Nikaragua’nın keşişi sayılan Alberto Gutierrez, neredeyse seksen yaşında ve hayatı boyunca bu topraklardan ayrılmamış. Elektrik ve şebeke suyu kullanmıyor, yalnızca toprağın ona verdikleriyle yetiniyor: Muz, portakal, mango, kahve ve kendi yetiştirdiği ananaslar. Günlerini 30 yıldır kaya oymacılığı ile geçiriyor. Bu özgün yaşam tarzı, meraklı gezginlerin de ilgisini çekiyor, kesinlikle bir ilham kaynağı.
Gezgin ve fotoğrafçı Matthew Karsten blog’unda, Gutierrez’i bulmak için otostopla Tisey’e gittiğinden ve buna değdiğinden bahsediyor. Tepeden aşağı indikçe, evinin önünde onunla tanışmak için bekleyen güler yüzlü bir adam görüyor: “Kar beyazı kıvırcık saçlar, bronzlaşmış bir deri ve yüz çizgilerine sahip olmaktan öyle memnun görünüyordu ki.”
Gutierrez, ziyaretçilerine oymalarını sergilemekten de keyif duyuyor: Evini çevreleyen büyük kayalar, kilise resimleri ve taşa işlenen hayvan figürleri… Kayaları oymak içinse keskin demir çubuklar, metal bıçak ve taş kırma çekici kullanıyor. Çalışmalarını çoğunlukla kırmızı, mavi, yeşil ve beyazla renklendiriyor.
Kayalardan oluşan 90 metre yüksekliğindeki duvar tamamen oymalarla süslenmiş. Çeşitli hayvan figürlerinin dolaştığı duvarlarda, Nicaragua’nın haritası, katedraller, Kristof Kolomb’un gemileri, New York’un İkiz Kuleleri ve çiçeklerle bezenmiş İsa figürleri de yer alıyor. Gutierrez, ziyaretçilerinin dinlenebilmesi için de ahşap banklar inşa ediyor.
Kaynak: The Plaid Zebra