Erken çocukluk dönemi eğitim programlarından birisi olan Waldorf Yaklaşımı ilk olarak 1919 yılında Almanya’da ortaya çıkmıştır. Rudolf Steiner tarafından geliştirilen bu yaklaşım, çocuk ruhunun düşünme, hissetme ve istekli olma yapısının gelişmesini sağlayarak, yaşam hakkında bilgi sahibi olma sağlıklı ve yapıcı bir yolla yaşamda aktif rol almasına yardımcı olabilmek amacını gütmektedir.
Waldorf Yaklaşımı, çocuğu merkeze alan eğitim felsefesi ile örnek alınacak bir eğitim yaklaşımıdır. Bu felsefe doğrultusunda çocuk eğlenerek öğrenmekte, bir taraftan yaratıcılık gelişimi desteklenirken, diğer taraftan da kendine güven duygusu artmaktadır. Waldorf eğitiminde temel ilke öğrencilerin kendi görgülerini ve dünyadaki yerlerini anlamaya yönelik bir anlayış biçimi geliştirmelerini sağlamaktır. Bu eğitim sistemine göre insanlar öncelikle belirli bir milletin üyesi değil, dünya vatandaşıdır. Bu nedenle çocukların tüm yönleriyle eğitilmesini amaçlayan Waldorf Eğitiminde bütün çocuklar için şu felsefe benimsenmektedir: “Kalp, akıl ve yetenek” (Driscoll, 1999).
Waldorf Eğitim Metodu entelektüel bir içeriği çocuğa zorla öğretmek yerine, çocuğun uyandırılmış ve geliştirilmiş yeteneklere ulaşmasını amaçlamaktadır. Böylece öğrenmenin kendini ve dünyayı keşfetmenin zevkli bir yolculuğu haline geldiğini ifade etmektedir. Waldorf Okullarına göre çocuklar öğrenme ile kendi tecrübeleri arasında bağlantı kurduklarında daha ilgili ve canlı olmakta ve bu tecrübelerle öğrenmeye başlamaktadır (McDermott, 1992).
Waldorf okullarında öğretmen çocukların zayıf yönlerini değil güçlü yönlerini vurgulamaktadır. Programda sanat, müzik, ritm ve dil öğretimi bir bütün oluşturmakta ve hazırlanan bu programlar çocuğun benlik algısını olumlu yönde etkileyecek nitelikleri içinde barındırmaktadır (McDermott, 1992). Ayrıca; Waldorf Okulları akımı hızla büyüyen bir akımdır ve tüm dünyada, 600’ü Avrupa’da, 150’si Amerika’da ve 100’ü dünyanın geri kalan bölgelerinde olmak üzere 850 Waldorf Okulu bulunmaktadır. Ayrıca yine dünyada bin 200 Waldorf Anaokulu bulunmaktadır. Bu okullar 32’den fazla ülkede hemen hemen 120 bin çocuğa eğitim-öğretim sağlamaktadır. Waldorf öğretmenleri yetiştirmek üzere tüm dünyada 50’nin üzerinde “Öğretmen Enstitüsü” vardır (Driscoll, 1999).
Başka Bir Okul Mümkün!
Evet başka bir okul mümkün bu amaç doğrultusunda yola çıkan BBOM Derneği, okul açmaya devam ediyor. Son olarak İzmir Bornova Yakaköy’de açılacak olan okuldan söz etmeden önce size Başka Bir Okul Mümkün Derneği‘nden bahsetmek istiyorum. Waldorf yaklaşımının ekolojik duruşuna paralellik gösteren BBOM Derneği alternatif eğitim anlayışı, demokratik yönetim, ekolojik duruş ve özgün finasman ile bizlere eğitimin gerçekten de başka bir okulla mümkün olabileceğini göstermektedir.
Eğitimde özgürlük!
Temel ilkelerinden olan BBOM eğitim programı ile çocuk merkezli eğitim anlayışı, çocukların duygu ve düşünce dünyasının, yeteneklerinin ve ilgi alanlarının farklılığını ve bu farklılıkların tanınmasını ve vurgulanmasını temel alır.
Ekolojik duruş!
Tüketim yerine yeterli kullanım alışkanlıklarının geliştirilmesi, doğa içindeki tüm canlıların, doğal varlıklara eşit bir şekilde ulaşmaya hakkı olduğuna dair bilinç oluşturmak eğitimin öncelikli amaçlarından biri olacaktır. Bu bağlamda enerjinin ve doğal varlıkların doğru kullanımına, tüketimin asgari düzeye indirilmesine ve sürdürülebilir yaşam modellerine ilişkin ilkeler tüm okul yaşamı içinde var olacaktır.
Başka Bir Okul Mümkün Derneği; çocuk haklarını hayata geçiren, çocukların kendilerini gerçekleştirmelerini sağlayan, katılımcı demokrasiyle yönetilen, ekolojik dengeye saygılı ve ticari kar amacı gütmeyen okul öncesi ve ilkokulların kurulması ve bu modelin ülke çapında yaygınlaşması için çalışmalar sürdüren bir dernektir. Sizde daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz internet sitesinden bakabilirsiniz. Ayrıca böyle güzel bir oluşuma destekte bulunabilir ve gönüllü olabilirsiniz.
Kaynak: Waldorf Yaklaşımı, Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi
Hazırlayan: Ece Çekiç