Hayal kurmanın sınırsız evreninde gezinirken 70’lerin özgür hippi ruhlarını alelade bir sala bindirip açık denizlere yol almalarını istesek birçok insana göre bu imkânsıza yakın bir düş olurdu. Ancak Swoon adı ile bilinen sokak sanatçısı Caledonia Dance Curry ile birlikte 30 arkadaşı bu dünyanın tüketim ve talan tutkusuna isyan ederek hayallerindeki ütopyayı yaratmayı başarmış tarifsiz güzel bir grup.
Swoon ve ekibi 2009 yılında “Serenissima’nın Yüzen Şehirleri” adını verdikleri projelerine çöp toplayarak ilk adımı atıyor. Çöpten buldukları tahtalar, eski kullanılmayan oyuncaklar, araba motorları ile ana mekanizmayı oluşturup geri kalanına ruhlarını yansıtarak kocaman bir yüzen sanat evi inşa ediyorlar. Şu ana kadar birçok sefer düzenleyerek farklı şehirlere bu derme çatma sal ile yolculuk eden grup arasında aktivistler, oyuncular, şarkıcılar, sokak sanatçıları ve tasarımcı insanlar bulunuyor genellikle. Onların ortak özellikleri ise kuşlar kadar özgür bir ruha sahip olmaları.
Bu yolculukları düzenlemelerinin amacı; gezegenimizde popüler bir kültür haline gelen tüketicilik ve doğa talanına bir tepki göstermiş olmak. Ama en önemlisi ise “Keşke gençliğimde ben de böyle şeyler yapsaydım” diyen insanlara ilham verebilmek. Amerika’nın birçok şehrine düzenlenen turların ardından en çarpıcı ve ses getiren tur ise Venedik Bienali’ne denk gelmiş olan Adriyatik Denizi Turu.
Slovakya’nın Koper limanından Venedik’e kadar yüzen sal, birçok sıkıntıya göğüs geriyor. Uluslararası denizcilik yasalarının hiçbirine uymayan grup, beş parasız yola çıkıyor ve çoğu zaman sahil güvenlikten kaçmak için rotasını değiştirmek zorunda kalıyor. İtalyan Sahil Güvenlik görevlileriyle aralarında sorunlar yaşasalar da denizlerde geçen üç haftanın ardından tam Venedik Bienali’nin olduğu tarihlerde sular altındaki büyülü şehre ulaşmayı başarıyorlar. Uğradıkları limanlarda insanlara gösteriler yaparak, el sanatları atölyeleri organize ederek onların kalbine, aklına dokunuyor ve güzel ilişkiler kuruyorlar. Zafer edasıyla şehre giren maceracı grup, gösterilerle ve müzikle karşılanıyor.
Serenissima, İtalyancada “en huzurlu yer” anlamına gelir. Projenin ismi kararlaştırılırken Venedik için kullanılan “La Serenissima” sözüne atıfta bulunulmuş.
Ekibin bir parçası olan ve birçok tura katılan Swoon’un arkadaşı Tod Seelie, doyumsuz yaratıcılığı ve tüm bu karmaşa ortamını fotoğraflamak için grupla birlikte denize açılıyor. Yaşadıkları tarifsiz yolculuğu şu sözlerle açıklıyor:
“Eğer kendi adıma konuşacak olursam bu turlar, içinde birçok şeyi barındırıyor ama en önemlisi insanlara ilham verebilmek idi. Bizim içimizden gelen ilham ve yolu bizimle kesişen insanlara verdiğimiz ilham. Daha önce birçoğumuz otostop ile yolculuk yapmıştık. Ancak denizin üzerinden çöplerden yapılmış bir sal ile yolculuk etmek, bugüne kadar yaptıklarımızın çok ötesinde ayaklarımızı yerden kesmişti. Burada buluşan insanlar, bu yolculuğa kendi dünyalarını kurmak ve yaşamak istedikleri şehirleri elleriyle inşa etmek gayesiyle katıldılar.”
Tod Seelie’nin objektifinden Serenissima’nın Yüzen Şehirleri:
Kaynak: Wired, The Plaid Zebra
Fotoğraflar: Tod Seelie
Hazırlayan:Esra Aydın