Ana SayfaYeşilGeri Dönüşümİdrarı da geri dönüştürmek mümkün

İdrarı da geri dönüştürmek mümkün

-

Geri dönüşüme yeteri önemi vermemek, belki de şimdiye kadar yaptığımız en büyük yanlışlıklardan biriydi. Bunun önemini dünya çapında yeni yeni anlamaya başladığımız şu asırda, artık insan idrarı bile değerlendirilebiliyor. Eğer ki iğrenme faktörünü aşabilirsek, belki bizler de bir yaralı parmağa işeyebiliriz.

Her gün sifonu çektiğimizde elveda dediğimiz, böbreklerimizden süzülen, nitrojen ve potasyum açısından zengin o sarı sıvı var ya, onun gübre yapımında kullanılabildiğini biliyor muydunuz?

İnsan idrarı barındırdığı nitrojen, potasyum ve fosfor miktarlarının birbirine oranı ele alındığında, günümüzde kullanılan diğer gübrelere oldukça yakın özellikler gösterir. Ayrıca İsveç’te yürütülen çalışmalar göstermiştir ki, idrar gübre olarak kullanıldığında, insanın besin olarak ihtiyaç duyduğu bitkilerin yüzde 50’si ile yüzde 100’ü arasında pek çok bitki için ideal büyüme sağlama özelliğine sahip.

Peecycling 1
Rich Earth Enstitüsü araştırmacıları idrarları inceliyor.

Peki şehirlerde yaşayan yüzbinlerce, milyonlarca insan, her gün, her gün tuvalete gidip sifonu çektiğinde ne olur? Şöyle ki, doğal sulara karışan yüklü nitrojen miktarı, alg dediğimiz ve çoğunlukla tek hücreli olan canlılar tarafından tüketilir ve nitrojeni bol bulan algler çoğaldıkça çoğalarak, ötrofikasyon dediğimiz olaya sebep olur. Ötrofikasyon, bir sulak alanın yüzeyinin alglerle kaplanması sonucu başlayan ve sulak alanın ekolojik sağlığı açısından oldukça kötü etkileri olan, en sonunda su bitkilerinin, algler tarafından engellenen güneş ışınından mahrum kalarak ölmesiyle ve suyun oksijensiz kalmasıyla son bulan bir olaydır. Kanalizasyonların döküldüğü yerler bu sebeple ölü alanlara dönüşür.

O zaman idrarı tekrar toprağa vererek döngüyü tamamlamak çok daha mantıklıdır. Yiyeceklerimizi topraktan alıp, atıklarımızı toprağa geri verirsek, doğanın bundan memnun olacağına eminim. O halde bu işlem nasıl yapılıyor?

İlk önce idrarın sterilize olduğundan emin olmalıyız. İçerisinde bulunan amonyak, pek çok bakteriyi öldürmeye yetse de, bazı bakteriler hala durduğu yerde duruyor olabilir. Örneğin tifo ve tüberküloz oluşturan bakteriler, idrarda bulunabilir. Bu sebeple evde kendi gübremizin yapımına hiç girmeyeceğim; fakat bu yöntemin profesyonel bir biçimde kullanıldığı ülkeler var, onlardan örnek verebiliriz.

Amsterdam‘da yürütülmüş bir kampanya olan Yeşil İdrar (The Green Urine), insanların idrarlarının toplanıp, sterilize edilmesiyle gerçekleştirildi. Amsterdam’da açık alanda şehrin su şirketi Waternet tarafından toplanan idrar, daha sonrasında gübre yapımında kullanıldı. Tabii ki orası Amsterdam, burada illa açık alanda toplanılmasına gerek yok.

Yeşil Ürin
Amsterdam’da yürütülmüş bir kampanya olan Yeşil İdrar (The Green Urine), insanların idrarlarının toplanıp, sterilize edilmesiyle gerçekleştirildi.

Batı Afrika ülkesi Mali‘de de bununla ilgili bir uygulama yürütüldü ve 2006 ile 2008 yılları arasında, petrol fiyatlarının artmasıyla eş zamanlı artan gübre fiyatlarının çiftçileri zorladığı esnada, ülkeye çok büyük katkıları oldu. Bidonlarda toplanan idrar, bölgede yaygın olan şisto parazitinden kurtulmak için iki-üç gün boyunca bidonda kapağı kapalı bir şekilde bekletilerek daha sonrasında seyreltilerek bitkilere verildi. İnsanlar domates ve biberlerinin daha çabuk büyüdüğünü ve verimin arttığını belirtti. Konu ile ilgili İngilizce uzun bir makale var, incelemek isteyenler olur diyerek buraya koyuyorum.

Daha endüstriyel bir örneği incelemek için ise Amerika’ya gidebiliriz. Amerika’nın Blue Plains atık arıtma tesisi, dünyada bu iş için kullanılan en büyük tesis ve günde ortalama bin 400 milyon litre atık su buraya gidiyor. Bu miktarın yüzde 94’ü, Maryland ve Virginia‘nın bir kısmının ve Kolombiya Eyaleti‘nin tuvaletlerinden, bulaşık makinelerinden ve mutfak giderinden alınıyor.

Blue Pains idrar geri dönüşüm

Elde edilen bu atık su daha sonrasında, bir havuzdan diğerine aktarılarak, karıştırıp köpürtülerek ve alglere besin olarak verilerek saflaştırılıyor. Ancak ondan sonra, yeterince temiz olduğuna kanaat getirildiğinde Potomak Nehrine dökülüyor. Bu esnada ayrıştırılan nitrojen ve fosfordan gübre yapılıyor. Ne kadar güzel değil mi? Nehirleri korurken, bir yandan da bitkileri besliyorlar.

Belediye olarak bir atık arıtma tesisi ile anlaşıp bu işi yürütmek de mümkün. Teknik açıdan her şey mümkün, sadece bir atılım kalmış geriye. Bence buradan beni duyan girişimci bir birey bunu hayata geçirebilir. Ne dersiniz? Böyle bir uygulama olsaydı bu konudaki tavrınız nasıl olurdu?

Kaynak: Goveganic, Off The Grid News, Triple Pundit
Başlık Görseli: Rich Earth Institute

SON YAZILAR

Çevre dostu mimarinin örneği: Sürdürülebilir yaşam, Casa Cosecha de Lluvia ve yağmur suyu yönetimi

Casa Cosecha de Lluvia, dağların kalbinde sürdürülebilirliğin ve yenilikçiliğin mükemmel bir örneğini sunuyor. Yağmur suyunu arıtan bu etkileyici yapı, çevre dostu tasarımıyla size ilham verecek! Robert...

Yeşil mimarinin geleceği: Tarımsal atıklardan mimarinin zirvesine; mısır koçanları karbon emici duvarlara dönüşüyor

Tarım atıklarının mucizevi dönüşümüne tanık olun: Mısır koçanlarından üretilen karbondioksit emen duvar kaplamalarıyla yeşil mimarinin geleceği şekilleniyor! Sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan bu yenilikçi projeyi keşfedelim! İnşaat ve...

Sürdürülebilir mimari tasarımın yeni yıldızı: Ahşaptan ayırt edilemeyen pirinç kabuğu yapı malzemesi

ACRE, ahşap alternatifi olarak öne çıkan bir yapı malzemesidir; dayanıklılığı, suya ve çürümeye karşı direnci, estetik dokusu ve sürdürülebilirliği ile dış mekanlarda mükemmel performans sergiler. Alüminyum ve pirinç tozlarının muazzam bir sentezi olan bu malzeme, çitlerden kapılara, pervazlardan teraslara kadar geniş bir yelpazede dış mekan uygulamaları için ideal bir seçenektir. Dünya ormanlarını koruyan bu malzemeyi keşfediyoruz!

Dönüştüremediklerimizden misiniz?

Çevrenin korunması adına yapılan sayısız kampanya ve yenilik ile karşı karşıyayız. Aslında mesele çevrenin koruma ile yan yana anılmasında. Korumayı gerçekleştirmek için eylemi yapan aktörün...
Selma Çam
Selma Çam
Hayat hikayemi anlatmaktansa, hayatın kendi hikayesinden anladıklarımı anlatmayı yeğlerdim, oysa ki üç aşağı beş yukarı hepimizin hayattan anladığı ve anlamadığı aynı. Anlatmak ise kelimelerin yetersizliği içerisinde kendi anlamını kaybediyor. Hiç bir şey anlatmasam da anlayabilen için çok bile anlattım. Erkan Oğur'un da dediği gibi; "Bu işin sonu sessizlik."

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol