii ki Mora’nın ilgi duyduğu Marlin var. Mora’nın vefat eden kocası Nida var. Balıkçı var. Ve romanın sonuna doğru aslında Mora’nın hayatını ciddi şekilde etkilemiş bir baba figürü var. Erkek karakterlerin hepsi neredeyse varla yok arasındalar ama var olmaları (gerçekten var olmaları, var olmalarının gerçekten hissedilmek istenildiği hatta) hep çok istenen  bu karakterlere çok ihtiyaç duyulmasına rağmen yoklar. Silikler. Varlıklarını tam olarak hissedemiyoruz. Özellikle mi silikleştirmek istediniz eril karakterleri?  Erillik sadece gücün ifadesi olarak karşılığını buluyor, güç de olmayınca silikleşiyor otomatik olarak diyebilir miyiz? 

Dilek Neşe Açıker: Silik olsalar bile etkileri çok yoğun. Onların zaafları, acımasızlıkları ya da sevgilerinin bu üç kadın üzerindeki tesirini hissedebiliyoruz. Mesela Narel’e bakalım. Akademideki erkek egemen yapıdan mustarip. Onları birer karakter değil ama devasa bir topluluk olarak görüyor ve Narel üzerinden baskıyı hissedebiliyoruz. Sedna’nın babası da öyle ve bu kadınlar baskının kaynağından ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın bir parçasını yanında, içinde gittiği yere götürüyor. Yani izler silinmiyor, gölgeler ve hayaletler bir türlü kaybolmuyor ve canavarın gölgesi şekilden şekle girebiliyor. Marlin’in silik gibi görünmesinin sebebi ise başka. O normal biri. Sıradan bir mucize gibi. Mora’yla birbirilerinin gölgesi değiller, yan yana yürüyorlar. Bir Jane Austen karakteri de değil Marlin. Kimseyi kurtarmıyor, tepeden bakmıyor. Bu anlamda heyecan yaratmıyor olabilir, ama belki de hikâyelerin Marlin gibi erkek karakterlere ihtiyacı vardır.

Aynur Kulak: Rene Char’ın bir sözü vardır. “Yemiş kördür. Ağaçtır gören.” Yanardöner’den biraz bahseder misiniz?Romanın dış yapısını oluşturan metaforik yapıya uygun olarak romanın içinde -karakterlerden bağımsız olarak- yer alan cansız diğer öznelerin varlığı (Yanardöner’i kast ediyorum) insanın sıradan hikayesini sıra dışı gizemler silsilesine çeviriyor diyebilir miyiz? Israrla neden bizi körleştiren şeyleri istiyoruz da görmemizi sağlayan şeyleri görmezden geliyoruz sizce? Yanardöner’in Sıradan Mucizesi romanını ana izleği biraz da gördüklerimiz ve görmezden geldiklerimiz üzerine kurulu diyebilir miyiz? 

Dilek Neşe Açıker: Meşhur sözde olduğu gibi, hikâyede şehre bir yabancının gelmesi gerekiyordu ve bu hikâyenin yabancısı da Yanardöner. Hikâyenin merkezinde cansız bir nesne. Bahşettiği iddia edilen mucizelerin her biri kişinin kendi çabasıyla elde edebileceği şeyler, ama biz insanlar kolay yoldan sahip olmayı severiz. Yanardöner’in temsil ettiklerinin ilki bu kolaycılık ve insanın kolay yoldan elde etmek için neler yapabileceği. Yanardöner’in ortaya çıkışıyla kahramanlar hakiki yüzlerini çok daha net gösterme cesareti buluyor ve küçük bir ağaç onları sıra dışı olduklarına ya da olabileceklerine inandırıyor. Üstüne üstlük Yanardöner aynı zamanda bir ganimet ve iştah kabartıyor. İçimizdeki açgözlüyü de kolayca açığa çıkarıyor. Yanardöner hepimizin mucizelere inanmaya hazır olduğunu gösteren bir ayna görevi de görüyor ve bu ayna gerçekte sahip olduğumuz kabiliyetleri emiyor. Çabalamak yerine bir mucize beklemeye başlıyoruz ve romandaki bazı kahramanlar bunun ne kadar satılabilir bir ürün olduğunun farkında. Gerçek hayatta da hepimiz sıra dışı olmak istiyoruz. Farklı, sıra dışı ve ilgi çekici… Medya – daha çok sosyal medya – her gün bunu körüklüyor ve kulağımıza üflüyor. Mora da bunun farkında ve diğerlerini nereden yakalayacağını çok iyi biliyor. Görmezden gelir gibi ama olan biteni dilediğinden de fazla görerek. 

Aynur Kulak: Dünya pandemiyle nasıl bir sınava tabii tutuluyor sizce?  Neden tüm bunlar başımıza gelmiş olabilir? Yanardöner’in Sıradan Mucizesi’ni kapsayan bir üçleme yazmak istediğinizi biliyorum. İçinde bulunduğumuz bu pandemi süreci peşi sıra gelecek ikinci ve üçüncü romanların ana izleğini etkileyecek mi, etkiler mi ya da ne dersiniz?

Dilek Neşe Açıker: Dünyaya ve birbirimize çok kötü davranıyoruz. Maalesef insanoğlu yaşamı eşitsizlik ve adaletsizlik üzerine kurdu. Küçük bir zümre kazanıyor ve dünyanın geri kalanı onlar daha çok kazansın diye çalışıyor. Emek kavramı hakiki anlamını neredeyse yitirmiş durumda. Sürekli tüketiyor ve harcıyoruz, çünkü bize mütemadiyen bunu yapmamız gerektiği söyleniyor. Berbat şehirlerde yaşıyoruz. Havamız, suyumuz kirli, yediklerimiz sağlıksız. Tabiatta yarattığımız tahribat tamir edilemez seviyede. Bilimi göz ardı ettik. Geriye dönük haber ve makalelere baktığımızda, bağıran ama sesi duyulmayan, bugünlerin geleceğini söyleyen insanlar görüyorsunuz. Kaçınılmaz olandı ve oldu. Bunun için hepimiz birbirimizi suçlayabiliriz. Pandemi bize dünyada nasıl pamuk ipliğine bağlı yaşadığımızı gösterdi, ama bence – sizin sorunuzda kullandığınız sözden çalıyorum – bunu sadece ağaç görüyor, yemiş hala kör. Pandemi bitince yaşadıklarımızdan en ufak ders almayacağımıza neredeyse eminim.  Sadece bizim ülkemizde binlerce insan öldü. İşsiz kalanlar, her şeyini kaybedenler var. Hepimizin yakın çevresinde giderek sayısı artan oranda insanlar bunları yaşıyor. Aylardır bazı zorunlu haller dışında evden çıkmadım. Kendimi şanslı saymalıyım. Bundan ötesi benim için şımarıklık olur. Şimdilik kayıplarım telafi edilebilir düzeyde. Günlük işlerin eskisinden daha fazla vakit alması ve yazmaya ayırdığım vaktin azalması dışında dert edecek şeyleri çok fazla olmayacak kadar şanslıyım. Hayatı küçücük yaşamanın katkısı da var.

Bütün bunlar olurken yeni kitaba da başladım. Henüz yolun başındayım. Marlin’in devam hikâyesini yazıyorum ve ilk kez bir romanımda ana karakter bir erkek. Ortaya en çıkacağını merak ediyorum. Yürümeyi çok severim ve yürürken kafam diğer zamanlarda olduğundan daha çok çalışır. Yürüyüşlerden eve döndüğümde yazdıklarımdan hep memnun kalırım. Şimdi bundan yoksunum. Umarım bugünler tahmin edilenden önce biter ve mutlu olmanın, sorunların üstesinden gelmenin yeni yollarını buluruz. 

\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker ile son roman\u0131 Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi oda\u011f\u0131nda yapm\u0131\u015f oldu\u011fum s\u00f6yle\u015fide bir hikayenin ezberledi\u011fimiz hikaye aktar\u0131m bi\u00e7iminin nas\u0131l da d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131kar\u0131l\u0131p, bozularak, kal\u0131plar\u0131 yok edip anlat\u0131m\u0131 s\u0131radan olandan uzakla\u015ft\u0131r\u0131p nas\u0131l da s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 hale getirilebildi\u011fini  konu\u015ftuk. G\u00f6z\u00fc kara insanlardan bahsettik. G\u00f6z\u00fc karalar listesinde kad\u0131nlar\u0131n \u00e7o\u011funlukta oldu\u011fu ger\u00e7e\u011fi bizi hi\u00e7 \u015fa\u015f\u0131rtmad\u0131. Ayn\u0131 zamanda g\u00f6z\u00fc kara insanlar\u0131n s\u0131radan olaylar\u0131 mucizelere d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrebilme yeteneklerinin bir hikayeyi nas\u0131l de\u011fi\u015ftirebilece\u011fi ger\u00e7e\u011fi en esasl\u0131 ger\u00e7ek olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kt\u0131. Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker ile yapm\u0131\u015f oldu\u011fum s\u00f6yle\u015fi i\u00e7in buyurun l\u00fctfen. <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: M\u00fczik sekt\u00f6r\u00fc, s\u00f6z yazarl\u0131\u011f\u0131 ve bestecili\u011fi, televizyonda metin yazarl\u0131\u011f\u0131 ve proje y\u00f6neticili\u011fi, spor yazarl\u0131\u011f\u0131\u2026 Edebiyatla olan temas\u0131n\u0131z\u0131n ilk ne zaman ger\u00e7ekle\u015fti\u011fini merak ediyorum. Ve tabii t\u00fcm  bu u\u011fra\u015flardan ve ilerlenen yollardan sonra edebiyat\u0131n bu denli merkeze gelmesi ve oda\u011fa yerle\u015fmesini nas\u0131l yorumlars\u0131n\u0131z? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker<\/strong>: 16 ya\u015f\u0131nda evden ayr\u0131l\u0131p arkada\u015f\u0131m Elif\u2019in odadan bozma evine yerle\u015fti\u011finde ba\u015flad\u0131 benim yazma hik\u00e2yem. Daire k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fckt\u00fc ama \u00f6n cephesinde yerden tavana kadar y\u00fckselen \u2013 pencere demek haks\u0131zl\u0131k olur \u2013 camdan bir duvar vard\u0131. Manzaran\u0131n b\u00fcy\u00fck k\u0131sm\u0131n\u0131 \u00e7am a\u011fa\u00e7lar\u0131n\u0131n koyu ye\u015fili ve \u0130stanbul Bo\u011faz\u0131\u2019n\u0131n e\u015fsiz \u2013 o zaman binalarla bu denli bo\u011fulmam\u0131\u015ft\u0131 - g\u00fczelli\u011fi olu\u015fturuyordu. Gezip tozmay\u0131 sevmez, b\u00fct\u00fcn g\u00fcn cam duvar\u0131n \u00f6n\u00fcnde oturur yazmaya \u00e7abalard\u0131m. Asl\u0131na bakarsan\u0131z o g\u00fcnlerden bu yana hep yazd\u0131m ama payla\u015facak cesareti bulmam ge\u00e7 oldu. Akl\u0131ma bununla alakal\u0131 g\u00fczel bir s\u00f6z geldi. \u201cBirini sanat\u00e7\u0131 yapan \u015fey c\u00fcrettir, yetene\u011fi de\u011fil.\u201d Julia Cameron\u2019a ait bu s\u00f6z i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z \u00e7a\u011f\u0131 \u00e7ok iyi ifade ediyor. Asl\u0131nda ilk roman\u0131m\u0131 yazd\u0131\u011f\u0131mda sene 2002 idi ve onu kimseye okutmadan \u00e7\u00f6pe att\u0131m. Sonraki birka\u00e7 denememin ak\u0131beti de ayn\u0131 oldu. Kendimle yar\u0131\u015f\u0131m ve kavgam ebediyete kadar s\u00fcrecek san\u0131yorum. Yay\u0131nlanan ilk kitab\u0131m ortak bir proje olmasa belki de bu maceraya hi\u00e7bir zaman c\u00fcret edemeyecektim. Yazd\u0131\u011f\u0131m \u015fark\u0131lar\u0131n da katk\u0131s\u0131 oldu diyebilirim.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Yeni roman\u0131n\u0131z Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi ile bulu\u015ftuk. Denizin Hik\u00e2yesi (2014), G\u00fcnd\u00fcz Kelebe\u011fi (2015) ve \u015eark\u0131s\u0131 G\u00fczel (2018). Aitlik hissinin odakta oldu\u011fu konular\u0131 oda\u011fa alan bir yazar olarak \u00fc\u00e7 romandan sonra Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi\u2019ni yazmaya sizi g\u00f6t\u00fcren yollar nas\u0131l olu\u015ftu? Roman\u0131n\u0131z\u0131 yazarken nas\u0131l bir s\u00fcre\u00e7 ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131, ne t\u00fcr de\u011fi\u015fimler olmu\u015ftu da siz Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi\u2019ni yazmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131n\u0131z? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker<\/strong>: Yazma tecr\u00fcbemi ifade edebilecek kelimeler se\u00e7sem, bunlar; karga\u015fa, delilik, depresyon, sukutuhayal ve heyecan olurdu. Ba\u015f\u0131ndan beri bir metodum olmad\u0131. Denemedim de\u011fil. Her roman\u0131n ba\u015flang\u0131c\u0131nda notlar ald\u0131m, tablolar haz\u0131rlad\u0131m, nihayetinde onlardan hi\u00e7 faydalanmad\u0131m. Yazmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131m anda d\u00fcnyam, benli\u011fim, al\u0131\u015fkanl\u0131klar\u0131m de\u011fi\u015fiveriyor.  \u0130lk c\u00fcmleden sonra kelimeler taraf\u0131ndan ele ge\u00e7iriliyorum ve her seferinden kendimi tasar\u0131lar\u0131m\u0131n, hayallerimin d\u0131\u015f\u0131nda bir hik\u00e2ye yazarken buluyorum. Sonunu bilmedi\u011fim bir macera gibi. Yol beni bir yerlere g\u00f6t\u00fcr\u00fcyor. Zuhur eden bu yeni c\u00fcmlelerin nerede sakland\u0131\u011f\u0131 konusunda da bir fikrim yok. Sadece geliyorlar. Denizin Hik\u00e2yesi\u2019nden bu yana elbette baz\u0131 de\u011fi\u015fiklikler oldu. Kendime olabildi\u011fince sa\u00e7malama \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc verdim. Yazd\u0131klar\u0131m \u00fczerinde d\u00fc\u015f\u00fcnmemeyi \u00f6\u011frendim. D\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsem mant\u0131k arar\u0131m ama bence bu benim i\u00e7in tamamen nafile bir \u00e7aba olur. Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi i\u00e7in benim \u00f6zg\u00fcrle\u015fmeyi ve kendimi ait hissetti\u011fim yeri bulmaya yakla\u015fmay\u0131 ifade ediyor. Yazarken ilk defa e\u011flendi\u011fimi hissettim. Sadece ge\u00e7ici bir s\u00fcre i\u00e7in bu benim. Bunda daha \u00f6nce \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m, benim i\u00e7in edit\u00f6rden \u00e7ok bir \u00f6\u011fretmen vazifesi g\u00f6ren Vildan Bizer\u2019in katk\u0131s\u0131 b\u00fcy\u00fckt\u00fcr. Beynimin i\u00e7inde ke\u015ffe \u00e7\u0131kmay\u0131 ve bu yaparken hangi ara\u00e7lar\u0131 kullanmam gerekti\u011fini bana o \u00f6\u011fretti. Bu vesileyle ona tekrar te\u015fekk\u00fcr etmek istiyorum. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi anlat\u0131m\u0131, ifade bi\u00e7imi, kurgusu, karakterleri ile hem di\u011fer romanlar\u0131n\u0131zdan hem de klasik roman yap\u0131s\u0131ndan farkl\u0131 bir yere konumluyor kendini. Anlat\u0131mda mecaz\u0131n \u00f6n plana \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131, bu anlamda metaforun bolca kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ill\u00fczyonlar silsilesinin i\u00e7ine giriyoruz.. Hayatta da oldu\u011fu gibi. Metaforun temelinde gizem yatar (bu da dolay\u0131s\u0131yla gizemi \u00e7\u00f6zmek i\u00e7in \u00e7e\u015fitli ill\u00fczyonlar yarat\u0131r) s\u00f6z\u00fcnden de yola \u00e7\u0131karak; karakterlerin duygular\u0131n\u0131 anlat\u0131rken se\u00e7ti\u011finiz mecaz tan\u0131mlardan tutal\u0131m da, mek\u00e2nlar\u0131n mecaz tan\u0131m\u0131na ya da durumlar\u0131n metaforuna, olaylar\u0131n metaforuna varana kadar anlatmak istedi\u011finiz hik\u00e2yeyi neden b\u00f6yle bir yap\u0131da anlatmay\u0131 tercih ettiniz? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker:<\/strong> Asl\u0131nda bu bir tercih de\u011fildi. Kitab\u0131 bitiyorum dedi\u011fim yerde, yani sonlara do\u011fru bir anda bir paragraf yazd\u0131m. Metnin o ana kadarki diliyle tamamen alakas\u0131z, e\u011flenceli ve muzip c\u00fcmleler s\u0131ralanmaya ba\u015flad\u0131. Yakalad\u0131\u011f\u0131m ya da beni yakalayan bu \u00fcslup kahkahalar atmam\u0131 sa\u011flad\u0131. \u00c7ok mutlu oldu\u011fumu hissettim. Ba\u015fa d\u00f6nd\u00fcm ve kitab\u0131 bu yeni dille ba\u015ftan yazd\u0131m. Neredeyse her \u015feyin ill\u00fczyon oldu\u011fu bir kurguda b\u00f6yle bir dile ihtiya\u00e7 varm\u0131\u015f me\u011fer. Yazarken belli bir bilin\u00e7 ya da tasar\u0131yla ilerlemiyorum ya da ilerleyemiyorum. Kendili\u011finden olan \u015feyleri seviyorum ve sonu\u00e7tan hayli memnunum. Ortaya \u00e7\u0131kan ve \u00e7\u0131lg\u0131nca diye tabir edilebilece\u011fim metin herkesin okumaktan keyif alaca\u011f\u0131 bir metin mi,\u00a0 bundan emin de\u011filim, ama gizemler ve metaforlar d\u00fcnyas\u0131nda gezinmek en az\u0131ndan benim i\u00e7in heyecan vericiydi.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Romanda s\u0131radan insanlar\u0131n s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 hik\u00e2yelerini okuyoruz asl\u0131nda ve s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 se\u00e7imlerini. Eski trapezci Nida, Nida\u2019n\u0131n eski kar\u0131s\u0131 bir tarihi eser ka\u00e7ak\u00e7\u0131s\u0131, yeni kar\u0131s\u0131 Mora bir kukla yap\u0131mc\u0131s\u0131; Mora\u2019n\u0131n teyzesi bir ka\u00e7\u0131k ve en yak\u0131n arkada\u015f\u0131 Sedna ise Mora\u2019n\u0131n kafas\u0131n\u0131n i\u00e7inde bir hayalet mi (hayalden ibaret mi) yoksa Mora\u2019n\u0131n alter egosu mu, tart\u0131\u015f\u0131l\u0131r. Belki de Mora ile Sedna aras\u0131nda olanlar ve bunlar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmemizi sa\u011flayan hissiyat daha \u00f6nemli. S\u0131radan insanlar\u0131 s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 yapan, yapt\u0131klar\u0131 i\u015flerden de ba\u011f\u0131ms\u0131z olarak okuyucuya ge\u00e7irdikleri hissiyat olabilir mi? Hatta kitaba ismini verir \u015fekilde yaratt\u0131klar\u0131 mucizeler s\u0131radan olsa bile onlar\u0131 s\u0131radan k\u0131lmayan \u00f6zellikleri var. Ne dersiniz?\u00a0<\/strong><\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker<\/strong>: Karakterleri s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 yapan \u015feylerden biri g\u00f6z\u00fc kara tipler olmalar\u0131. Hi\u00e7birinin dilinin kemi\u011fi yok. Neticenin k\u00f6t\u00fc olaca\u011f\u0131n\u0131 bile bile sinir u\u00e7lar\u0131n\u0131 ka\u015f\u0131yor, d\u00fcnyay\u0131 tersine \u00e7eviriyor ve k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn ola\u011fan olmayan, en bencil, en bireysel halini g\u00f6z\u00fcm\u00fcze sokuyorlar. Sedna ve Mora aras\u0131ndaki simbiyotik ili\u015fkide hayat\u0131n ola\u011fan ak\u0131\u015f\u0131ndaki hadiseler ve hisler taraf\u0131ndan bast\u0131r\u0131lm\u0131\u015f k\u00f6t\u00fcc\u00fcl hisler gizli ve arada bir ba\u015flar\u0131n\u0131 \u00e7\u0131kar\u0131p k\u00fc\u00e7\u00fck \u0131s\u0131r\u0131klar al\u0131yorlar. Ta ki devasa bir a\u011f\u0131z hepsini yutana kadar. Sedna\u2019ya gelirsek, Mora\u2019n\u0131n alter egosu olmay\u0131 se\u00e7mi\u015f diyebiliriz. Baz\u0131 ili\u015fkiler b\u00f6yledir ve bu tip ili\u015fkiler bir g\u00fcn mutlaka can yakar. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Mora  karakterine ayr\u0131ca de\u011finmek istiyorum.. Mora\u2019n\u0131n anlam\u0131 \u201chayat de\u011fi\u015ftiren\u201d.  Di\u011fer karakterlerin hayatlar\u0131na etki etmi\u015f ve onlar\u0131n hayatlar\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirmi\u015f olan Mora\u2019n\u0131n asl\u0131nda kendi de\u011fi\u015fiminden hemen \u00f6nceki zamanlar\u0131na \u015fahitlik ediyoruz.  Uyanmak \u00fczereyken tan\u0131maya ba\u015fl\u0131yoruz Mora\u2019y\u0131. Mora karakteri i\u00e7in kendi hayat\u0131n\u0131n ger\u00e7eklerine uyanm\u0131\u015f bir karakter diyebilir miyiz? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker: <\/strong>Ger\u00e7ekte Mora isminin b\u00f6yle bir anlam\u0131 yok. Metin i\u00e7inde uydurdu\u011fum \u015feylerden biri. Sebebine gelince, sizin de dedi\u011finiz gibi Mora\u2019n\u0131n hik\u00e2ye i\u00e7indeki s\u00fcrekli de\u011fi\u015fimini ifade eden destekleyici unsurlara olan ihtiya\u00e7 oldu\u011funu s\u00f6yleyebilirim. Kendi haz\u0131rlad\u0131\u011f\u0131 kurgu i\u00e7inde, kontrol alan\u0131 d\u0131\u015f\u0131ndaki m\u00fcdahalelerin de tesiriyle hayat\u0131 farkl\u0131 alg\u0131lamaya ba\u015flamas\u0131. Asl\u0131nda b\u00fct\u00fcn s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131l\u0131klara ra\u011fmen ben Mora\u2019n\u0131n oldu\u011fundan da s\u0131radan biri olmaya \u00e7abalad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Sedna& Mora ili\u015fkisi romandaki kad\u0131n karakterlerin varl\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan \u00f6nemli bir yerde duruyor. Bir t\u00fcr birle\u015ftirici unsur ve ayn\u0131 zamanda g\u00f6lgeleyici bir yap\u0131.  Sedna Mora\u2019n\u0131n uyanmas\u0131n\u0131 sa\u011flayan bir hayal asl\u0131nda ve bu taraf\u0131ndan bak\u0131nca son derece g\u00fc\u00e7l\u00fc de bir hayal. Bu anlamda romandaki kad\u0131nlar birbirlerini g\u00f6lgeleyen unsurlar olarak resmedilmi\u015f. Roman\u0131n gizem i\u00e7eren bir taraf\u0131n\u0131n olmas\u0131 da bunda etken olabilir elbet fakat Mora\u2019n\u0131n Sedna ile ve bu iki karakterin di\u011fer kad\u0131nlarla daha fazla \u00e7arp\u0131\u015fmas\u0131n\u0131 isterdim, bir okuyucu refleksi olarak belki de.  Romandaki kad\u0131n varl\u0131klar\u0131n\u0131 a\u00e7abilir misiniz? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker<\/strong>: Hik\u00e2yedeki neredeyse g\u00f6r\u00fcnmez, incecik ipi tutup \u00e7ekmi\u015fsiniz. Muhte\u015fem. Notlar al\u0131p taslak \u00fczerinde \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131mda Sedna, Mora\u2019n\u0131n alter egosu olacakt\u0131. Sonradan b\u00fct\u00fcn\u00fc fiziksel olarak ay\u0131rmaya ama zihinlerini ba\u011fl\u0131 b\u0131rakmaya karar verdim, \u00e7\u00fcnk\u00fc Sedna beni buradan \u00e7\u0131kar\u0131n diye bas bas ba\u011f\u0131rmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131. \u0130lk versiyonun otuzuncu sayfas\u0131na geldim ve yine \u00e7\u00f6p kutusuyla bak\u0131\u015fmaya ba\u015flad\u0131k. Neyse ki yazd\u0131klar\u0131m\u0131 silme hususunda \u00e7ok rahat\u0131md\u0131r. Bence hik\u00e2yedeki kad\u0131nlar\u0131n en dikkat \u00e7ekici ve ortak \u00f6zelli\u011fi - Kartanesi hari\u00e7. \u0130yilik onun naturas\u0131nda var -  iyi insan olmak i\u00e7in bilhassa \u00e7aba harcama endi\u015fesi ta\u015f\u0131mamalar\u0131 ve kendileri hatalar\u0131yla kabullenmeleri. Bir s\u00fcr\u00fc sahtelik i\u00e7inde rahats\u0131z edecek kadar ger\u00e7ek olu\u015flar\u0131. Birbirlerinin arkas\u0131ndan i\u015f \u00e7evirirken en az\u0131ndan kendilerine kar\u015f\u0131 d\u00fcr\u00fcstler. B\u00fct\u00fcn kad\u0131n karakterler bu anlamda ikiy\u00fczl\u00fcl\u00fckten uzak. Ger\u00e7ek hayatta, hemen her insan bu \u00e7ok zordur. En \u00e7ok kendimizi kand\u0131r\u0131r\u0131z. Mora, Sedna ve Narel\u2019in b\u00f6yle bir kayg\u0131s\u0131 yok. Tabii bunun \u00f6ncesinde hepsinin ge\u00e7mi\u015fte nas\u0131l incindi\u011fine de \u015fahitlik ediyoruz. A\u011f\u0131r travmalar her birinde farkl\u0131 \u015fekillerde tezah\u00fcr ediyor. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Roman\u0131n eril yap\u0131s\u0131na da de\u011finmek istiyorum. Tabii ki Mora\u2019n\u0131n ilgi duydu\u011fu Marlin var. Mora\u2019n\u0131n vefat eden kocas\u0131 Nida var. Bal\u0131k\u00e7\u0131 var. Ve roman\u0131n sonuna do\u011fru asl\u0131nda Mora\u2019n\u0131n hayat\u0131n\u0131 ciddi \u015fekilde etkilemi\u015f bir baba fig\u00fcr\u00fc var. Erkek karakterlerin hepsi neredeyse varla yok aras\u0131ndalar ama var olmalar\u0131 (ger\u00e7ekten var olmalar\u0131, var olmalar\u0131n\u0131n ger\u00e7ekten hissedilmek istenildi\u011fi hatta) hep \u00e7ok istenen  bu karakterlere \u00e7ok ihtiya\u00e7 duyulmas\u0131na ra\u011fmen yoklar. Silikler. Varl\u0131klar\u0131n\u0131 tam olarak hissedemiyoruz. \u00d6zellikle mi silikle\u015ftirmek istediniz eril karakterleri?  Erillik sadece g\u00fcc\u00fcn ifadesi olarak kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 buluyor, g\u00fc\u00e7 de olmay\u0131nca silikle\u015fiyor otomatik olarak diyebilir miyiz? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker<\/strong>: Silik olsalar bile etkileri \u00e7ok yo\u011fun. Onlar\u0131n zaaflar\u0131, ac\u0131mas\u0131zl\u0131klar\u0131 ya da sevgilerinin bu \u00fc\u00e7 kad\u0131n \u00fczerindeki tesirini hissedebiliyoruz. Mesela Narel\u2019e bakal\u0131m. Akademideki erkek egemen yap\u0131dan mustarip. Onlar\u0131 birer karakter de\u011fil ama devasa bir topluluk olarak g\u00f6r\u00fcyor ve Narel \u00fczerinden bask\u0131y\u0131 hissedebiliyoruz. Sedna\u2019n\u0131n babas\u0131 da \u00f6yle ve bu kad\u0131nlar bask\u0131n\u0131n kayna\u011f\u0131ndan ne kadar uzakla\u015f\u0131rsa uzakla\u015fs\u0131n bir par\u00e7as\u0131n\u0131 yan\u0131nda, i\u00e7inde gitti\u011fi yere g\u00f6t\u00fcr\u00fcyor. Yani izler silinmiyor, g\u00f6lgeler ve hayaletler bir t\u00fcrl\u00fc kaybolmuyor ve canavar\u0131n g\u00f6lgesi \u015fekilden \u015fekle girebiliyor. Marlin\u2019in silik gibi g\u00f6r\u00fcnmesinin sebebi ise ba\u015fka. O normal biri. S\u0131radan bir mucize gibi. Mora\u2019yla birbirilerinin g\u00f6lgesi de\u011filler, yan yana y\u00fcr\u00fcyorlar. Bir Jane Austen karakteri de de\u011fil Marlin. Kimseyi kurtarm\u0131yor, tepeden bakm\u0131yor. Bu anlamda heyecan yaratm\u0131yor olabilir, ama belki de hik\u00e2yelerin Marlin gibi erkek karakterlere ihtiyac\u0131 vard\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Rene Char\u2019\u0131n bir s\u00f6z\u00fc vard\u0131r. \u201cYemi\u015f k\u00f6rd\u00fcr. A\u011fa\u00e7t\u0131r g\u00f6ren.\u201d <\/em>Yanard\u00f6ner\u2019den biraz bahseder misiniz?Roman\u0131n d\u0131\u015f yap\u0131s\u0131n\u0131 olu\u015fturan metaforik yap\u0131ya uygun olarak roman\u0131n i\u00e7inde -karakterlerden ba\u011f\u0131ms\u0131z olarak- yer alan cans\u0131z di\u011fer \u00f6znelerin varl\u0131\u011f\u0131 (Yanard\u00f6ner\u2019i kast ediyorum) insan\u0131n s\u0131radan hikayesini s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 gizemler silsilesine \u00e7eviriyor diyebilir miyiz? Israrla neden bizi k\u00f6rle\u015ftiren \u015feyleri istiyoruz da g\u00f6rmemizi sa\u011flayan \u015feyleri g\u00f6rmezden geliyoruz sizce? Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi roman\u0131n\u0131 ana izle\u011fi biraz da g\u00f6rd\u00fcklerimiz ve g\u00f6rmezden geldiklerimiz \u00fczerine kurulu diyebilir miyiz?\u00a0<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

<\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker:<\/strong> Me\u015fhur s\u00f6zde oldu\u011fu gibi, hik\u00e2yede \u015fehre bir yabanc\u0131n\u0131n gelmesi gerekiyordu ve bu hik\u00e2yenin yabanc\u0131s\u0131 da Yanard\u00f6ner. Hik\u00e2yenin merkezinde cans\u0131z bir nesne. Bah\u015fetti\u011fi iddia edilen mucizelerin her biri ki\u015finin kendi \u00e7abas\u0131yla elde edebilece\u011fi \u015feyler, ama biz insanlar kolay yoldan sahip olmay\u0131 severiz. Yanard\u00f6ner\u2019in temsil ettiklerinin ilki bu kolayc\u0131l\u0131k ve insan\u0131n kolay yoldan elde etmek i\u00e7in neler yapabilece\u011fi. Yanard\u00f6ner\u2019in ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131yla kahramanlar hakiki y\u00fczlerini \u00e7ok daha net g\u00f6sterme cesareti buluyor ve k\u00fc\u00e7\u00fck bir a\u011fa\u00e7 onlar\u0131 s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 olduklar\u0131na ya da olabileceklerine inand\u0131r\u0131yor. \u00dcst\u00fcne \u00fcstl\u00fck Yanard\u00f6ner ayn\u0131 zamanda bir ganimet ve i\u015ftah kabart\u0131yor. \u0130\u00e7imizdeki a\u00e7g\u00f6zl\u00fcy\u00fc de kolayca a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kar\u0131yor. Yanard\u00f6ner hepimizin mucizelere inanmaya haz\u0131r oldu\u011funu g\u00f6steren bir ayna g\u00f6revi de g\u00f6r\u00fcyor ve bu ayna ger\u00e7ekte sahip oldu\u011fumuz kabiliyetleri emiyor. \u00c7abalamak yerine bir mucize beklemeye ba\u015fl\u0131yoruz ve romandaki baz\u0131 kahramanlar bunun ne kadar sat\u0131labilir bir \u00fcr\u00fcn oldu\u011funun fark\u0131nda. Ger\u00e7ek hayatta da hepimiz s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 olmak istiyoruz. Farkl\u0131, s\u0131ra d\u0131\u015f\u0131 ve ilgi \u00e7ekici\u2026 Medya \u2013 daha \u00e7ok sosyal medya \u2013 her g\u00fcn bunu k\u00f6r\u00fckl\u00fcyor ve kula\u011f\u0131m\u0131za \u00fcfl\u00fcyor. Mora da bunun fark\u0131nda ve di\u011ferlerini nereden yakalayaca\u011f\u0131n\u0131 \u00e7ok iyi biliyor. G\u00f6rmezden gelir gibi ama olan biteni diledi\u011finden de fazla g\u00f6rerek. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: D\u00fcnya pandemiyle nas\u0131l bir s\u0131nava tabii tutuluyor sizce?  Neden t\u00fcm bunlar ba\u015f\u0131m\u0131za gelmi\u015f olabilir? Yanard\u00f6ner\u2019in S\u0131radan Mucizesi\u2019ni kapsayan bir \u00fc\u00e7leme yazmak istedi\u011finizi biliyorum. \u0130\u00e7inde bulundu\u011fumuz bu pandemi s\u00fcreci pe\u015fi s\u0131ra gelecek ikinci ve \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc romanlar\u0131n ana izle\u011fini etkileyecek mi, etkiler mi ya da ne dersiniz?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker: D\u00fcnyaya ve birbirimize \u00e7ok k\u00f6t\u00fc davran\u0131yoruz. Maalesef insano\u011flu ya\u015fam\u0131 e\u015fitsizlik ve adaletsizlik \u00fczerine kurdu. K\u00fc\u00e7\u00fck bir z\u00fcmre kazan\u0131yor ve d\u00fcnyan\u0131n geri kalan\u0131 onlar daha \u00e7ok kazans\u0131n diye \u00e7al\u0131\u015f\u0131yor. Emek kavram\u0131 hakiki anlam\u0131n\u0131 neredeyse yitirmi\u015f durumda. S\u00fcrekli t\u00fcketiyor ve harc\u0131yoruz, \u00e7\u00fcnk\u00fc bize m\u00fctemadiyen bunu yapmam\u0131z gerekti\u011fi s\u00f6yleniyor. Berbat \u015fehirlerde ya\u015f\u0131yoruz. Havam\u0131z, suyumuz kirli, yediklerimiz sa\u011fl\u0131ks\u0131z. Tabiatta yaratt\u0131\u011f\u0131m\u0131z tahribat tamir edilemez seviyede. Bilimi g\u00f6z ard\u0131 ettik. Geriye d\u00f6n\u00fck haber ve makalelere bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda, ba\u011f\u0131ran ama sesi duyulmayan, bug\u00fcnlerin gelece\u011fini s\u00f6yleyen insanlar g\u00f6r\u00fcyorsunuz. Ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz oland\u0131 ve oldu. Bunun i\u00e7in hepimiz birbirimizi su\u00e7layabiliriz. Pandemi bize d\u00fcnyada nas\u0131l pamuk ipli\u011fine ba\u011fl\u0131 ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131 g\u00f6sterdi, ama bence \u2013 sizin sorunuzda kulland\u0131\u011f\u0131n\u0131z s\u00f6zden \u00e7al\u0131yorum \u2013 bunu sadece a\u011fa\u00e7 g\u00f6r\u00fcyor, yemi\u015f hala k\u00f6r. Pandemi bitince ya\u015fad\u0131klar\u0131m\u0131zdan en ufak ders almayaca\u011f\u0131m\u0131za neredeyse eminim.  Sadece bizim \u00fclkemizde binlerce insan \u00f6ld\u00fc. \u0130\u015fsiz kalanlar, her \u015feyini kaybedenler var. Hepimizin yak\u0131n \u00e7evresinde giderek say\u0131s\u0131 artan oranda insanlar bunlar\u0131 ya\u015f\u0131yor. Aylard\u0131r baz\u0131 zorunlu haller d\u0131\u015f\u0131nda evden \u00e7\u0131kmad\u0131m. Kendimi \u015fansl\u0131 saymal\u0131y\u0131m. Bundan \u00f6tesi benim i\u00e7in \u015f\u0131mar\u0131kl\u0131k olur. \u015eimdilik kay\u0131plar\u0131m telafi edilebilir d\u00fczeyde. G\u00fcnl\u00fck i\u015flerin eskisinden daha fazla vakit almas\u0131 ve yazmaya ay\u0131rd\u0131\u011f\u0131m vaktin azalmas\u0131 d\u0131\u015f\u0131nda dert edecek \u015feyleri \u00e7ok fazla olmayacak kadar \u015fansl\u0131y\u0131m. Hayat\u0131 k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fck ya\u015faman\u0131n katk\u0131s\u0131 da var.<\/p>\n\n\n\n

B\u00fct\u00fcn bunlar olurken yeni kitaba da ba\u015flad\u0131m. Hen\u00fcz yolun ba\u015f\u0131nday\u0131m. Marlin\u2019in devam hik\u00e2yesini yaz\u0131yorum ve ilk kez bir roman\u0131mda ana karakter bir erkek. Ortaya en \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131n\u0131 merak ediyorum. Y\u00fcr\u00fcmeyi \u00e7ok severim ve y\u00fcr\u00fcrken kafam di\u011fer zamanlarda oldu\u011fundan daha \u00e7ok \u00e7al\u0131\u015f\u0131r. Y\u00fcr\u00fcy\u00fc\u015flerden eve d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcmde yazd\u0131klar\u0131mdan hep memnun kal\u0131r\u0131m. \u015eimdi bundan yoksunum. Umar\u0131m bug\u00fcnler tahmin edilenden \u00f6nce biter ve mutlu olman\u0131n, sorunlar\u0131n \u00fcstesinden gelmenin yeni yollar\u0131n\u0131 buluruz. <\/p>\n","post_title":"Dilek Ne\u015fe A\u00e7\u0131ker S\u00f6yle\u015fisi\/ G\u00f6z\u00fc Kara \u0130nsanlar Ola\u011fan\u00fcst\u00fc Mucizeler","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"dilek-nese-aciker-soylesisi-gozu-kara-insanlar-olaganustu-mucizeler","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-12-25 14:51:59","post_modified_gmt":"2020-12-25 11:51:59","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=115497","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":115497}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "233"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "59"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Depremzedeler Ankara’ya göçüyor ama barınamıyor

Depremden etkilenen 11 ilin halkı Türkiye’nin çeşitli kentlerine göç etmeye başladı. Depremzedelerin yoğun olarak geldikleri kentlerden biri olan Ankara’da başlarını sokacak bir ev bulmaları oldukça...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol