ABD’de, “Şükran Günü”nden (1) bir sonraki gün “Black Friday” (Kara Cuma) olarak anılır ve bugün dünya çapında birçok yerde indirimlerle ve kampanyalarla şirketlerin insanları aşırı tüketime teşvik ettiği bir gün olarak da ekolojik hafızamızda yer edinir. Black Friday, sadece ABD’de bir milyon tondan fazla ekstra çöpün ortaya çıkmasından da sorumludur.
Bugün, aynı zamanda “International Buy Nothing Day” (Uluslararası Hiçbir Şey Satın Almama Günü). Satın Almama Günü, ilk kez 1992 yılında Kanada‘da tüketim kültürü karşıtı bir hareket olarak “toplumun aşırı tüketim meselesini sorgulamaya başlaması” için ortaya çıktı ve şimdi 65’ten fazla ülkede çeşitli protesto ve performanslarla kendisine yer buluyor.
2000 yılında, tüketim karşıtı çalışmaları yürüten Adbusters dergisinin verdiği ilanlar sadece CNN’de yer alabilmişti. 2011 yılında ise Adbusters, Occupy Wall Street (Wall Street’i İşgal Et) hareketinin başlamasında önemli rol oynadı. Şu anda ise hem Satın Almama Günü kampanyası hem de tüketim karşıtı politik örgütlenmeler, konuyu farklı yönlerden ele alarak, dünyanın ve özellikle de küresel sömürünün kaynağı olan ABD ve Avrupa’da geniş yankı buluyor.
Türkiye’de ise Black Friday furyası, son on yılda katlanarak büyümeye devam ediyor. İnternet üzerinden Amazon, eBay, Microsoft, Valve gibi şirketlerin yaptığı kampanyalar oldukça rağbet görse de Türkiye merkezli markalar da tüketimi teşvik etme fırsatını kaçırmış gibi görünmüyor. Bizlere de bugünü Satın Almama Günü ilan etmek düşüyor.
Satın Almama Günü kapsamında, boykotun yanı sıra, çeşitli etkinlikler de yapılıyor. Toplu kredi kartı imha etme şenlikleri, sokak partileri ve kendin-yap sergileri bunlardan sadece birkaçı. Ayrıca dünyanın pek çok şehrinde, Black Friday’in etkisini en çok gösterdiği yerlerde, “zombi yürüyüşleri” ile tüketicilere ayna tutulmuş oluyor. “Whirl-mart” (3) adli bir başka protesto biçimi ise alışveriş arabalarını boş bir şekilde kasa sırasına sokarak tüketimi yavaşlatmaya çalışıyor.
Black Friday, aşırı tüketimi teşvik ederek tüketim kültürünün hem maddi (doğa ve hayvan sömürüsü, kölelik ve yari kölelik biçimleri dahi alabilen işçi sömürüsü, gelir eşitsizliği…) hem de fikirsel (seksizm ve homofobinin yüceltilmesi, yerel kültürlerin asimilasyona tabii tutularak yok edilmesi, ırkçılık…) zararlarını bünyesinde toplamış görünüyor.
Türkiye’de Black Friday, henüz bayram alışverişlerini ve sevgililer günü gibilerini geçmese de giderek yayılıyor. Bunun karşısında ise örgütlü bir organizasyon yok. Ancak, Black Friday özelinde olmasa bile, sömürü-üretim-pazarlama-tüketim-israf döngüsünü kıracak alternatif pratik ve söylemler üreten yerli bir harekete, Bombalara Karşı Sofralar’a göz atmakta fayda var.