Restorasyon önemli iştir. Tarihten gelene bir imza daha atmak, tarihte daha uzun süre gitsin diye…
Tarihi dokunun mümkün olduğunca değişmeden kalması, gelecek nesillere aktarım görevini daha şeffaf, saygılı, bonkör hâle getirir. Yüzyıllardan gelip yanımızda duran, evet sabit ve durağan, tarihi eserleri beton kafalıların sarmaladığı bir hakim sektörde her geçen gün kaybetmekteyiz.
Binlerce yıl öncesine hiç saygı duymadan, gelişigüzel, tamamen betondan ve bariz zevksiz gerçekleştirilen bu restorasyonlar ile bir yandan dalga konusu olmaktayız, diğer yandan tarihimizi kaybetmekteyiz. Hatalı restorasyonlar tarihi felaket olarak adlandırılıyor.
Günümüz Türkiye’sinde sayısız cami, kale, duvar, tiyatro alanı günümüz inşaatları ile aynı muameleyi görüyor, iş makineleri ile ortamda tahribat yaratılıyor ve hatta eserin aslından bağımsız, yeni yapılar inşa ediliyor.
Tarihi dokusu bozularak trajikomik sonuçlar yaratan bazı tarihi eserleri derledik…
Hatay Arkeoloji Müzesi, dünyanın ikinci en büyük mozaik sergileme müzesi. Fotoğrafları Mayıs 2015’te medyaya düşen, restorasyon esnasında orijinali bozulan mozaiklerin yeni hâli ise “görülmeye değer.”
Kasım 2014’te Gaziantep’te Zeugma Antik Kenti kazılarında ortaya çıkan mozaikler, bölgenin belediye başkanı Fatma Şahin’in de katılımıyla basına tanıtıldı. Şahin ve grup arkadaşlarının 2 bin yıllık tarihi eserlerin üzerinde topluklu ayakkabı ile dönüp durmaları oldukça komik ve dikkat çekici idi.
Restorasyon çalışmaları, tamir edip kalıcı fakat tarihi görselliği de kaybetmemek iken ülkemizde tamamen yanlış anlaşılmış. Onarılmaya çalışılan bir tarihi duvar da Tarihi Urfa Kalesi. Kalenin tarihi 9’uncu yüzyıla dayanıyor. Yağmur nedeniyle çöken duvara uygun görülmüş restorasyon ise inanılmaz:
Pvc ile kaplanmış İshak Paşa Sarayı‘na ne demeli? Yapımı 1784’te biten saray Osmanlı ve Selçuklu kültürünü yansıtan önemli eserlerden.
Çanakkale’de bulunan Apollon Tapınağı ise insanın içini sızlatıyor. Yeniden inşa edilecek basamakların üzerine tonlarca ağırlıktaki tırın çıkması ile restorasyonu yapılan tapınak görenlere “Bu fotoğraf gerçek mi, fotoşop mu?” dedirtiyor…
Antiphellos Antik Tiyatrosu, Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunuyor.Milattan önce 1’inci yüzyılda yapılan 28 sırada 4 bin seyirci kapasiteli oditoryumun zeminine beton dökülünce 2 sıra betonun altında kaldı. Artık 26 sıra…
Fethiye’deki Telmessos Antik Tiyatrosu restorasyon işleminden antikliğini yitirerek çıktı. Eksik parçaların yerine konulması işlemi için 4 milyon 550 bin liraya anlaşmaya varılmıştı.
Anamur Mamure Kalesi UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne 2012 yılında girdi. Restorasyon başladı ve sonuç görenleri hayrete düşürdü: Bin 500 yıllık kale günümüzde kullanılan çimento ile restore edilince tarihi dokusunu da kaybetti…
İznik’te Erken Bizans Dönem’nde kilise olarak inşa edilen Ayasofya, müze olarak kullanılıyordu. 2011 yılında ani bir biçimde cami olarak kullanılmaya başlayan 1700 yıllık tarihi esere son darbe de girişine buzlu camdan kapı takmak oldu.
Kaynak: Arkeoloji Haber, Sol Haber