Karadeniz’in doğasını mahvedecek ayrıca bölgeyi avm, otel gibi yapılar eşliğinde turizme açacak “Yeşil Yol Projesi”; yaban hayata, önemli bitki türlerine ve insanlara yönelik ciddi boyutta tehlike arz ediyor! İnşaatların başlaması endişeleri artırıyor, ancak Karadeniz’de direniş sürüyor!
Yeşil Yol yaklaşık 2 bin 600 kilometrelik bir rant projesi. Yol boyunca alışveriş merkezleri, oteller, bol miktarda asfalt, modern ve modanın yarattığı villalı beton yığınları ile Doğu Karadeniz’in yaylaları ve doğal ortamı kısırlaştırılacak. Farklı pek çok bitki ve hayvan popülasyonunu ağırlayan Karadeniz, türlerin kaybedilmesi ile geri dönüşsüz bir “yol”a giriyor. Engel olunmadığı takdirde çok bitki türünün geleceği tehlikeye girecek, yaban hayatın bölünmüş yollar ile parçalanan yaşam alanları canlıların hayatta kalma mücadelesini güçleştirecek.
Ölüm yolunu yapma mücadelesindeki rantçılara karşı halkın mücadelesi de her geçen gün büyüyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan doğa dostları her gün bir yeni protesto ile talancıların korkulu rüyasına dönüşmeye devam ediyor. Derelerin Kardeşliği Platformu, Fırtına İnisiyatifi, Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Karadeniz İsyandadır gibi toplulukların yanında; “Biz muhlama yiyen yiyen bir neslin torunlarıyız. İki dozer bir kamyonu ekmeksiz yeruk” yazılı pankart taşıyan Nuray Taşkın’ın başı çekeceği on binlerce kişiden oluşan bir halk kitlesi de Yeşil Yol’a karşı mücadele veriyor.
“Kimse ahkam kesmesin. Bu yolu yapacağız”
Halk direnişinin büyümesini hızlandıran ise inatçı hükümetin, şirketlerin ve bir şekilde kâr odağına dönüşmüşlerin yorum ve uygulamaları oluyor. Rize Valisi Ersin Yazıcı’nın muhtarlar ve bazı turizm firmaları ile yaptığı toplantıdan; iki muhtarın karşı görüş bildirmesine rağmen 7 muhtarın onayı sayesinde çevreye daha az vermek koşulu ile yola devam kararı çıktı. Daha önce de “tepkileri anlayamadığını” belirten Vali, doğanın katline bu kadar sıcak kanlı yaklaşıp, cinayetleri görmezden gelen para özneli bir idareyi ve iradeyi anlayamadan nasıl vali olabildiği ile ilgili merak uyandırmaya başladı.
WWF’ye göre; bölge yeryüzünün en zengin biyolojik çeşitliliğine sahip, ancak tehdit altındaki 35 sıcak noktasından da biri. Karadeniz’in sarp coğrafyasında yüzlerce kilometre uzunluğunda ve onlarca metre genişliğinde bir yol ağı açmak, devasa kazı ve dolgularla hektarlarca orman arazisi, mera ve binlerce ağacın yok olmasına neden olacak.
Rize’deki Ayder Yaylası, Trabzon’daki Uzungöl ve bölgedeki HES projeleri için açılan yollar bunun en bilinen örnekleri. Doğal yaşam alanlarının yol ağlarıyla ve turistik tesislerin başı çektiği yerleşim bölgeleriyle parçalara bölünmesi de başta büyük memeliler gibi geniş alanlara ihtiyaç duyan yaban hayvanlarının ve kuşların yaşamını tehdit edecek. Hayvanların üremeleri, doğal alanlar arasında geçiş yapmaları, beslenme ve barınma alanları bulmaları zorlaşacak, insanlarla çatışmaları artacaktır.
Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’ni de içine alan Kafkasya, WWF’in belirlediği 200 Küresel Ekolojik Bölge arasında yer alıyor. Kafkasya, son buzul çağından bu yana görece el değmemiş doğal ekosistemlere sahip. Doğu Karadeniz Dağları ikisi küresel, 80’i Avrupa ve 214’ü ulusal ölçekte olmak üzere toplam 296 tehlike altındaki bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Küresel göç yolları üzerinde yer alan bölge aynı zamanda bir Önemli Kuş Alanı. Projenin yapılacağı alan aynı zamanda Avrupa’da bulunan 100, Türkiye’de bulunan dokuz Sıcak Orman Noktası’ndan ikisini içeriyor. Orman Sıcak Noktaları biyolojik çeşitliliğin yüksek olduğu, nadir ve nesli tehlike altındaki türlere, bozulmamış yaşam alanlarına ev sahipliği yapan, dış baskı ve tehditlere duyarlılığı fazla yerlerdir.
Kaynak: WWF, Hürriyet
Başlık Görseli: Zete