Fotoğrafçılığa ömrünü veren bir isim, hayatı boyu insanlığa; insana objektifini çevirmiş bir sanatçı, beşeriyetin can çekişmelerini; acılarını bizlere en yalın haliyle 40 yıl boyunca sunan usta o; Sebastião Salgado. Toprağın Tuzu isimli bu belgeselde bir insan yaşamına sığdırılamayacak 40 yılı adım adım Salgado ile birlikte yaşıyoruz.
Otobiyografi tadındaki belgeselin yönetmenliğini oğlu Juliano Riberio Salgado ve Wim Wenders üstlenmişler.
Objektif karşısına geçen fotoğrafçımız objektif arkasında olduğu kadar etkileyici bir sunum ortaya koyuyor. Gençlik yıllarından başlayarak takip ediyoruz yaşamını. Yıllarca süren seyahatlerini tanık olduğu ve fotoğrafladığı acıları kendi sesinden anlatıyor bizlere. Savaş mültecilerinden yerlilere, açlıktan ölen çocuklardan soyu tükenen canlılara kadar dünyanın çığlığını sunuyor kadrajından. Savaşların açtığı yaralara ışık tutuyor sanatçı. İnsanlığın doğada açtığı yaralara dokunuyor kendi tarzıyla. Kirlenen, kirlettiğimiz, öldürdüğümüz dünyayı gözlerimizin önüne seriyor her karesiyle.
Sadece bir fotoğraf sanatçısı olarak bakamıyorsunuz Salgado’ya. Ömrünü dünyayı dünyalılara anlatmaya adamış bir kâşif o. Sıtma, açlık ve ölüm riski ile evinden ailesinden uzakta geçen bir hayat başka türlü açıklanamaz.
İzlerken duygularınıza hakim olamayacağınız, gerçekliğin içinden gelen bir baş yapıt Toprağın Tuzu. Oscar almamış olmasına şaşırdığım bu eser müzikleri, görselleri ve anlatımıyla sizleri görmekten çekindiğimiz dünyaya davet ediyor. Siyah-beyaz fotoğrafların büyüsünde gerçekliği yakalamanız dileğiyle.